KANDIRA’NIN BİTMEYEN YAZ ÇİLESİ ve VALİ HÜSEYİN AKSOY’LA OLAN DAVAM – Dr. Ersoy KANDEMİR
Kandıra ve Valilerle olan davam - Dr. Ersoy KANDEMİR
KANDIRA’NIN BİTMEYEN YAZ ÇİLESİ ve VALİ HÜSEYİN AKSOY’LA OLAN DAVAM
Kandıra Kocaeli’nin yüzölçümü en büyük ilçesidir. Turizm ve tarım konularında ön plana çıkan Kandıra yaz aylarında üç dört kat artan nüfusuyla ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.
Sık sık yaşanan trafik kazalarından dolayı adı TBMM’de “Kandıra Ölüm Yolu” olarak anılmış bu ilçenin yaz aylarında ciddi sorunları olduğu gerçeği gün yüzü gibi ortadadır.
Her yaz Batı Karadeniz sahil şeridi boyunca denizde boğulmalar artmaktadır. Şile, Kandıra, Karasu’da yüzlerce boğulma haberi hemen hemen her gün duyulmaktadır.
Kandıra ilçesinde uzun yıllardır her yaz yaşanan sorunlardan bahsetmek isterim. Şahsi görüşüm her yaz yaşanan en büyük sorunları en başta Kandıra’daki kurumlar arası koordinasyon eksiklikleri ve yaza hazırlık sürecinde yeterli düzeyde planlamalar yapılmamasına bağlamaktayım.
Büyükşehir Belediyesi hasta nakil ambulansları, 112 ambulansları, KOSKEM ekiplerinin emekleri olmasa ne olur bu Kandıra bilemiyorum! Lakin bu birimlerin her biri farklı kurumlara bağlı.
Kandıra’da yaz aylarında bu birimlerin tek bir harekât merkezinden yönetilmesinin bu ilçede yaşayan vatandaşlarımıza çok daha faydalı olacağına inanıyorum.
Yaz aylarında Kandıra Devlet Hastanesinde son 5 senede ne önlemler aldınız diye sorsam ne cevap gelir sizce yetkililerden?
Yaz aylarında bu hastaneden kaç sevk hangi hastanelere yapılıyordur sizce?
Kolluk kuvvetleri sayısında bu ilçenin artan asayiş olaylarına bağlı olarak ne değişiklikler yapılıyordur dersiniz!
Bu yıl Kocaeli Valiliği’nden peş peşe denize girme yasakları duyuruları gelmekte!
Bunca yıl duymadığım bu duyuruların yapılmadığı yıllarda kaç vatandaşımız denize girip hayatını kaybetmiştir dersiniz?
Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’a sormak isterim, bu yasaklara rağmen denize girip hayatını kaybeden vatandaşlarımız var mıdır?
Yıllardır onca trafik kazasının, boğulmanın yaşandığı bu ilçemizle ilgili bir kere bir milletvekilinin, bir kaymakamın, bir belediye başkanının olay yerine gidip Kocaeli Halkına bilgi aktardığını duydunuz mu?
Milletvekilliği seçim döneminde Fikri Işık’ın karış karış Kandıra’yı gezerken, GİOSB denilen organize sanayi bölgesine verdiği önemi nedense Kandıra Ölüm Yoluna verdiğini göremediğimiz gibi yaptığı açıklamaları da facia olarak nitelendirmiştim.
Düşünün ki bu ilin çoğu milletvekilinin Kandıra yolu ile ilgili en ufak sesi çıkmadı, AKP Milletvekili Fikri Işık yolun bitmemesinden ötürü mahcup olduğunu söylerken faturasını da yol müteahhidine kesiyordu. Geçtiğimiz günlerde AKP Milletvekili İlyas Şeker’de Kandıra Yolu için bitme tarihi veriyordu, kaçıncıya duyuyorum bu bitme tarihini farklı ağızlardan!
Senelerdir ilimizin sorunlarıyla ilgilenirken Kandıra’da yaşanan bir trafik kazasında polis kardeşimiz ve ailesinin hayatını kaybettiği olay benim için bardağı taşıran son damla oldu.
Konuyla ilgili olarak tarafıma açılan bir davanın karar aşamasına gelindi. Bu davada da sanık benim. Karşı taraf dönemin Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, Vali yardımcısı Dursun Balaban, eski il sağlık müdürü Şenol Ergüney’dir.
Kendileri benim bu Kandıra’da yaşanan trafik kazaları ile ilgili ne çaba verdiğimi en iyi bilenlerdendir.
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanlığından çıkan kararnamede iki yol için acil kamulaştırma kararı çıkmıştı. Bu yollardan biri Kandıra Yolu’ydu. Bu kamulaştırma kararında bahsi geçen 9 noktayla benim memurken yazdığım dilekçelerdeki, gazete yorumlarındaki 7 tane sık kaza noktası ne hikmetse örtüşüyordu!
Şimdilerde Aydın Valiliği yapan Hüseyin Aksoy gibi bir vali acaba duruma bu noktadan baktı mı? Bu ilde gördüğüm birçok açıdan görev bilinci en zayıf valiydi.
Geçtiğimiz günlerde Dursun Balaban’ın makamına gittiğimde kendisinin dava konusunda konuşmalarına şaşırdım. Ya olan bitenin farkında değildi ya da hala eski tekniklerini kullanıyordu. Odada Kandıra Belediye Başkanı Adnan Turan’da vardı ama o başka bir gerekçeyle oradaydı, mevzuyla ya da benimle bir alakası yok.
Kendisini tehdit ettiğimi ve bu gerekçe ile açtığı bu davadan dolayı konuşurken, Dursun Balaban odasında çay söyleyecek, içmem dememe rağmen ısrar edecek kadarda alçak gönüllüydü!
Kandıra için çok şeyler yaptığını hatta buna inanmıyorsam oda da o esnada bulunan Adnan Bey’e bunu sorabileceğimi söylüyordu.
Tabi ben bu kişilerin yıllardır yaptığı görevleri çok iyi bildiğim için sormaya gerek dahi duymadım. Kendisine de söylediğim gibi “Sen açtığın davayla gurur duyarcasına konuşuyorsun ama benim hala o yolda hayatını kaybeden vatandaşlarımız için canım yanıyor.”
Yanar çünkü basit önlemlerle birçok insanın hayatının kurtulduğunun resmi kanıtıdır.
Dalca mevkiinde konan kameralar. O kameraların nasıl konulduğunu da Dursun Balaban’dan daha iyi bilen yoktur eminim. Hele o tarihe kadar Jandarma helikopterinin Kandıra yolu üzerinde denetim yaptığını ne işitmiş ne duymuştum. Ne oldu da bu gelişmeler yaşanmaya başlamıştı diye hala düşünüyorum!
Aklıma takılan o kameralar Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde bahsi geçen noktalara takılsaydı Kandıra yolunun yapımına gerek kalır mıydı?
Eylül’ün sonundaki bu davaya tüm Kandıralıları, o yollarda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarını, tüm STK’ları, basını ve Kocaeli milletvekillerini davet ederim.
https://www.kocaelihalkgazetesi.com/makale/7698821/dr-ersoy-kandemir/kandira-ve-valilerle-olan-davam
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.