Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

23Oca/120

BAL-TÜRK Kongresi… / Mustafa Küpçü

Mustafa Küpçü

BAL-TÜRK Kongresi…

Dedem, Balkan Savaşı sonunda Anavatan’a göçmüş. “Balkanlı” bir ailenin çocuğuyum.

Batı Trakya Derneği’nin yanı sıra, Balkan Türkleri Derneği’nin de ( Bal-Türk) kuruluşundan bu yana üyesiyim.

Pazar günü ( 22 Ocak 2012) Bal-Türk Kongresi vardı.

Mesleki niteliğinin yanı sıra insan kişiliğine de büyük saygı duyduğum Prof. Dr. Mustafa Dülger’in daveti üzerine yönetim listesinde yer aldım.

Kongrede iki liste vardı.

Diğer listenin başkan adayı Bayram Çolakoğlu, üç yıl önce, benim divan başkanlığı yaptığım kongrede, Bülent Karagöz’ün listesinden yönetime girmişti.

Sonra, ne gibi gelişmeler oldu, bilemem, Bayram Çolakoğlu başkanlık görevini üstlendi.

Çolakoğlu ve arkadaşları derneği kongreye hazırlarken, çoğu ilk günden itibaren dernek üyesi olan pek çok üyeyi “Hazirun Listesine” almamış!

Gerekçe; “Aidat ödememeleri!”

Bunun “gerekçesi” olarak “Dernek Tüzüğü’ndeki bir madde” gösteriliyor!

Oysa, bir HUKUK TEMEL KAVRAMI vardır; “Tüzük ve Yönetmelikler Yasaya, Yasa da Anayasaya aykırı olmaz!”

Türkiye’nin de altına imza koyduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin “Siyasi Haklar” bölümünde yer alan “genel ve eşit oya dayalı dürüst seçim hakkı” Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal güvencesi altında bir haktır!

Çünkü, TBMM’nce onaylanmış her uluslar arası sözleşme “Anayasa Hükmündedir.”

BAL-TÜRK Kongresinde, “Üyelerin seçme ve seçilme hakları gasp edilmiştir!”

Ne yazık ki, bu derneğe yıllarını vermiş “gerçek üyelerin” tüm feryatlarına rağmen Divan Başkanı bu haklı talebi görmezden gelmiş, yönetimin belirlediği üyelerin oyuna sunmuş ve bir hukuk hatası yapmıştır.

Bu olaydan sonra kimi üyeler arasında başlayan tartışmalar neredeyse kavgaya dönüşecekken, Mustafa Dülger’in “Biz bu şartlar altında çekiliyoruz ve salonu terk ediyoruz.” Sözleri üzerine olaylar büyütülmemiştir.

Bugünkü yönetim, Bulgarlar siyasetinin bile başaramadığını başarmış ve Balkan Göçmenlerini ikiye bölmüştür!

Bu arada, Büyükşehir Belediyesi’nde görevli olan Bayram Çolakoğlu’nun, “Büyükşehir çalışanları arasından ve göçmen kökenli bile olmayan bir çok kişiyi dernek üyesi yaptığı ve bu olayın içinde Büyükşehir Belediyesi’nin siyasal otoritesinin de olduğu” iddiaları ilginç, vahim ve incelenmeye muhtaçtır!

Bal-Türk kongresi, “demokrasi oyununun” tipik bir örneği olarak karşımızdadır!

Kongrede oy hakları ellerinden alınan yüz kadar üyenin imzalarıyla Dernekler İl Müdürlüğü’ne itiraz dilekçesi hazırlanmıştır.

Dernekler İl Müdürlüğü’nü, bu demokrasi ayıbını önlemek üzere göreve çağırıyorum.

Dernek üyeleri aidat ödemekle yükümlüdür.

Ancak; aidat ödemeyen üyelerin seçme ve seçilme hakkı alınmadan, “aidat ödemeleri için yazılı uyarı” yapmaları yönetimin görevidir! Bunu yapmadıkları halde yönetime “zimmet” çıkarılır!

Yüzlerce üyenin seçme ve seçilme hakkını elinden alarak bir derneği bu hale sokmaya hiç kimsenin hakkı yoktur!

Üstelik bu dernek, sıradan bir dernek değildir; Türkiye’nin uluslar arası siyasetinde önemli bir rolü ve aktivitesi vardır.

Bu derneği parçalamadan önce bu “ulusal bilinç ve sorumluluk” içinde hareket edilmesi gerekir.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.