Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

3Nis/200

BELEDİYEYE YASAK, DENİZ FENERİ’NE VE TÜRGEV’E SERBEST – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sBELEDİYEYE YASAK, DENİZ FENERİ’NE VE TÜRGEV’E SERBEST - Ruhittin SÖNMEZ

Anladık ki devletimizin böyle kara günler için hazinesinde hiç para yok. Herkesi evlerine kapatıldığı bir salgında, devletimizin vatandaşlarımızı bir ay dahi besleyecek birikimi kalmamış. Hepsi har vurup harman savrulmuş.

Gelişmiş bütün devletler bu dar günlerde büyük bütçeler ayırarak vatandaşlarına iş, aş ve gelir garantisi vererek “evde kalın çağrısı” yaptı. Evde kalanların temel ihtiyaçlarını evlerine gönderdiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise böyle garantiler ve yardımlar yapamadığı için IBAN numaraları vererek milletten yardım talebinde bulundu.

İş yine milletimizin kendi başının çaresine bakmasına kaldı.

İstanbul ve Ankara korona salgının en çok etkilediği iki büyükşehrimiz. Buraların yerel yöneticileri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara BŞB Başkanı Mansur Yavaş salgın sebebiyle gelirlerini kaybedenler başta olmak üzere ihtiyaç sahiplerine yönelik yardımlara başladılar. Bu çalışmalar birçok belediyemize örnek teşkil etti.

Bir kesim vatandaşlarımız gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştığını gördüğü Belediye yardımlarına katkıda bulunmak istediler. Bu iki belediye de verdikleri hesap numaralarına bağış toplamaya başladılar.

Muhalefet partilerine oy veren vatandaşlarımızın Tayyip Erdoğan ve ekibine güveni yoktu. Çünkü daha önce devletin depremzedeler için, 15 Temmuz Darbe Şehitleri için, işsizlik fonunda toplanan paralar için “bu paralar nerede?” sorularına cevap verilememişti.

Merkez Bankası’nın zor günler için ayırdığı ihtiyat akçesinin bile maksadı dışında harcandığını görüyordu.

Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu belediyelerin yardım toplamasının “yasal olmadığını” söyleyerek bu Belediyelerin hesaplarını bloke ettirdiler.

*******************************

DEVLET İÇİNDE DEVLET OLMAMALI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Belediyelerin yardım toplaması konusunda, “Belediyeler devlet içinde devlet olmaya çalışmamalı" dedi.

Gerçekten hiçbir özel veya tüzel kişi DEVLET İÇİNDE DEVLET OLMAMALI.

Ancak AKP iktidarı boyunca devlet içinde devlet olanları da, devlet gücünü paylaşanları da hatırladıkça bu söze şaşırdım.

FETÖ terör örgütünün (Cemaatin) devlet içinde devlet olması için “ne istedilerse veren” AKP idi.

Çözüm sürecinde Oslo’da, Habur’da, İmralı’da, Dolmabahçe’de, Diyarbakır Meydanında özerk bir devletin temelini atarken PKK terör örgütü ve yan kuruluşlarını devlet içinde devlet yapan da AKP ve Onun Genel Başkanı idi.

Şimdi de belli bakanlıkları ve kurumları tarikat yapılanmalarına teslim ederek devlet içinde devlet oluşturan da AKP iktidarı ve Onun Genel Başkanı.

Devletin yapması gereken bazı işleri yandaş vakıflara veren de AKP. Eğitimi Ensar Vakfı ve Türgev’e, Savunmayı SADAT şirketine, Yardım toplama işlerini Deniz Feneri, İHH, İlim Yayma vd vakıflara devreden bunları “Devlet İçinde Devlet” yapan da AKP ve Onun Genel Başkanı idi.

Bütün bunların sorumlusu olanların, zaten devletin organik bir parçası olan en büyük iki şehrimizin Belediyelerini “devlet içinde devlet” olmakla suçlamasını anlayamadım. (Büyükşehir Belediyesi “idari ve mali özerkliğe sahip, karar organları seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisidir.”)

Ne yapmış bu belediyeler? Terör örgütleri ile işbirliği mi yapmışlar? Devlet imkânlarını yandaş kuruluşlara peşkeş mi çekmişler? Devletin birliğini tehlikeye düşürecek işler mi yapmışlar?

Bu belediyeler Koronavirus salgınından ekonomik olarak etkilenen vatandaşlarımız için yardım toplamışlar ve yardımları ihtiyaç sahiplerine dağıtmışlar. Yaptıkları işin hesabını da şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmışlar. (Çok kötü örnek olmuşlar çoook!)

Bizim “devlet içinde devlet” yaratanlara değil, devlet gibi davranan devlet kurumlarına ihtiyacımız var.

*******************************

YASAL DEĞİL KILIFI

2860 sayılı Yardım Toplama Kanununa göre, illerde yardım toplamak isteyenlerin Validen izin alması gerekir.

Ancak belediyeler bu hükümden muaftır. Bağış toplayabilirler. Kendi özel kanunlarında somut ve açık hüküm bulunmaktadır.

Buna rağmen, Süleyman Soylu gibi diyelim ki, “bağış başka, yardım başka.” Belediyelerin de validen izin alması lazım.

Doğru bile olsa, böylesine olağanüstü bir durumda, Belediyelerin bu hizmetlerine katkı sağlamak yerine köstek olmak mı gerekir? Devlet olmak bu mudur?

Düşünün ki, şu anda hiçbir izne tabi olmaksızın aynı yardım kampanyasını TÜRGEV veya Deniz Feneri yaparsa yasal; Belediyeler yapınca yasa dışı, hatta “Devlet içinde devlet olma” çabası.

Şimdi Belediyeler engellendiği için AKP’ye güvenmeyen vatandaşlar yardım yapmayacak. Emsal teşkil edeceği için AKP’li Belediyeler de vatandaşın yardımlarına öncülük edemeyecek.

Böyle bir zamanda, böyle bir konuda bile katı particilik yapan AKP zihniyetinin zararını maalesef yine dar gelirli vatandaşımız görecek.

*******************************

SÖZÜN ÖZÜ

Prof. Dr. Özgür Demirtaş’tan..

Bir ülke topladığı vergileri doğru şekilde kullanırsa; Her türlü zorluğun altından kalkar.

Ek vergiye, Ek ödeneğe, Ek yardıma, hiçbir şeye, ihtiyacı kalmaz...

İhtiyacı kalıyorsa, vergileri doğru kullanmamış demektir.

02.04.2020

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.