Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

7Şub/200

AK’ÇA MI-HAKÇA MI ? BÜTÜN MESELE BU… / Dr. Noyan UMRUK

AK’ÇA MI-HAKÇA MI ? BÜTÜN MESELE BU… / Dr. Noyan UMRUK

Analar için genetik, içgüdüsel bir duygudur hakça paylaşım... Allah vergisi... Keşke bu işi analara bırakabilsek

Gelelim gerçeklere…

Şu AK’ça paylaşım nasıl oluyor… Bir bakalım hele…

Gelir dağılımında adaleti ölçmek için kullanılan araçlardan en önemlisi Gini katsayısı. Gini katsayısı bir ülkede yaratılan ekonomik değerin nüfusa ne derece adil paylaştırıldığını ölçmek için kullanılan bir ekonomik gösterge…

Sıfır ile bir arasında değişen katsayı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliği söz konusu.

Dünyada yapılan gelir dağılımı araştırmaları Gini katsayısının gelişmiş ülkelerde, özellikle K.Avrupa’da (İngiltere, İsveç, Norveç gibi) 0.25-30’larda seyrettiği, en iyi durumdaki Almanya’da 0.28 olduğu, az gelişmiş ülkelerde ise uçurumun büyüklüğüne göre  0.50’leri aştığını gösteriyor. Bu açıdan Türkiye’nin durumu 0.402- 0, 404 düzeylerinde...

Görülüyor ki; gelir dağılımında adaleti ifade eden %25 Gini oranından çok uzaklardayız...Nitekim İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı da (OECD),  son raporunda tüm dünyada üye ülkeler arasında zengin ve fakir arasındaki uçurumun giderek arttığı, üye ülkelerin çoğunda son 30 yılın en büyük gelir dağılımı eşitsizliğinin yaşandığı vurgulanırken, gelir dağılımı eşitsizliği hesaplamalarında kullandığı Gini parametrelerine göre 21 ülke içinde gelir eşitsizliğinde Meksika zirvede yer alıyor; Türkiye ikinci, ABD üçüncü, Yunanistan ise dördüncü sırada.

Türkiye maalesef geçen yıllarda ekonomik krizden ciddi şekilde etkilenen şu ülkelerden İtalya, İspanya ve hatta adeta iflas etmiş olan Yunanistan’dan daha yüksek bir gelir dağılımı eşitsizliğine sahip…

Diğer taraftan, Türkiye’ye ilişkin karşılaştırmalı göstergeler bununla da sınırlı değil. Türkiye’de göreli yoksulluk oranı yüzde 19.3 iken OECD ortalaması % 11.1.

Ayrıca, gelir dağılım eşitsizliğinin en yüksek olduğu Meksika'da, en zengin yüzde 10 geliri, en yoksul yüzde 10'dan 27 ila 30 kat daha fazla (Tevekkeli değil hazret Meksika başkanlık modeline pek imreniyor…) 

Bu oran, ABD, İsrail, Yunanistan ve Türkiye grubunda 13 ila 16 kat… Türkiye nüfusunun en zengin yüzde 10’luk kesiminin geliri ise, en yoksul yüzde 10’luk kesimin elde ettiği gelirin 15 katına denk geliyor. Bu oranın OECD’de ortalaması ise 9.8…

"Gelir eşitsizliği ekonomik büyümeye zarar verir mi?"

Ülkelerin Gini katsayılarını karşılaştırmalı olarak inceleyen raporda bir önemli nokta da “Gelir eşitsizliğinin ekonomik büyümeye de önemli ölçüde zarar verdiği” ...

Kullanılan tablolar, 1985 sonrası yıllarda Türkiye'nin büyümesinin yüzde 4,6'sını gelir adaletsizliği nedeniyle kaybettiğini gösteriyor. Aynı dönemde Meksika'nın yüzde 10, Yeni Zelanda'nın ise yüzde 9'luk büyüme kaybı yaşadığı vurgulanıyor.  Rapor büyüme-gelir eşitsizliği ilişkisi şöyle açıklıyor:

"Gelir eşitsizliği dezavantajlı grupların eğitim fırsatlarını azaltıyor. Ayrıca, sınıf değiştirme sıklığını da aşağı çekiyor. Bireyler yeteri kadar beceri geliştiremiyorlar."

Rapordan çıkan sonuç ise ülkelerin gelir eşitsizliğini azalttığı ölçüde daha fazla büyüyebilecekleri şeklinde.

Sonuç:

Toplumun en üst %20’lik gelir grubunun payına gayrisafi milli hasılanın %47-50’sini, geriye kalan tüm çalışanlar %49- 53’ünü, en alt %20’lik gelir grubunun %5-6’sını aldığı bir ülkede fazla söze ne hacet…

Tüm bu veriler göz önünde tutulduğunda,17 yıllık AK’ça paylaşım dönemini şöyle özetlemek mümkün:

Siyaset ve oy mekanizması ile doğrudan bağlantılı olarak, “itaat eden herkese çapına göre” yukarıdan aşağıya ihale, iş, akıllara durgunluk veren ücret ve maaşlar, makam, makarna, kömür*, erzak, yeşil kart vb. dağıtılarak kendi dünya görüşlerine, “cemaat sosyolojisine” uygun düşen bir paylaşım sistemi… Devasa yolsuzluklar ise cabası… 

Pek tabii ki; çalışanlar söz konusu olunca akla gelen '' Kemer Sıkma” adı altında uygulanan ücret politikaları ile gelir dağılımındaki bu uçurumun küçültülmesi mümkün değil.

Özet olarak manzara: Bir yanda işsizlik ve yoksulluk labirentinde günü kurtarma çabası ve hayat gailesi ile hemhal, çaresiz emekçi ve emekli kesimler… Öte yanda “Kumarhane Kapitalizmi”ni arsızca oynayan egemenler…(2)

Gelir dağılımının bu denli eşitsiz olduğu bir ülkede, özellikle milyonlarca sığınmacı ile büyüyen nüfus artışını absorbe edecek reel üretime dayanan bir ekonomik büyüme ve refah modeli yerine inşaat sektörüne, kanallara, saraylara vb. yönelik bir model, yaşadığımız felaketler de göz önünde tutulduğunda “ayranı yok içmeye, tahtı revanla gider …” özdeyişini hatırlatmakta…

İşte böyle… Bütün mesele şu: olmak ya da olmamak… Tamam mı, devam mı? Karar halkımızın, hepimizin…

(1) Mahfi Eğilmez, “Gelir dağılımında düzelme yok!”, Yazılarım Portalı

(2)Işıklı, Alpaslan, Kumarhane Kapitalizmi, Otopsi Yay.,2002

Dr. NOYAN UMRUK’ KISA ÖZGEÇMİŞİ

(E) TUĞGENERAL (E)M.S.B. MALİYE D. BŞK. (E)KARA HARB OKULU ÖĞR. ÜYESİ

1948 yılında İzmir-Alsancak’ da doğdu. 1960 yılında Selimiye Askeri Orta Okuluna girdi 1962 yılında Selimiye Askeri Orta Okulundan, 1965 yılında Kuleli Askeri Lisesinden, 1967 yılında Kara Harp Okulundan(K.H,O.) istihkam subayı olarak mezun oldu.

1971 yılında başladığı Marmara Üniversitesi İktisat-Maliye bölümünü 1975 yılında bitirdi.

10 sene istihkam subayı olarak köprücü,inşaat ve savaş istihkam bölük komutanlıkları görevlerini müteakip, !977 yılında T.S.K. de yeni kurulmakta olan Maliye sınıfına seçildi.

Bu sınıfın kuruluş ve gelişmesinde önemli rol ve işlevler üslendi. Aynı dönemde K.H.O.da  “Ekonomi” ve “Sosyal Politika” dallarında öğretim üyeliğini sürdürdü.

Bu arada, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki lisansüstü öğrenim çalışmalarını-master programını 1981 yılında tamamladı.

1984-1986 yılları arasında İtalya’da Yabancılar Üniversitesi ve La Sapienza(Roma) Üniversitesinde “BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK GELİŞMENİN SOSYO-EKONOMİK SONUÇLARI” adlı bir uluslar arası çalışma grubuna katıldı.

1988 yılında “Türkiyede işgücü maliyetlerinin bilimsel teknolojik sürece ve ekonomik büyümeye etkisi” konulu doktora tezi ile doktor ünvanını aldı.

2nci Ordu Maliye-Bütçe Bşk.lığı,K.K.K.lığı Bütçe Ş. Md.lüğü,M.S.B.lığı Program İnceleme ve Muhasebe Ş. Md.lüğü görevlerini müteakip 1995-1998 yılları arasında K.K.K. Komptrölörlük Daire Bşk.lığı görevinde bulundu.

1998 yılında generalliğe terfi ederek M.S.B. lığı Maliye Daire Bşk.lığı görevine atandı.

2003 yılında emekli olduktan sonra, 3 yıl süre ile Havelsan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan V. olarak görev yaptı.

Halen muhtelif yayın organlarında sosyal politika ve ekonomi-politik içerikli makaleleri yayımlanmaktadır.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.