Kandıralı yürüyorsa; Bu ciddi bir uyarıdır..! – İsmet ÇİĞİT
Kandıralı yürüyorsa; Bu ciddi bir uyarıdır..! – İsmet ÇİĞİT
Hepimiz biliriz…
Kandıralı uysaldır…
“Dur” dersin durur, “Kalk” dersin kalkar…
Bugüne kadar ilimizde pekçok ilçenin insanı, pekçok farklı konuda eylem yapmıştır da, Kandıralı hep evinde oturmuştur.
“Çöplük” lafı çıktığında, Gebzeliler, Dilovası halkı otobüslere binip Büyükşehir Belediyesi’nin kapısına dayanmışlardı da Belediye zabıtaları ne yapacaklarını şaşırmışlardı.
Suadiyeli kamyoncular, bölgedeki bir fabrikanın taşıma işi kendi kooperatiflerinden alınıp, başkasına verilecek diye Valiliği günlerce uykusuz bırakmıştı…
Çok örnekler verebilirim: eylemcidir, özgürlüğüne düşkündür Kocaeli Halkı.
Ama Kandıra hariç…
Kandıralı’ya söz verirler: “Sana hastane yapacağız” derler…
Aradan yıllar geçer, hastane yapılmaz ama, ses çıkmaz…
Kandıralı’ya söz verirler:”Sen turizm bölgesisin. Duble yol 2 yılda bitecek” derler.
Aradan 3 yıl geçer, duble yolun bir metresi bile yapılmaz.
Ama ses çıkmaz….
Kandıra’ya Kentsel Dönüşüm sözü verilir.
Sonra unutulur, sesleri çıkmaz…
Tarım arazileri yağmalanır.
Biraz belirlenen kamulaştırma bedellerine mırın kırın eder, yine ses çıkarmaz…
İstanbul’a götürülecek su için döşenecek borular yüzünden tarım toprakları alınır.
Gölet, baraj yapacağız diye Kandıralı evinden, yurdundan atılır.
Yine ses çıkmaz….
…………………………….
Ama geçen Pazar günü Kandıra’dan öyle bir ses çıktı ki, Sağır Sultan bile duymuştur…
Bakın, ben bu kentin bir insanı olarak, bu şehirde biran önce çöp tesisi veya tesislerinin yapılmasından yanayım.
Hiç popülizme kaçmadan da bunu savunur, Büyükşehir Belediyesi’nin yanında olurum…
Çöp tesisleri için Kandıra ilçesinde belirlenen yer doğrudur, yanlıştır gibi bir tartışmanın içine girmiyorum ve girmem.
Bu kentte, ben mevcut çöp fabrikasının dibinde yaşıyorum. “Oraya ikinci bir çöp fabrikası yapacağız” deseler, eminim eşim çıldırır “Derhal bu evi terkedelim” diye tutturur.
Ama ben, “Bu çöp tesisi bir yere yapılacak. En uygun yer burasıysa, biz de katlanacağız” derim…
Ben olayı farklı bir sosyolojik açıdan alıyorum.
Çünkü Kandıra’daki durumu farklı açıdan görüyorum.
Bu kent eylemlerin, demokratik hak kullanımlarının bir zamanlar en yaygın olarak görüldüğü kentti.
Neredeyse hergün İzmit yürüyüş yolunda bir eylem olurdu.
Bedriye Yıldızeli, elinde megafonla bas bas bağırırdı.
İşçi eylemleri, memur eylemleri hiç eksik olmazdı…
Son 10 yıldır bunlar yok.
Çünkü bir yerde üç kişi eylem yapacak olsa, elinde copla birlikte otomatik silahlı 30 polis gönderiliyor.
Sen misin eylem yapacak, patır kütür ensenden tutup, saçından sürükleyip götürüyorlar.
Yani toplam eylemsizleştirildi.
Toplum iyice bastırıldı, susturuldu.
Şimdi, her dönem suskun kalmayı başarmış Kandıralı, böyle bir ortamda buz gibi havada çıkıp, eylem yapıyor.
Olayın bu tarafı çok dikkat çekicidir.
Olayın bu tarafı sosyolojik açıdan çok önemlidir.
Türkiye’de siyaset dengelerinin değiştiğini, artık nasırına basıldığında Kandıralı’nın bile eylem için sokağa dökülebildiği bir noktaya gelmek, herkes için çok dikkat çekici bir olay olarak algılanmalıdır…
Bu saatten sonra kimse, “Kandıralı istediği kadar bağırsın. Ben bildiğimi okurum” diyemez…
Daha önce Gebze’ye, Dilovası’na, Körfez’e, Umuttepe’ye yapılacağı açıklanan, ama halk eylemleri nedeniyle yapılamayan çöp tesisleri, “Nasıl olsa Kandıralı uysaldır. Bizim sözümüzden çıkmaz. Eylem falan yapmaz” denilerek bu bölgeye kurulamaz…
Eğer Kandıralı bile, hakkını korumak ve savunmak için çoluk çocuk eylemi göze alıyorsa, bu ülkede birşeyler değişiyor demektir.
Bu konuda en fazla dikkatli ve hassas olması gerekenler de, kesinlikle AKP’lilerdir.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.