Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

12Eyl/190

TÜRKIYE’NİN YAPMADIĞINI LONDRA’DA YAŞAYAN HUKUKÇU BİR TÜRK YAPTI

RRZO5777

TÜRKIYE'NİN YAPMADIĞINI LONDRA’DA YAŞAYAN HUKUKÇU BİR TÜRK YAPTI

Ege’de Yunan oyununu bozan Türk!
Yunanistan’a adaların tahliyesi için “Nota” verdi! İngiltere’de yaşayan Türk hukukçu Kemal Gürpınar, Ege Denizi ve adalarda “Yunan oyunu”nu bozmak amacıyla Yunanistan’a adaları tahliye etmesi için nota verdi!

İngiltere’de yaşayan Kemal Gürpınar, Yunanistan’a adaları terketmesi için nota verdi.
Yunanistan’ın Türkiye’ye ait işgal ettiği Ege adalarındaki gayri meşru varlığını sözde “Olumsuz Sahiplenme” (adverse possession) kuralını işleterek sahiplenme oyununu; Londra’da yaşayan Kemal Gürpınar bozdu. Londra’da kurulu bulunan “Kemal Howard Gurpınar & Co” adlı uluslararası arabuluculuk kurumu ile hukuki alanda faaliyet gösteren Gürpınar, Yunanistan tarafından haksız ve hukuksuz olarak işgal edilen adaların derhal Türkiye Cumhuriyeti Devletine terkedilmesi gerektiğini belirtti.

BU NOTA İLE YUNANLILARIN “OLUMSUZ SAHİPLENME” OYUNU DA BOZULDU
Gürpınar, Yunanistan’a “Nota” vermesinin nedeni ise şöyle açıklıyor; “’Birleşmiş Milletler Antlaşması’ BM Teşkilatına uluslararası anlaşmazlıklara hakemlik ve hukuki antlaşmalar (Madde 33) çerçevesinde barışçıl çözümler bulma ve uluslararası hukukun gelişimini ve tedvinini destekleme (Madde 13) görevi vermiştir. Yıllar boyunca, Birleşmiş Milletler 500’den fazla çok taraflı anlaşmanın ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Söz konusu anlaşmalar ülkeler arasında geniş ortak yaklaşıma işaret etmekte ve anlaşmaları ihlal eden ülkelere yasal kısıtlamalar getirebilmektedir. Yunanistan’ın Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milletine ait adaları oldu bittiyle işgal ederek bir tür “adverse possession”la “olumsuz sahiplenme” teşebbüsü, Birleşmiş Milletler’in görev alanına girmektedir. Benim verdiğim nota, Yunanlıların ‘olumsuz sahiplenme’ de 12 yıl süresini de hukuki olarak bozmuştur.” “Olumsuz Sahiplenme”deki herhangi bir mülkiyetin, 12 yıl dolduktan sonra herhangi bir şekilde karşı çıkılmadığı takdirde sahiplenenin lehine sonuçlandığı biliniyor.

“NOTA” SADECE YUNANİSTAN SAVUNMA BAKANLIĞINA DEĞİL,
BM VE AVRUPA PARLAMENTOSU’NA DA İLETİLDİ…

Neden böyle yaptığını ise Gürpınar şöyle açıkladı: “Ben Notayı sadece Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine vermedim. Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanlığın ve Yunanistan Savunma Bakanlığına da verdim. Amacım ‘3. Dünya Savaşı’nın önüne geçmektir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ile Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanlığı’ndan 3. Dünya savaşının önlenmesini istedim. Ancak Yunanistan Savunma Bakanlığı’na Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletine ait işgal ettiği adaları bir an önce boşaltmasını, bu adalardaki asker ve sivilleri tahliye istemesini istedim.”

EGE DENİZİNDE YUNANİSTAN’IN İŞGAL ETTİĞİ 18 ADA…
Türkiye ve Yunanistan arasındaki deniz sınırının henüz bir anlaşmayla belirlenmemiş olmasına rağmen Yunanistan’ın Ege Denizi’nde bulunan 18 adayı uluslararası anlaşmalara aykırı olarak işgal ettiğine ve askeri tahkimatta bulunduğuna işaret eden Gürpınar, Yunanistan’ın işgal ettiği 17 adayı ise şöyle sıraladı:
“Koyun, Hurşit, Formoz, Eşek, Nergizcik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi, Koufonisi, Venedik kayalıkları”.

Ege Denizi’nde Yunanistan tarafından işgal edilen 18’inci ada, Marathi Adası’nın, 1933’te Türk Hükümetince Milletler Cemiyeti’ne başvuruda bulunularak “Türk Adası” olarak ve ismen tescil ettirildiğinin de ortaya çıkmış olduğunu belirten Gürpınar, bu konuda şunları kaydetti:
“Oysa şu anda, hem Türkiye hem de Yunanistan karasularının Ege Denizi’ndeki genişliği 6 deniz milidir. Türkiye’nin ve Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki sahillerinin coğrafi konumu birbiri ile yan yana ve aynı zamanda karşı karşıyadır, bu da bir sınırlandırmayı gerekli kılmaktadır. Deniz alanlarının kesiştiği ya da bir noktada birleştiği yerlerdeki yakın ya da karşıt konumlar arasında bulunan deniz alanları sınırlarının anlaşmayla belirlenmesi gerekliliği uluslararası hukukun temel bir kuralıdır.”

YUNANİSTAN ULUSLARARASI ANLAŞMALARI YOK SAYDI…
“Yunanistan’ın sebep olduğu Ege sorunlarının başında 1923 Lozan Antlaşması, 1947 Paris Antlaşması ve konuya ilişkin diğer uluslararası belgeler çerçevesinde Doğu Ege Adaları’nın silahsızlandırılmış statüsü gelmektedir” diyen Gürpınar, “Yunanistan bu anlaşmaları hiçe sayarak işgal ettiği adaları silahlandırmaktadır” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu‘nun Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’de birbirleriyle bağlantılı bir dizi sorun bulunduğunu vurgulamış olduğuna da dikkat çeken Gürpınar, Bakan Çavuşoğlu’nun söylediklerini de “Ege’de bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak Türkiye ile Yunanistan arasında geçerli bir uluslararası anlaşmayla tespit edilmiş deniz sınırlarının bulunmaması da bu sorunlar arasında yer almaktadır” diye hatırlattı.

YUNANİSTAN KARASULARININ 12 MİL’E ÇIKARILMASI MESELESİ…
EGE’DE KITA SAHANLIĞI SINIRLARI HENÜZ BELİRLENMEDİ…

Yıllardır Türkiye’nin çeşitli karşı çıkışlarına rağmen sürdürülen Yunanistan Karasularının 12 deniz miline çıkarılması tartışmasına da değinen Gürpınar, bunun sonucunda Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerinin de Türkiye aleyhine orantısız bir şekilde değişeceğini vurguladı. Gürpınar bu konuda şunları ifade etti: “Şu anda, sahip olduğu birçok ada sebebiyle, Yunanistan’ın karasuları Ege Denizi’nin yüzde 40’ını oluşturmaktadır.

Karasularının 12 deniz miline çıkarılması durumunda bu oran yüzde 70’e yükselmektedir. Bu durumda açık deniz büyüklüğü yüzde 51’den yüzde 19’a düşerken, Türkiye’nin karasuları da Ege Denizi’nin yüzde 10’undan daha az kalmaktadır. Ege’de Türkiye ve Yunanistan’a ait kıta sahanlığının sınırları henüz belirlenmemiştir. Şu anda ne Türkiye ne de Yunanistan Ege’de 6 deniz mili mesafesindeki karasularının ötesinde, sınırlandırılmış bir deniz yetki alanına sahip değildir.

Dışişleri Kaynaklarının belirtiğine göre Ege’ye ilişkin bir başka temel sorun, bazı coğrafi formasyonların yasal statüsüne ilişkindir. Ege sorunlarının dördüncüsü, Yunanistan’ın uluslararası hukuka aykırı olarak ulusal hava sahasının 10 deniz mili genişliğinde olduğunu iddia etmesi ve Uçuş Bilgi Bölgesi (FIR) sorumluluğunu istismar etmesidir. Ege sorunlarının beşinci kategorisi Arama Kurtarma (SAR) Faaliyetleriyle ilgilidir. Türkiye tüm sorunların bir bütün olarak ele alınması gerektiğine inanmaktadır ve Ege sorunlarının Uluslararası Hukuka uygun olarak barışçıl yöntemlerle çözülmesi için çalışmaktadır.”

BİR SONRAKİ AŞAMA ULUSLARARASI TAHKİM MAHKEMESİ…
Bir sonraki aşamada konuyu Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne (LCIA) taşıyacağını belirten Gürpınar; bu mahkemenin herhangi bir yaptırımının olup olmayacağı şeklindeki soruyu ise Yunanistan ve Türkiye’nin de bağlı olduğu anlaşma ile bu mahkemenin kararlarının uygulandığını belirterek, LCIA’nın, milletlerarası bir tahkim kurumu olduğunun altını çizdi. Kendisinin kamuoyunda Turancı Lider olarak tanındığını belirten Kemal Gürpınar, amaçlarının Türk Hükümeti ve devlet politikaları dahilinde kan dökülmeden adaların Yunanistan işgalinden kurtarmak olduğunu söylüyor.

KEMAL GÜRPINAR KİMDİR
1944 Kıbrıs doğumlu Avustralya vatandaşı. Kamuoyunda “Turancı lider” olarak biliniyor. Uzun yıllar Avustralya’da hakimlik yapan Gürpınar’ın halen Londra’da hukuk bürosu var. Birçok ülke adına uluslararası arabuluculuk statüsüne sahip ve bu konumunun uluslararası kurumlarca tanınırlığı var. Gürpınar Avustralya’da yaşadığı dönemde Avustralya Türk toplumunun ve diğer Türk soylu toplumların başkanlığını yapmış. Uluslararası hukuk uzmanı.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Kategori: Mesaj Yorum gönder.
Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.