Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

10Ara/110

Sitem / Mehmet Şevket Eygi

Sitem

Mehmet Şevket Eygi

Siz, "Sizden olmayan" Müslümanlara; hahamlara, papazlara, patriklere,
piskoposlara, pastörlere, monsenyörlere, zangoçlara ettiğiniz kadar
itibar etmiyorsunuz.

Onlarla diyalog yapıyorsunuz ama sizden olmayan Müslümanlarla yapmıyorsunuz.

Ramazanda lüks ve ihtişamlı iftar ziyafetleri tertiplediniz ve bunlara bazı hahamları, papazları, patrikleri de çağırdınız. Onlar İslam dininin hak din olduğunu kabul etmezler.
Onlar Kur'anın ilahî kitap olduğunu kabul etmezler.
Onlar Muhammed Mustafa’nın (Salât ve selam olsun ona) Son Peygamber, Resulullah olduğunu kabul etmezler.

Onlarla bir araya gelebiyorsunuz ama mübarek oruç ayında on büyük İslamî cemaatin liderini, hocasını, şeyhini iftara çağırmadınız. Çağırdıklarınız oruç tutmuyordu, çağırmadıklarının tutuyordu. Arada meşreb, cemaat, tarikat farkı varmış... Olabilir...

Bu çağırmadıklarınız hepsi Tevhide inanmış, Ehl-i Kıble, musalli kimseler değil midir?
Teslisçilerle iftar ediyorsunuz da Tevhid ehli ile niçin etmiyorsunuz?

Biz keyfimiz nasıl isterse iftarlara ona göre adam çağırırız mı diyorsunuz?
Soruyorum: Benim şu tenkitlerimde bir haksızlık var mıdır?
Sizi uyarmak suç mudur?
Siz mâsum (günahsız ve hatâsız) mısınız?
Şu yazdığım satırlarda yalan, iftira varsa gerekçeleriyle ispat edin, ben de sizden özür dileyeyim.

Beni iftara niçin çağırmadınız demiyorum. Ben kimim ki... Kendi halinde bir yazarı elbette çağıracak değilsiniz.

Lakin, Müslüman kesimden bir kısım hocaları, şeyhleri, liderleri, üstadları, ağabeyleri çağırmış olsaydınız, ne kadar güzel ve isabetli bir jest yapmış olacaktınız.

Müslümanlar param parça vaziyette. Aralarında hiçbir irtibat bulunmayın cemaatler, tarikatlar, gruplar, hizipler, fırkalar... Bunların bir kısım liderlerini bir araya getirmiş olsaydınız küçük de olsa birleşmeye, birliğe giden bir adım atmış olacaktınız.

Doğru ve olumlu tenkitler yaptığım için niçin bana kızıyorsunuz?
İnsanlar, liderler, cemaatler hiç yanılmaz mı?
Herkes yanılır, biz hiç yanılmayız mı diyorsunuz?
Beş yıldızlı lüks ve israflı, sefahat ve fuhşuyat mahalli otellerde
iftar ziyafeti vermek Kur'ana, Sünnete, Şeriata, hikmete uygun mudur?

O oteller içki dolu.
O otellerde domuz eti yeniliyor.
O otellerin ızgaralarında domuz pirzolası ile dana bifteği birlikte pişiriyor, yağı suyu birbirine karışıyor. Bazen böyle ziyafetlere sen de gidiyorsun diyebilirsiniz. Evet haklısınız, nâdiren ve kerhen gidiyorum.

Suçumu ve kabahatimi itiraf ediyorum. Eğri otursam da doğru konuşuyorum.  Ben zaten pür hâtâ bir kimseyim.

Siz bana değil, yazdıklarıma bakınız.
Lütfen bana körü körüne düşmanlık etmeyiniz.
Doğru mu yazıyorum, yanlış mı, ona bakınız.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.