GEREKÇELİ KARAR – AKP İLE HDP/PKK ANLAŞTI MI – Ruhittin SÖNMEZ
GEREKÇELİ KARAR - AKP İLE HDP/PKK ANLAŞTI MI – Ruhittin SÖNMEZ
GEREKÇELİ KARAR
İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali ve yenilenmesine dair Yüksek Seçim Kurulu (YSK) gerekçeli kararı açıklayınca tartışmalar biter mi?
YSK’nın aldığı kısa kararı açık:
"Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması VE bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine” şeklinde.
Karar 4 üyenin AKP iptal başvurusunu red, 7 üyenin seçimin iptali yönünde oy kullanmasıyla alındı.
Gerekçeli kararda kısa kararın kapsamı dışında yeni gerekçeler bulundurulamaz.
Buna rağmen AKP’nin temsilcileri kendi dilekçelerinde iddia ettikleri fakat YSK tarafından ciddi bulunmayan bütün iddialarını tekrar tekrar gündeme getirerek kafaları karıştırmaya ve zihinlerde “çaldılar” algısı oluşturmaya çalışıyor.
***
OYLAR ÇALINDI TESPİTİ YOK
Görüldüğü gibi kısa kararında, YSK’nın oyların çalındığına dair bir tespiti yoktur.
Hele hele mazbatası iptal edilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu ve partisinin bir hukuksuzluk veya usulsüzlük yaptığı gibi bir iddia hiç bulunmamaktadır.
AKP sözcülerinin de böyle bir iddiayı gündeme getirmedikleri görülüyor.
***
SEÇMEN İRADESİ YOK SAYILAMAZ
Kararda, 31 Mart seçiminin iptaline sebep olan “sandık kurullarının kanuna aykırı oluşturulması” işlemini yapanın “ilçe seçim kurulları”olduğu belirtilmiştir.
İlçe seçim kurullarının kusurundan dolayı sandık kurulları kanuna uygun teşkil edilmemiş olsa bile bunun seçmen iradesini yok sayma gerekçesi yapılabilir mi?
YSK önceki içtihatlarında özetle şunu söylüyordu: “Sandık kurullarında ortaya çıkan hatalar seçmen iradesinin yok sayılmasına yol açamaz.”
Dolayısıyla sandık kurullarının oluşturulması veya kusurları sebebiyle seçimin iptali mümkün değildir.
16 Nisan referandumunda da muhalefet partileri mühürsüz oylara itiraz etmiş, YSK açıkça “Sandık kurulunun yapmış olduğu hatalar seçmen iradesini ortadan kaldıramaz” demişti.
YSK’nın aynı kapsamda verdiği en yeni kararlarından biri de, 20 Nisan'da Bursa Mustafakemalpaşa ilçesi kararı idi.
“Sandık kurullarının teşkiline ilişkin itirazların Yüksek Seçim Kurulunun Seçim Takvimine göre 2 Mart 2019 tarihinde kesin olarak karara bağlanması nedeniyle talebin reddine” karar vermişti.
***
YSK’NIN 58 YILLIK KENDİ İÇTİHATLARINA AYKIRI
İstanbul Belediyesi seçimlerinin iptali ve yenilenmesi kararı, YSK'nin kendi vermiş olduğu 58 yıllık içtihatlara da aykırı.
Karara katılmayan 4 YSK üyesinin gerekçe yazması kolay. Eski içtihatlarındaki gerekçeleri tekrar etseler yeterli olacak.
Fakat iptali sağlayan 7 YSK üyesi 58 yıllık içtihatlarından ve nihayet 20 Nisan’da verdiği karardan dönmesinin sebeplerini açıklayan bir gerekçe yazmaları kolay olmayacak.
Bu yüzden gerekçeli karar yayımlandıktan sonra da tartışmalar bitmeyecek.
******************************
SEÇİM SONUÇLARINA ETKİSİNİN SOMUT DELİLLERİ
YSK’nın kısa kararındaki iki gerekçe VE bağlacı ile bağlanmıştır. Yani bir kısım sandık kurulları kanuna aykırı oluşturulmuş olsa bileayrıca bu sandıklarda yapılan hilenin seçim sonucunu etkilemesi gerekir.
Sandık kurulu başkanları kamu görevlisi olmayan sandıklarda yapılan usulsüzlük, hile, çalma gibi işlemlerin somut delillerle ispatlanması ve bu oyların toplamının seçim sonucunu etkilemesi gerekir.
İşte gerekçeli karardan beklenen en önemli konu bu: Kamu görevlisi olmayan Sandık kurulu başkanları, “Ekrem İmamoğlu lehine “ne şekilde” oy hırsızlığı yapmışlar veya Binali Yıldırım’ın oylarını “ne şekilde” yok etmişler?”
Yani AKP yetkililerinin yaptığı gibi, “kurulları hatalı oluşturulan 123 sandıkta ortalama kullanılan 350’şer oy var, o halde 42 bin oy şaibelidir” şeklinde değil!
Hile yapıldığı ispatlanan oyların toplamı seçim sonucunu etkilemiş mi? Ona bakılacak.
YSK bu konuda AKP’nin dilekçesinde sunduğu bu delilleri kabul etmemişti. Gerekçeli kararda nasıl somut deliller ortaya koyabilecek? Doğrusu ben de çok merak ediyorum.
******************************
AKP İLE HDP/PKK ANLAŞTI MI?
Bizler hukuki tartışmalarla meşgul edilirken arka planda bir takım gelişmeler oluyor.
PKK elebaşı Öcalan 8 yıl aradan sonra avukatlarıyla görüştürülüp, mesajı açıklanarak yeniden siyasi bir aktör olarak aktif hale getirildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesine destek verdi. HDP milletvekili bir milletvekilinden bahsederken çok zarif bir üslupla “hanımefendi” diyerek konuştu.
Terör elebaşı yeniden “Sayın Öcalan” diye anılmaya başlandı.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ beraat etti.
PKK ve HDP yetkilileri “CHP adayını destekleyeceklerine” dair mesajlar vererek tersten bir algı oluşturmaya başladı. HDP eşbaşkanı Sezai Temelli “CHP’ye verilen oyların Öcalan’a özgürlük yolunu açacağını” söyledi.
Eğer CHP ile HDP/PKK arasında böyle bir anlaşma olsa CHP ilk şart olarak bu tür açıklamaları asla yapmamasını isterdi.
AKP ile bir anlaşma varsa da AKP HDP/PKK’dan bol bol bu gibi açıklamalar yapmasını isterdi.
Ekonomik krizin şiddeti artıyor. Acil dış kaynak bulmak için ABD’nin açacağı para musluklarına ihtiyaç var. Bunun karşılığında ABD’nin bir takım siyasi bedeller isteyeceğinden endişe ediyordum.
Bu işaretlerden “siyasi bedelleri ödemek” adına ilk adımların atılmakta olduğu kanaatine vardım.
PKK tamamen ABD güdümünde bir terör örgütüdür. HDP de PKK etkisinde bir siyasi parti.
AKP bu fedakârlığı karşısında bonus olarak İstanbul’da HDP oylarını istemiş olmalı.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.