13Oca/190
Biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada
Biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna, 'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuvala hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare,hepsinde de sonuç aynıdır.
Evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.