YAŞANMIŞ BİR ANDIMIZ HİKAYESİ… / Burak CANDAŞ
YAŞANMIŞ BİR ANDIMIZ HİKAYESİ... / Burak CANDAŞ
2013'te Andımız kaldırıldığında İstanbul Şile'de kırsalda bir ilköğretim okulunda müdürdüm. Kaldırılmasına ve çözüm süreci denilen melanete rağmen ısrarla okumaya okutmaya devam ettik. Aylarca okuduk. Çocuklarımız seviyordu bu andı okumayı. Hatta öğrencileri bazen grup halinde kürsüye çıkartıp okuturken aralarına özel eğitim gören engelli çocuklarımızı da katardık. Okurken ne mutlu olurlardı bir görseniz...
Sonra bir gün ilçe Milli Eğitim Müdürlüğünden bir yazı geldi: "Andımız kaldırılmasına rağmen okulunuzda okutulmaya devam edildiği yönünde şikayet bulunmaktadır." Savunma tarzında acil cevap isteniyordu.
Cevabımız: "Okulumuzdaki tüm uygulamalar Türk Milli Eğitiminin genel amaçları doğrultusunda, mevzuatlar çerçevesinde yürütülmektedir."
Yazımıza başkaca bir cevap gelmedi. Ancak bu soruşturma tüm çalışanlarımızın moralini bozmuş, şahsen okutmaya devam kararına rağmen bazı arkadaşlarımın tavsiyesiyle Andımızı aylar sonra sonlandırmak zorunda kalmıştık. Öğrencilerimiz üzülmüştü. En çok da bir engelli öğrencimiz üzülmüştü.
Şikayeti yapanların malum partinin bölge sorumlusu gibi çalışan birkaç imamdan kaynaklandığını öğrenmiştim. Sonra o imamlardan biri bundan 2 yıl sonra küçük yaştaki kız çocuklarına taciz, bazı ortaokul çağı kız öğrencilerin telefonlarına çıplak fotoğraflarını göndermek suçuyla gözaltına alındı. Görevden alındı, sonra tutuksuz yargılandı. Diğerleri de hizmet ettikleri partinin gölgesinde imamlık yerine çobanlık, hayvancılık, ticaret yapmaya devam ettiler.
Kimbilir bugünlerde bu kararı duyunca belki de sayfalarında paylaşıp milliyetçilik naraları atıp, dış güçlere, fetöye ateş püskürüyorlardır. Halbuki 17-25 Aralık sonrası F.
Gülen adlı hainin sohbet kitaplarını, okulda geri dönüşüm için ayırdığımız depoya yarışarak getirmişti bir tanesi. Tesadüf ki benim ilçe milli eğitimde toplantıda olduğum bir gün getirip poşet içinde bırakmış. Bizim de kitap sevgimiz var ya, geri dönüşüme gitmeden hepsini gözden geçirirdim, işe yarar birşeyler var mı diye. O kitapları görünce hizmetliye sormuştum bunları kimin getirdiğini... Malum partinin bölge sorumlusu gibi çalışan imam getirmişti.
Bizim hikâyelerimiz de böyle işte: Akvaryumlu meyhanelerde sevgilinin kömür karası gözlerine şiir yazmak yerine hep böyle mendeburlarla uğraştık.
Pişman değilim!
Burak CANDAŞ
28 Ekim 2018, 09:11
Ulu Tanrı’m kahretsin; éNe istediniz de vermedik; “diyenleri, mücadeleye devam eden sizlerden de razı olsun.