İŞTE SİZE YAŞAYAN BİR EFSANE; MUSTAFA ENÜL (SUZİDİL MUSTAFA) – Mustafa GÖKSEL
İŞTE SİZE YAŞAYAN BİR EFSANE; MUSTAFA ENÜL (SUZİDİL MUSTAFA) - Mustafa GÖKSEL
Sevgili dostlar, saygıdeğer okurlar; çok uzun, 6 bölüm sürecek bir yazı dizisi ile karşınızdayım
Her hafta belirli sanat dallarını ve konu, konuklar almak sureti ile ülkemizdeki sanatçıları ve büyük ustaları tanıtmaya devam ediyorum. Sizlere tanıtacağım bu seferki büyük usta hocaların hocası, büyük notist, bestekar, sayısız sanatçıyı yetiştirip piyasaya çıkarmış büyük bir usta. Mega starımız Tarkan, Şevval Sam gibi bir sürü büyük sanatçıyı yetiştirmiş bir usta. Bir sürü müzik, sanat, ve musiki dernekleri ve cemiyetlerinin kurucularından ve bir sürü musiki derneklerinin başkanlığını yapmış, Türkiye’nin en büyük arşivlerinden birisine sahip olan bir üstat ve ünlü plak ve müzik şirketi Suzidil’in Kocaeli’de bayiliğini yıllarca yapan Suzidil Mustafa lakaplı Mustafa Enül hocamız…
Kendisi ile ilgili çalışmamızı ve röportajlarımızı yaparken görüşmeye gittiğimizde dosya ve arşivlerden ayakta zor durduk, oturamadık, kendisi ile neredeyse içeride sığmak imkansız. Türkiye’nin en büyük şarkı, müzik, nota ve söz, beste arşivlerinden birisi kendisinde bulunmakta. Kendisinin emsallerinden büyük ustaların birçoğu hayatta değil, kalanlar sayılı. Önce size kendisinin de onayı ile biyografisini anlatacağım ve daha sonra yazı dizilerinde sırası ile arşivini ve eserlerinin bir kısmını parça parça tüm kamuoyu ve Türkiye ile paylaşacağım.
Mustafa Enül hoca 2 Ocak 1935 tarihinde İzmit’in Cedit Mahallesi’nde 5’nci Bostanlar Sokağı’ndaki baba evinde dünyaya geldi. Annesi aslen Kandıra’nın köyünden, babası da Anadolulu. İzmit’te tanışıp evlenmişler. Kendisi iki kardeş ve halen doğduğu o evde oturmakta. İlkokulu İzmit Akçakoca İlkokulu’nda okuyup, erkek sanat okulundan mezun oldu. O dönemlerde yaşam savaşı malum Seka Kağıt fabrikasında çalışarak bir taraftan da Kocaeli’nin amatör kulüpleri olan Baçspor, Yukarıpazar Gençlerbirliği ve Ateşspor’da forma terletti. Daha sonra yedek subay olarak Kırklareli’nde askerliğini yapıp geldi. Seka’dan sonra İpraş rafinerisinde, Kocaeli Derince Koruma Fabrikası’nda, Kocaeli Philips farikasında çalışıp erken emekli olduktan sonra musiki hayatına geçiş yaptı.
Bunu profesyonel mesleği haline getirmek hedefi ile 1950’de İzmit Türk Musiki Derneği’ne girdi. O dönem başkanlığı merhum sanatçı Osman Çakar yapmaktaydı. Çalışmalarda en arkada oturup kurdukları topluluğu dinleyerek bugünlere geldiği sanat hayatı sürecinin ilk adımını atmıştı. O musiki topluluğunu merhum hocası ve doğduğu gün ismini koyan baba bildiği Ali Koç Demirören yapıyordu. Derneğinden ve kendisinden çok şeyler öğrendi. Ali Koç’tan fasıl musikisini öğrendi ve onunla çalışarak icraatlarında bulundu ve Türk Sanat Musikisi’nde yetişmeye başladı.
Onun ideallerindeki tek talebesi olmak gurur veriyordu hocasına. Bunun dışında Sadun Aksüt, Mustafa Sağyaşar, Abdullah Yüce, Avni Anıl, Münir Nurettin Selçuk, Şükrü Tunar, Yusuf Nalkesen, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Behiye Aksoy, Muzaffer Akgün, gibi sayısız isimle çalışarak sanat hayatını ve ustalığını birçok çalışma ve eserlerle taçlandırdı. Türk musikisinde birçok katkıları vererek mutlu olmasında ve Türkiye’de sayısız başarılara ustaca imza atmış olmasına vesile olan Ali Koç Demirören ustanın mirasını taşımayı borç biliyor Mustafa hocamız. Bu vesile ile 1999’da kaybettiğimiz Ali Koç Demirören hocamızı ve tüm diğer sanatçılarımızı, ustalarımızı rahmetle anıyoruz… Hocamızın yazı dizisinin diğer bölümlerini ve arşivimi size 6 bölümde paylaşacağım.
Bu ilk bölümde Hepinize iyi okumalar.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.