Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

13Şub/180

Duygularım – Yüksel ERCAN

Duygularım - Yüksel ERCAN

PKK terör örgütü ile 1984 yılından itibaren sınırlarımız içerisinde tek vücut olarak verdiğimiz mücadele dışında 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış harekatı dışında bu millet çok uzun yıllardır Savaş ve Savaşmak kavramını geçtiğimiz günlerde başlayan Afrin Harekatına kadar unutmuş durumdaydı.
***
Yıllar yılı yurdumuzun güneydoğu bölgesinde PKK terör örgütü ile bazen şiddeti tavan yapan belli zamanlarda ise en az inen mücadele nedeni ile verilen şehitlerimizi vesilesi ile canımızın çok yandığı, bir kenara çekilip hıçkırarak ağladığımız günler çok olmuştur, ancak o günlerde karşımızda fiilen bir devlet olmadığı için eninde sonunda PKK terör örgütünün kökünü kazıyacağımız gerçeğini hiçbir zaman unutmadık.
***
Sınırlarımızın tehlikeye düştüğü, hemen yanı başımızdaki ülkelerin topraklarından atılan bombaların sınırlarımız içerisindeki vatandaşlarımızın hayatlarını kaybettiği bir kısmının yaralandığı anlar çoğalmaya başlayınca sınırlarımızı rahatlatmak ve hemen sınırlarımızın yanı başında yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerini sağlamak adına savaşmaktan başka bir çarenin kalmadığı günlere kadar geldik.

***
Dün siyaseten yapılan yanlışları bugün bu sütunlara taşıyıp “şöyle oldu-böyle oldu” diye bir tekrara düşmek niyetinde değiliz, zira etrafımızı çepeçevre saran ateş çemberinden kurtulmak ve bizi yurt tutmaya çalıştığımız topraklardan söküp atmak adına başlatılan bu muhasarayı yarmaktan başka bir çaremizin olmadığını düşündüğümüzden siyaseti bir tarafa bırakmak durumunda olduğumuzu biliyoruz.
***
Savaş kelimesi öteden beri bizi hep ürkütmüştür, Başta birinci ve ikinci dünya savaşları olmak üzere bizimde karışmak zorunda kaldığımız can ve mal kaybımızın çok olduğu, annelerin, çocuklarının gözyaşlarının durmadığı savaşların insanlarda ne kadar büyük bir tahribat yapığını da okuyarak, izleyerek az çok biliyoruz.
Bugünlerde karşı karşıya kaldığımız bir terör örgütü değil, Savaşmak durumunda kaldığımız ülkeler arasında Suriye var, Rusya ve ABD var onlarla birlikte dünyaya yeniden şekil vermek isteyen emperyalist güçler var, işin daha da kötüsü dünyada yaşayan milyarlarca insanı kendilerine kul köle yapmaktan başka hiçbir düşünceleri olmayan bu küresel güçlere karşı bugünlerde top yekün bir mücadele halindeyiz.
***
1974 yılındaki Kıbrıs Barış harekatı sonrasında bugüne kadar düzenli bir orduya karşı savaşmayan silahlı kuvvetlerimizin böylesine büyük bir mücadelede orduyu nasıl sevk ve idare ettiği milletimiz için merak konusu, 80 milyon Türk insanının sosyolojik ve psikolojik olarak böylesi bir savaşa ne kadar hazır olup olmadığı da bambaşka bir konu.
***
Sınırlarımızın hemen yanı başında başlayan bu savaşın daha uzun bir süre devam edeceği artık çok net olarak ortada, böylesi zor anlarda ha bire hamaset dolu nutuklar atan daha da kötüsü çocuklarımız bu vatan toprakları için can verirken halen daha siyaset yapan yöneticilerinde durumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
***
Savaşın son derece ciddi bir mesele olduğu “Yol ver bize bir saatte Afrine inelim” şeklinde hiçbir gerçekliği olmayan, siyasi parti Genel başkanlarının “Biz şu yaştayız gerek olursa bizde Afrine gidip savaşırız” şeklinde artık herkesin ciddiye bile almadığı nutuklardan vazgeçmenin zamanının gelip geçtiğini anlamamız gerekiyor.
***
Son birkaç gündür artık karşımızda bir sürü terör örgütünün değil resmen ABD’nin ve ABD tarafından eğitilmiş bir ordunun bulunduğu gerçeği siyasetçilerimizin de kendilerine gelmesi için yeterli bir sebep olsa gerek, ABD’nin Türk ordusuna karşı kullandırdığı son sistem silahların ne olduğunu anlamadan anladıktan sonra da önlemleri buna göre almadan çözüme nasıl gidileceğini inanın bizde bilmiyoruz.
****
Geçtiğimiz cumartesi günü Türk Silahlı Kuvvetlerinin “11 Şehidimiz var” şeklinde yaptığı açıklama sonunda artık bambaşka bir noktaya geldiğimizin ve bu durumu sadece “Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, ailelerine sabır diliyoruz, Türk milletinin başı sağ olsun” şeklindeki beylik açıklamalar ile geçiştirecek noktada olmadığımızı bu açıklamaları yapanların kendileri de çok iyi biliyorlar.
***
Resmen bir savaşın içerisinde olduğumuz şu günlerde Türk silahlı kuvvetlerinin Türk milletini yukarıda da belirttiğimiz gibi sosyolojik ve psikolojik olarak hazırlaması, mücadelenin boyutlarını, ne kadar süreceğini, nereye kadar gidebileceğini ve neticenin nasıl olacağı ile ilgili ihtimalleri en ince detaylarına kadar hepimizle paylaşması gerektiğine inanıyoruz. Hükümetinde kendisine muhalefet eden siyasi partileri “Terör Örgütü yandaşı olma” ithamından bir an önce vazgeçmesi gerekiyor, bu memleketi seven hiç kimse terör örgütleri ile birlikte olmayacaktır, Dışarıya karşı dişe diş bir mücadele verilirken içerinin de toparlanması adına böylesi tahrik edici beyanatlardan bir an önce vazgeçilmesi bizimde en büyük dileğimiz.
***
Çok zor zamanlardan geçiyoruz, böylesi sıkıntılı anlarda, İçeriyi derleyip toparlamanın dışarıda verdiğimiz mücadeleye de büyük katkısının olacağını düşünüyoruz, bugün bir parti dışında kalan bütün siyasi kurumlar Türk milletinin ve onun bağrından çıkan Türk Ordusunun başarılı olması adına Hükümetten gelen bütün taleplere zaten Evet diyeceklerini ve birlikte karar alacaklarını hemen herkes biliyor.
***
Bu vatan toprakları için canlarını seve seve vermekten çekinmeyen ve bir gül bahçesine girer gibi toprağın kara bağrına giren evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz, Ülkemizin bu cendereden kurtulması adına da diplomasi kurallarının sonuna kadar zorlanması gerektiğini de buradan bir kez daha ilan etmek istiyoruz. Bizim feda edeceğimiz bir karış toprağımız da yok gideceğimiz başka bir memlekette yok, Vatanımız Türkiye’dir.

Kaynak: Duygularım - Yüksel Ercan

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.