Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

11Eki/110

Cami çocuk buluşması / Erkan ÜNAL

10.Ekim 2011 Pazartesi
 
 

Geçtiğimiz hafta Camiler ve Din Görevlileri Haftası idi.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof Dr. Hasan Kamil Yılmaz, bu hafta ile ilgili etkinlikler kapsamında Ankara'nın Polatlı ilçesinde düzenlenen 'Caminin İhyası' konulu konferansta yaptıkları bir araştırmanın sonucunu açıklamış:

“40 yaşın üstündeki cemaatin yüzde 70'i camide çocuk görmek istemiyor…”

Araştırmadan çıkan sonuç bana göre şaşırtıcı değil.

Ülkemizdeki camilerde kadınlar bile varsayılmıyor ki çocuklar varsayılsın…

Eskiden beri cami içindeki insan davranışlarında aynı şeyi gözlemledim çocuklara karşı hoşgörüsüzlük…

Geçenlerde oğlumla yeni cumaya gitmiştik.

Yerinde duramayan bizimki yaşlı bir amcanın eleştirilerine maruz kaldı.

Yeni nesil daha hoşgörülü.

Ama yetmez.

Başkasının çocuğuna, torununa laf atan, dik dik bakan yaşlı amcalar kendi torunlarını camiye getirir mi?

Getirmez…

Dedeler torunlarını camiye getirmezse çocuklar caminin yolunu nereden bilecek?

Diyelim ki çocuğu camiye getirdik.

Peki, burada iltifat yerine eleştiri gören çocuk bir daha camiye neden gelmek istesin ki?

Uzun yıllardır var olan bu problemi fark eden Diyanet İşleri Başkanlığı “Cami Çocuk Buluşması” projesi başlatmış.

Camiye gelen çocuklara hoşgörü ve şefkat gösterilmesi projenin temelini oluşturuyor.

Bunun dışında Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çocukların ayağı alışsın diye cami yakınlarına oyun imkanı sunacak yerler koyacaklarmış.

Bununla ilgili olarak Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof Dr. Hasan Kamil Yılmaz şunları söylüyor:

“Çocuk ezan okunana kadar oyununu oynasın, ezan okununca camiye girsin. Ama mutlaka camiye girsin. Çünkü çocukların hayatında oyunun çok büyük yerinin olduğunu söylüyor pedagoglar. Çocuk oynayarak öğrenir ve tanır diyorlar. Oynamadığı şeyi tanımız ve bilmez. Dolayısıyla camiye geldi oynuyor. Oynayacak tabi tanıyacak. Camide top oynayacak, atlayacak. Özetle cami ile buluşacak çocuk.

Yazımıza Peygamberimizin bu konudaki yaklaşımını aktararak son verelim.

Peygamber Efendimiz bir gün hutbe okurken torunları Hasan ve Hüseyin’in düşe kalka mescide girdiklerini görünce dayanamamış. Minberden inip onları kucağına aldıktan sonra tekrar minbere çıkmış ve şöyle buyurmuş: “Allah, ‘Mallarınız ve çocuklarınız imtihan vesilesidir’ derken ne kadar doğru söylemiş! Şu iki yavrunun düşe kalka yürüyüşünü görünce dayanamadım da, sözümü keserek onları kucağıma aldım.”

“Ne iş yaparsın?” dedi, “Hamalım!” dedim, “Elimden tutmasını bilenin yüreğini taşırım!” dedim.

-Sunay Akın

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.