Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

22Kas/160

ÇOCUĞA TECAVÜZ – HUKUKA TECAVÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmez   ÇOCUĞA TECAVÜZ - HUKUKA TECAVÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

AKP’nin “tecavüz faillerini mağdurla evlenmeleri karşılığı hapis cezasından kurtaran yasa teklifi” Türkiye gündeminin birinci sırasına oturdu. Önergeye müthiş bir tepki ortaya çıktı.

Cinsel istismar / tecavüz uluslararası hukukta önemli bir suç kavramıdır ve insanlık dışı olarak değerlendirilmektedir. Yasa teklifine tepki gösterenlere göre, ‘Bu düzenlemeyle erkekler tecavüz için cesaretlendirilmektedir.’

Yasa teklifi gece son dakikada torba kanuna eklenerek TBMM'den geçirilmeye çalışıldı ve çoğunluk sağlanamadığı için, 22 Kasım Salı gününe ertelendi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Başbakan Binali Yıldırım tepkilere çok öfkelendi.  Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde verdiği "çocukların cinsel istismarı" suçlarına ilişkin kanun teklifinin "tecavüze af" anlamına gelmeyeceğini söylediler.

AKP haricindeki siyasi partilerin yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve sosyal medyada vatandaşlardan çok şiddetli tepki devam etti.

Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım partisine önergenin Meclis'teki muhalefet partileriyle de görüşülmesi talimatı verdi.

Şimdi belki makul ve mantıklı bir noktaya gelinir. Önergenin ya geri çekilmesi veya mahzurları giderilerek yeniden düzenlenmesi mümkün olabilir.

Keşke diğer hukuksuzluklara karşı da toplumsal tepkilerimiz, çocukların cinsel istismarına gösterdiğimiz gibi, şiddetli ve etkin olabilse.

Kanun Hükmünde Kararnameler ile kanunların ve anayasa maddelerinin yok sayılması gibi, mahkeme kararlarını uygulamama gibi, Anayasal yetkileri aşma gibi hukuka aykırılıklara yasal ve medeni bir çizgide toplumsal tepki gösterebilsek…

Muhalefet partileri bu hukuksuzluklar konusunda da kamuoyunu aydınlatma ve öncü olma görevlerini yapabilseler…

Daha az hata, daha çok demokrasi için muhalefete ve topluma da görev düşmekte.

**************************************

KANUNA UYMAYANA KANUNU UYDURMAK

Cinsel istismar suçlarına ilişkin önerge, yasanın fiili duruma uydurulması örneklerinden biridir.

Yılmaz Özdil’in, “Sapıklar kanuna uymuyor diye… Kanunu sapıklara uyduruyorlar” yazı başlığı çok şey anlatıyor. (Sözcü- 19 Kasım 2016)

Cumhurbaşkanının anayasal yetkilerine uymayıp arkasından TBMM’den “fiili duruma yasal hale getirin” talebiyle başlayan süreç bir örnektir.

Ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de “Cumhurbaşkanı millet tarafından seçildiği gerekçesiyle fiili başkanlığı dayatmakta, görevinin sınırlarından taşmaktadır. Cumhurbaşkanının bu tutumu fiili bir durum yaratmıştır. Bugün yapmamız gereken fiili durumu yasal hale getirmektir” diyerek, anayasa değişikliği ve Başkanlık sistemine destek vermesi ile devam edenBaşkanlık dayatması” ilk örnek değildir.

İmara aykırı ve kaçak yapılaşmalara göz yumup, daha sonra fiili duruma göre af çıkarmak… Orman ve meraların işgaline göz yumup sonra fiili duruma göre af çıkarmak başka örneklerdir.

Trafik cezalarına, vergi cezalarına çıkarılan aflar da yine fiili durum yaratanlara nazaran mağdur görünenler için çıkarılır.

Bu arada kanunlara uyan, vergilerini, cezalarını zamanında ödeyen dürüst vatandaşlar “keriz”, fiili durum yaratanlar ise “uyanık” kabul edilir.

Oysaki hukuk devletlerinde kanunlar uygulanmak üzere yapılırlar.

Şu cümleler bir 2014 tarihli bir Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararından alınmıştır:

“TCK'nın 103. maddesinin başlığı "Çocukların Cinsel İstismarı" şeklindedir. Kanun koyucu bu madde ile çocukların gelişimlerini tamamlayamamaları nedeniyle, bilerek veya bilmeyerek cinsel istismara maruz kalabilecekleri düşüncesiyle, cinsel saldırılara karşı korunmalarını amaçlanmıştır. Nitekim bu düzenleme yerinde ve gereklidir. Çok ciddiyetle de takip edilip uygulanması gerekir. Kanunlar uygulanmak için vaz’edilmişlerdir.”

*********************************************

KİMLER İÇİN ÇIKACAK?

AKP önerge ile "cebir tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenen cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi durumunda" cezanın uygulanmasının ertelenmesini teklif ediyor. Teklife göre, bu durumlarda cezanın ertelenmesi 16 Kasım 2016 tarihine kadar işlenmiş suçları kapsayacak.

Hükümet yetkililerinin açıklamalarına göre bu durumda olan 3-4 bin kişi var. 15 yaş altı çocuklara “tecavüz edip” evlenen bu 3-4 bin kişi arasında etkili insanlar veya yakınları var mı bilemiyoruz.

***

ÇOCUK RIZASI OLAMAZ: AKP’liler tecavüzcüyü korumadıklarını, “rıza ile olan cinsel birleşmeler için mağduriyetin giderilmesini” hedeflediklerini söylüyor.

Her ne kadar önergede, “iradeyi etkileyen bir neden olmadan” denilmiş ama bir yaş sınırından bahsedilmemiştir.

"Çocukların cinsel istismarı" suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun üç grup mağdura yer veriyor.

1- Onbeş yaşını tamamlamamış olan çocuklar, 2- Onbeş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar, 3- Onbeş yaşını tamamlayıp onsekiz yaşını tamamlamamış çocuklar.

Birinci ve ikinci grupta yer alan çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın dahi gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış istismar suçunu oluşturmaktadır.

“Kanuna göre, 15 yaşını doldurmayan çocuk, rıza vermeye ehil değildir. Çünkü zihinsel ve psikolojik gelişimi buna müsait değildir.”

Üçüncü grupta yer alan çocuklar yönüyle eylemin suç oluşturması için gerçekleştirilen cinsel davranışların cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Nitekim cebir, tehdit ve hile olmaksızın onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, anılan kanunun 103. maddesinde düzenlenmiş olan çocukların cinsel istismarı suçundan değil, şikâyet üzerine 104. maddede düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılacaktır.

AKP ÖNERGESİNİN MAKSADI cinsel istismar suçundaki mağdur ile failden bahsedildiğine ve iradeyi etkileyen sebep olmaksızın denildiğine göre, 15 YAŞ ALTINDAKİ ÇOCUKLARIN TECAVÜZCÜLERİNİ “KURTARMAKTIR.”

*********************************************

YASA ÇIKARSA…

Her ne kadar çocuklara tecavüz suçunu işleyenlerin “bir defalık affı” söz konusu denilse de diğer aflar gibi belli dönemlerde tekrarlanacağı beklentisi tecavüzcüleri cesaretlendirir.

“Namusunu kurtarmak” gerekçesiyle veya satın alınarak tecavüzcüsü ile zorla evlendirilen çocukların boşanmaması için baskı uygulanabilir.  Mağdur bütün hayatı boyunca işkence içinde yaşayacaktır.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, çıkaracakları kanunla cezadan kurtulacak failleri, “bunlar tecavüzcü değil, cinsel istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil” derken, tecavüzü de  “tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” diye tarif ediyor.

Fuhuş simsarlarının eline düşmüş kimsesiz çocuklar ile çok fakir ve zorda olan ailelerin kız çocuklarını sattığı örnekleri düşününce Bakanın ifadesindeki “rıza” anlamını yitiriyor.

Yasa teklifine göre, failin cezadan kurtulması halinde suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler de cezalandırılmayacaklar. Fuhuş simsarları ve çocuklarını satanlar da kurtulacak.

Küçük yaşta kızlarla “rızasıyla” ilişkiye giren kişi evliyse veya birden çok kişi ile ilişki varsa suç faillerini kurtarmak için nasıl evlendirecekler? Belki buna da bir yol bulurlar.

21.11.2016

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.