Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

8Ağu/160

Kandıra Düğünleri – Turgut ÇAKAR


Kandıra Düğünleri – Turgut ÇAKAR  

Hoş eski düğünler de tarih oldu ya,
İmkan olsa da
Bulunsam bir cuma akşamında
Kızevli ortamında,
Ama mutlaka onyedi yaşımda
Kandıra'da...

Tüm sorumluluğu bırakıp delikanlıbaşı'na
Kaprisler yapsam ikinci kadehten sonra
Kapris yaptığımın farkında olarak.

Çağırıp gırnatacıyı
Uşşak makamında taksimler üfletsem kulağıma
Gövdesi üç adam eninde incir altında
Bir yaz akşamında.

Tas kebabı, pilav,
Kızarmış köy tavuğu ve lahana turşusu
(ki bu saydıklarım beylik yemektir bizim düğünlerde)
Valla bunlardan iyisi sanırım Şam'da kayısı.
Ve koşulsuz çeksem kafayı...

Kapışsa birileri yok yere
Raconu gereği delikanlılığın,
Seyretsem sıyırıp geçen ilk yumrukta
Balyoz yemiş gibi yıkılan adamları.
Çeksem kafayı...

Bahriye çiftetelli çalsa kabadan
Oynasam meydanda hiç sıkılmadan.
Ooff ulan ooff! çeksem coştuğunda klarnet
Yorulduğumda nihayet,
Çağırıp çingeneyi
Üstat! desem havaya sokmak için
"Benzemez kimse sana"yı çaldırsam.
(hoş benzedin ya sen de başkalarına
O da ayrı bir mevzu)
Aklıma en olmadık hüzünler takılsa sırayla
Coşkuyu ve matemi yaşasam
İç içe
Yaşamak gibi!                                                                                                         Çeksem kafayı....

23 Eylül 2003

http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=18856

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.