Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

2Ağu/160

GENETİĞİYLE OYUN KURULMUŞ MİLLETLER – I / Süleyman PEKİN

  GENETİĞİYLE OYUN KURULMUŞ MİLLETLER – I  / Sleyman PEKİN

Milletlerin karakteristik özellikleri aynı zamanda genetik şifreleridir. Bu sıra “İngiliz İstihbaratı’na Göre Turancılık El Kitabı”nı okuyorum. I.Dünya Savaşı’nın hemen bitiminde yazılmış. Ne kadar detaylı, ne kadar bilimsel bir bilseniz.. Ne kadar karşılaştırmalı, ne kadar çözümlemeli bir görseniz.. Türk, Moğol, Macar, Tunguz, Samoyet, Tatar, Fin-Ogur demeden tüm akraba toplulukları kılcallarına kadar incelemişler. 25 yıl sonrasında Turancılık Davası’ndan yatan 3 Mayıs Türkçülerinden hocalar, profesörler bile bu kadarına vakıf değildir sanırım.

Türk topluluklarının genel özelliklerinde güven, yardımseverlik, olumsuz şartlara dayanıklılık ve savaşçılık var. Her türlü dini ve inancı benimsemek de.. Bir de asimile olma alışkanlığı.. Gâvur, senin imkân ve kabiliyetlerini potansiyel alanınla beraber ölçüp biçtiği ve sen daha harekete geçmeden gedeceğin yolun menzil mesafesini hesaplayabildiği için büyük devlet. Kimileri buna strateji, kimileri akıl oyunları diyor. Biz bir şey demiyoruz

Millî Mücadele’de dev güçlerle olan büyük hesaplaşmada halkın önemli bir bölümü seyirci vaziyetinde enterne edildiyse de başarımız engellenemedi. Ama maç bitmedi, sadece raund bitti. ‘Hasta Adam Osmanlı’dan ders alan Atatürk’ün yeni Türkiye’yi “Çağdaş Uygarlıklar Düzeyi” adı altında devlerle dans eder bir hale getirme isteği yine millet olarak içimizdeki İrlandalılarla / Britanyalılarla birlikte içten ve temelden kırılma yoluna gidildi. Sudan yani uyduruktan dinî sebeplerle..

Aslında T.C. tarihi II.Dünya Savaşı’ndan sonra I.Dünya Savaşı öncesindeki kırk katır & kırk satır denklemine dümen kırmıştır: İngiltere’nin yerine amcaoğlu Amerika ve Rusya’nın yerine gömlek değiştirmiş Sovyetler Birliği. Siyasal sistemimizi ikiye böldük ve iki güce partnerler ürettik. NATO’ya girmek için Kore’de öldük. Biz NATO’ya değil NATO bize girdi. Ordumuzun komuta kademesinden millî eğitim müfredatımıza dek..

CHP x DP geleneğimiz ikinci nesilde iç savaşa döndü. Sağ x Sol diyerek hep kendi ayağımıza sıktık. Darbelerle terbiye edilen milletin asayişi hep Coni’lerden soruldu. Ki ne dedilerse yaptılar: Kürtçülükse biz yaparız, İslamcılıksa biz getiririz, Milliyetçilikse ‘En Kahraman Rıdvan’ bizde.. İstesek komünizmi bile getiririz; istemediler.

Bizde de hemen inanmak ve ateşlenmek var ya; olmaz olaydı. Bir de okumaz – yazmaz bir sözlü kültür geleneğimiz var. Din - iman deyince akan sular durur. Hele talebelere yardım, Allah için hizmet, cennet-huri de; tamam, dükkân senin. ‘Müslümanlıktan geçinen’ bazı tiplerin savundukları değerleri çevresindekilerle beraber batırma tecrübelerinden şerbetli olduğumuz söylense de Pensilvanya Örgütü kadar sağ gösterip sol vuran, karıncayı incitmeyen ‘muhabbet fedai’sinden kendi milletine tank - top namlusu çeviren suikastçiye evrilen, millet - hizmet diyerek millî varlığa düşman kesilen ikinci bir örnek şimdilik yok.

Cemaat Örgütü uluslar arası bir tehlike olma işlevini sürdürmektedir. Türkiye’de denenen kanlı senaryoların bir Asya ve Afrika ülkesinde denenmesi küresel güçlerin gözetiminde her zaman mümkündür. Bu işin Türkiye ayağının ayıklanmasının haricinde dış politikamız için en az 10-15 yıl uluslararası bir sorun olma durumu var. Bölgesel çıkarları adına Türkiye’nin yerine PYD ve KDP’yi stratejik ortak gören dış güçlerin pragmatizmini hatırdan çıkarmamak gerek.

Tam da bu yüzden üstteki oyunların farkında olmayan ve hayır - hasenat diyerek mevzuya dahil olanlara 15 Temmuz sonrası için bir sorgulama ve pişmanlık alanı bırakmak gerek. Zira çocuklara miras kalacak bir husumet toplumsal barışı tıpkı PKK meselesindeki gibi uzun yıllar zedeler. Dahası diğer bazı dinî teşekküllerin en büyük rakiplerini ekarte etmenin sevinciyle cadı avı için gaz vermesi sadece çabuk ayrışan toplumsal katmanlarımızın gerilmesini değil kendilerinin de aynı sonu paylaşma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Başta ne dedik; çözülmüş genetik.

Ne demiş zabıtaya yakalanan seyyar şeftalici: “Verdiğin cezaya gülmüyorum da; arkadan kavun-karpuzcu geliyor.”

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.