4Tem/160
Bayramınız kutlu olsun
Mübarek Ramazan Bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik ediyor, sevdiklerinizle beraber sevinçli, huzurlu bayramlar geçirmenizi Cenab-ı Allahtan niyaz ediyorum.
Rabbim öncelikle şahsıma ve mensubu olmaktan gurur duyduğum Büyük Türk Milletine akıl, ilim, iman, feraset ve basiret versin.
Muhabbetlerimle..
Ahsen OKYAR
akıl
- 1 -Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
Örnek: Akıl yaşta değil baştadır. Atasözü
- 2 -Hafıza, bellek
Örnek: Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı
- 3 -Öğüt, salık verilen yol.
- 4 -Düşünce, kanı
Örnek: Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K. Tecer
- 5 -Us.
- 6 - (Bak: Akl)
- 7 -Uyanık. Aklı başında. Tedbirli. Düşüncesi sağlam. Huşyar. (Osmanlıca'da yazılışı: âkıl(e))
- 8 -Bk. us
ilim
- 1 -Bilim
Örnek: Kılıç gibi kesen ve şakırdayan mantığıyla ilmin askerleşmiş tipiydi. P. Safa
- 2 -Ayrıntı, özellik, nitelik, hassasiyet.
- 3 -Bk. bilim
bilim
- 1 - Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim
Örnek: Benim sizden istediğim Türkçe yardım, bazı eski yazılı bilim ve tarih gibi ciddi eserleri bana okumanızdır. H. E. Adıvar
- 2 -Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.
- 3 -Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.
- 4 -1-Evrenin bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi. 2- Türlü duygusal yaşantıların mantıkça bir örnek düşünce dizgesine uydurulması için gösterilen çabalara verilen ad.
iman
- 1 -Dinin ortaya koyduğu dogmalara inanma, din inancı, kutsal inanç, inanç, itikat.
- 2 -İslam dinine inanma.
- 3 -Güçlü inanç, inan
Örnek: Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu. H. C. Yalçın
- 4 -Bk. inan
- 5 -din inancı , kutsal inanç,islam dini’ne inanma.
- 6 -İnanmak. İtikad. Hakkı kabul, tasdik ve iz'an etmek. İslamiyeti kabul edip amel etmek. Dini bütün hakikatleri kabul edip gereğini yerine getirmek.
- 7 -Fazla dikkat ve ihtimam.
- 8 -Bir şeyde çok ileri gitmek. (Osmanlıca'da yazılışı: im'an)
feraset
- 1 -Anlayış, seziş, sezgi
Örnek: Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum. A. Gündüz
- 2 -Zekâ.
- 3 -Bk. kavrarlık
- 4 -Anlayışlılık, çabuk seziş, anlayış.
- 5 -Anlayışlılık, çabuk seziş
- 6 -(Bak: Firaset) Anlayışlılık, çabuk seziş. (Aslı firasettir)
basiret
- 1 -Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, sağgörü
- 2 -Bk. seçerlik
- 3 -Uzağı görme, seziş, sezgi, uyanıklık; anlayış, kavrayış.
- 4 –1.Göz açıklığı, inceden inceye etraflı derin görüş. 2-Ön görüş, seziş.
- 5 -Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Feraset. İm'an-ı dikkat.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.