TEVHİD’DEN KAOSA SAVRULMADA İLK ADIM: ŞIMARMAK! – Dr. Sait BAŞER
TEVHİD'DEN KAOSA SAVRULMADA İLK ADIM: ŞIMARMAK! – Dr. Sait BAŞER
Eskiden, metal ve plastik kaplar çıkmadan yahut bu kadar kolay temin edilir hale gelmeden evvel, toprak kaplar kullanılırdı.Toprak bardak, testi, ibrik, çömlek veya küpler; karavana veya güveç kapları mutfakların vaz geçilmezleriydi.
ŞIMARMAK kelimesi, bu kapların içindeki sıvının dışarıya doğru sızmasıyla, gövdede beliren ıslaklığın adıydı.
Şımarmak, içindeki "Nefha-i İlahi"nin hamlık hallerinden kaynaklanan çiğliklere, insan basitliklerine de sıfat olarak veriliyordu. Bizim insanlarımız ruhun olgunlaşmasını bekler, çiğliklere itibar etmezdi...
Bir kimseyi benimsemeden evvel, "burnunun yeli insin" diye beklerdi. Gurur hallerinden sıyrılsın, tepeden bakmaları bıraksın, kendini bir matah sanmaktan uzaklaşsın isterdi. Yel gibi essin, gün gibi yaksın, su gibi aksın, bahar gibi gelsin, filiz gibi boy atsın, meyveli ağaç gibi dalları yerde olsun isterdi... İşte o zaman gelince de "yoluna kurban olduğum" diye türküler çığırırdı.
Bizler o Zât-ı Akdes'in birer nefhası, birer nefesi olduğumuzu bilmek yolunda, kendimizden vazgeçmekte nasıl da zorlanıyoruz! Bir'den Bir'e yolculuğumuzun bu "kesret" merhalesinde, gene Bir'de olmak dışında bir ihtimal bulunamıyacağını akledemiyoruz işte! Bu biyolojik vücudumuzun arz üzerindeki nisbî hareket yeteneğini müstakil ve mutlak sanıyoruz. Kesret hallerinin de o Mutlak'a bağlılığına vasıl olmadan başımız önümüze düşmüyor, düşmüyor, düşemiyor...
Çocukluk halleri vesselam!
Hayırlı, bereketli seneler, hayırlı sabahlar dostlar.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.