KÜRT SORUNU VAR MI, SİYASİ ÇÖZÜM NE DEMEK? – Ruhittin SÖNMEZ
KÜRT SORUNU VAR MI, SİYASİ ÇÖZÜM NE DEMEK? - Ruhittin SÖNMEZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir yandan yeni bir “çözüm süreci” başlatmak istiyor. Önceki “çözüm sürecinde” bile dile getirilemeyen “Öcalan TBMM’de konuşsun” çağrısı yapıyor. Fakat diğer taraftan “Kürt Sorunu yoktur” görüşünü dile getiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır’da, 2005 yılında, “Kürt meselesi benim meselemdir” diye konuşmuştu.
Oslo’da PKK ile T.C. arasında, bir hakem devlet başkanlığında, 2009 yılında gizli müzakereler başlatıldı. 2013-2015 yılları arasında “Çözüm Süreci” adı altında PKK ile Türk Devleti arasında açıkça müzakereler yürütüldü.
2015 yılından sonra Erdoğan “Türkiye’de artık Kürt sorunu yoktur ; Kürt kardeşlerimin sorunları vardır. Türk kardeşimin de sorunu var, öyle mi? Ülkemde yaşayan tüm etnik unsurların her birinin sorunları var. Bu sorunları gidermek için çalışacağız, ayrım yapmayacağız. Sanki bu ülkede Kürt
sorunundan başka bir mesele yok. Bu, ülkeyi bölmeye gayret etmektir, ayrımcılıktır. Bütün etnik unsurlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak birdir, birbirine eşittir, birlikte Türkiye’dir” gibi değerlendirmeler yaptı.
CB Erdoğan, Bahçeli’nin “Öcalan açılımı” üzerine, “MHP liderinin tavrının Türkiye’nin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı bulduğunu” söyledi. “Siyasetimizin temelinde, ülke meselelerinin geniş bir mutabakatla çözülmesi, toplumun farklı kesimlerinin de sürece dahil
edilmesi yatıyor” dedi.
“Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya ise her zaman varız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bu gelişmeyi yeni Anayasa çalışmalarıyla birlikte değerlendirmek gerektiğine” atıfta bulundu.
SEVGİ VE ÖZGÜRLÜK-1 – Seyfettin KARAMIZRAK
SEVGİ VE ÖZGÜRLÜK-1 - Seyfettin KARAMIZRAK
Dr. Peck, sevgiyi şöyle tanımlar: “Sevgi, insanın, kendisinin ve bir başkasının ruhsal tekâmülünü desteklemek amacıyla benliğini genişletme arzusudur”.
Sevgi kayıtsız şartsız saygıdeğer bulunmaktır. Sevgi fark edilmedir. Sevgi hoş görülmedir.
Sevgi paylaşmadır. Sevgi tanınma, bir insanın olabileceğinin en iyisi olmasına, gelişmesine imkân sağlamaya çalışmadır. Sevgi, şeffaf olmadır. Sevgi ihtiyaçtır.
Spinoza ise sevgiyi; “zorlama olmadan, yalnız özgür olduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylem” olarak ele almaktadır.
“Sevgi, kolların her zaman açık oluşudur. Sevgi için kollarınızı kaparsanız, kendinizin dışında tutacak hiçbir şey kalmadığını görürsünüz”.
Bademci’ye göre: “Sevgi tutku gibi zehirlisi olmayan, herkesin yetiştiremediği sıradan bir çiçektir.”
YAPAY ZEKA KÖŞE YAZILARIMI DEĞERLENDİRDİ – Ruhittin SÖNMEZ
YAPAY ZEKA KÖŞE YAZILARIMI DEĞERLENDİRDİ - Ruhittin SÖNMEZ
Yapay zeka programları son zamanlarda hem çok çeşitlendi ve hem de çok gelişti. Her geçen gün daha da gelişmekte olan yapay zeka programları ile inanılmaz işler yapılabilmekte.
Türkiye dijital dönüşümün bir parçası olarak yapay zekanın stratejik önemini dikkate almaya çalışıyor. 2021 yılında “Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni yayımlandı. Yapay zekaya en çok yatırım yapan ülkeler listesinde ilk üç ABD, Çin ve Birleşik Krallık olurken, Türkiye ise bu listede 20'nci sırada yer alıyor.
Nobel ödüllü bilim insanımız Daron Acemoğlu “Türkiye'de birkaç şirket haricinde şirketlerin ve politikacıların yapay zekaya hazır olmadığını” belirtti. Acemoğlu, “Türkiye'nin bu konuda inovasyona girmesi gerektiğini” söyledi. Sadece özel sektörde değil, “kamu ve savunma sektöründe yapay zekâ çok önemli. Yapay zekâ kullanılarak kamu sistemimizde birçok şey iyileştirilebilir. Öte yandan, yapay zekâyı kullanabilmek için daha eğitimli bir işgücüne sahip olmamız lazım” dedi.
BAHÇELİ ÖCALAN’I MECLİS’E GETİRMEKTE KARARLI – Ruhittin SÖNMEZ
BAHÇELİ ÖCALAN’I MECLİS’E GETİRMEKTE KARARLI - Ruhittin SÖNMEZ
Kulaklarına ve gözlerine inanamayıp, acaba “sürçü lisan mı etti?” diyerek şaşkınlıkla gözlerini ve kulaklarını ovuşturanlar bile anladı ki yanlış duymamışız.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Meclis grubunda bir kere daha "Teröristbaşı terörün bittiğini, PKK'nın lağvedildiğini söyleyecekse DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin. Umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım" dedi.
Bu sözlerin asıl sebebini de ifade etti. Bir bakıma “ağzındaki baklayı çıkardı.”
“Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, eğer enflasyon canavarına kesif bir darbe indirilirse, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir? Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılı'nın inşası için Sayın Recep Tayyip Erdoğan güvencedir, milletin sevdalısıdır, tecrübesiyle ve birikimiyle bize göre tek seçenektir."
Bu konuya dair yazdığım 4 yazıda Bahçeli’nin çıkışının iç sebebinin CB Erdoğan’ın tekrar ve belki de ömür boyu seçtirme imkanı verecek bir Anayasa değişikliği yapma arzusu olduğunu vurguladım.
Bu planın sadece Bahçeli tarafından değil Erdoğan ve saraydaki ekibi ile kurgulanmış olduğundan eminim. Bu yüzden Esenyurt belediyesine (ve Halfeti, Batman, Mardin belediyelerine) kayyım atanmasının Bahçeli’nin başlattığı bu süreci durdurmayacağını ifade ettim. Yanılmadığım ortaya çıktı.
BAHÇELİ’NİN ÖCALAN’LI ÇÖZÜMÜ İPTAL Mİ EDİLDİ? – Ruhittin SÖNMEZ
BAHÇELİ’NİN ÖCALAN’LI ÇÖZÜMÜ İPTAL Mİ EDİLDİ? - Ruhittin SÖNMEZ
“Teröristbaşı Öcalan’ı TBMM’de konuşturmak” gibi Türk Milletinin sinir uçlarını tahrik eden bir teklifin çok iyi bir hazırlıktan sonra ortaya konulmuş olması gerekirdi.
Çünkü TBMM’de Öcalan’ı konuşturmadan önce “umut hakkı” denilerek terörist başına bir af çıkarılması ve bunun millete kabul ettirilmesi kolay değildi.
Nitekim Bahçeli’nin bu çağrısının yapıldığı hafta kamuoyu anketlerinde MHP oylarında büyük düşüş, Bahçeli’nin bu çıkışına şiddetli tepki veren Zafer Partisi ve İYİ Parti oylarında ciddi artışlar görüldü.
İlginç olan AKP ve Erdoğan bu ilk hafta içinde konu hakkında yorum yapmadı. Bu süre içinde AKP oylarında biraz artış olduğu tespit edildi.
Sonunda CB Erdoğan konu hakkında konuştu. 29 Ekim resepsiyonunda “Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son dönemde ortaya konan yaklaşımların önyargısız olarak
değerlendirilmesini” istedi.
30 Ekim’de TBMM grubunda yaptığı konuşmada önce, “tüm vücudunu taşın altına” koyduğu söylediği Bahçeli ile “kardeşliğe katkı” sağladığını belirttiği CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e teşekkür etti.
Sonra Bahçeli’nin kimsenin hayal etmediği seviyeye yükselttiği çıtayı aşağı seviyelere indirdi.
Öcalan adını ağzına bile almadı. Meclis’e gelip, DEM grubunda konuşmasından da söz etmedi.
Önce Bahçeli’yi övdü. Ama O’nun getirdiği teklife karşı “Bizim, Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur olamaz da… Teröristin anladığı yegâne dil terörle tavizsiz mücadeledir” dedi.
Buradan Kandil’deki PKK ve KCK ile Suriye’nin kuzeyindeki YPG/PYD ile bu süreçte muhatap olmayacağı, Öcalan ve DEM’i muhatap alacağı anlaşıldı.
OKULDA SEVGİ ORTAMI – Seyfettin KARAMIZRAK
OKULDA SEVGİ ORTAMI - Seyfettin KARAMIZRAK
“Öğretmen, korkulan kişi değil sevilen ve sayılan insan olmalıdır. Unutulmamalıdır ki korku kaçırır,
sevgi yaklaştırır. Kaçan öğrenci değil, yaklaşan öğrenci öğrenir. Öğretmen sevilen kişi olduğu kadar
öğrencilerine öğrenmeyi de sevdirmelidir. Öğretmen sevgisi, öğrenci sevgisi ve öğrenme sevgisi başarının
dinamizmidir.” Fahri Kayadibi
Eğitim, sevgiyi merkezine alırsa, küreselleşen dünyanın; “barış, huzur, güven, dayanışma, kardeşlik” içerisinde bir dünya halini alabilmesine katkıda bulunur.
İnsan; “bilinç, sevgi, inanç, güven, düşünce, algı ve anlamadan” yoksun olursa kendisini insan olarak idrak edemez. Sosyal çevre ve ekolojik denge olmaksızın da tüm boyutlarıyla gelişmiş bir insan olamaz.
Okuldaki sevgi ortamı çocuğu okula bağlayan ve başarısını güdüleyen en büyük etkendir. Okulunu seven çocuk, severek öğrenir. Okul sevgisiyle öğrenme sevgisi paralellik
gösterir.
CUMHURİYET VE DEMOKRASİ – Ruhittin SÖNMEZ
CUMHURİYET VE DEMOKRASİ - Ruhittin SÖNMEZ
Halkımıza Cumhuriyeti sorunuz, çoğunluğu demokrasinin özelliklerini anlatacaktır. “Halkımız farkında olmadan Cumhuriyet ile demokrasiyi özdeşleştirir.” Oysaki Cumhuriyet ile demokrasi aynı şey değildir.
Bu yüzden “Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız” şeklindeki ifadeler doğrudur.
Konunun uzmanı bir bilim adamının, Prof. Dr. Kemal Gözler’in cümleleriyle açıklayalım:
“Birer cumhuriyet olmakla birlikte demokratik olmayan pek çok devlet vardır. Komşularımız Irak ve İran birer cumhuriyettir. Keza eski SSCB de bir cumhuriyet idi. Oysa bu devletlerin demokratikliği pek kuşkuludur. Demek ki “cumhuriyet = demokrasi” anlayışı ampirik olarak yanlıştır.”
“Buna karşılık Avustralya, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Hollanda, Japonya, Kanada, Lüksemburg, Norveç, İsveç, Yeni Zelanda gibi demokratikliklerinden hiçbir şekilde şüphelenilmeyen ve üstelik uzun zamandan beri demokratik rejimleri kesintiye uğramamış olan bu devletler bir cumhuriyet değil, monarşidir.”
“Cumhuriyet ile demokrasi arasında bir bağıntı yoktur. Bir cumhuriyet demokratik olabileceği gibi, anti-demokratik de olabilir.
Keza monarşi ile demokrasi arasında da bir bağıntı yoktur. Bir monarşi demokratik olabileceği gibi, anti-demokratik de olabilir.”
“Cumhuriyet, devlet başkanlığının irsî olarak intikal etmediği devlet şekli ve monarşi de devlet başkanlığının irsî olarak intikal ettiği devlet şekli olarak tanımlanabilir.”
Osmanlı Devleti monarşi ile idare ediliyordu. Ancak 1876 Anayasası sonrası demokrasi idaresine doğru bir geçiş başlamıştı.
Ancak Osmanlı’da demokrasiye doğru gidiş istikrarlı bir seyir izlemedi. İlki 1878’de olmak üzere, Meclis-i Mebusan (parlamento) zaman zaman kapatıldı. Osmanlı Devleti 1876-1878 ve 1908-1918 yılları arasında meşruti monarşi ile yönetildi. İkinci meşrutiyet ile Osmanlı anayasal düzeni, döneminin Avrupa’sında olduğu gibi, meşrutî bir anayasal monarşiye dönüşmüştü.
VEFA! – Zekai KAHYAOĞLU
VEFA! – Zekai KAHYAOĞLU
İş ve eylemleriyle Kocaeli'nin ses getiren önemli sivil toplum örgütlerinden "Akçakoca" Platformunun geleneksel hale getirdiği "Vefa" gecesine iştirak ettik.
Değerli dostumuz, arkadaşımız, meslektaşımız "Ali Aydemir" adına düzenlenen böyle güzel bir gecede arkadaşlarımızla; dostlarımızla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadık.
Vefanın İstanbul'da bir semt adı olmadığını bir kez daha hatırlatan Platformun başkan ve yöneticilerine şahsım adına çok teşekkür ediyorum.
Ali Aydemir’e Vefa ve Akça Koca Kültür Platformu–Kadir DURGUN
Ali Aydemir’e Vefa ve Akça Koca Kültür Platformu- Kadir DURGUN
Pek bunaldık, konjonktürel hava çok kirli, boğulduk. Siyasi, ekonomik krizler, silahlı terör, Batı’nın ikiyüzlülüğü, İsrail’in, Filistin, Gazze, Lübnan’daki katliamı ve soykırımı… “Bu karanlık gecenin yok mu sabahı?” dedirtiyor duyarlı insanlara.
İnsanız, insani değerlerimizi yaşatmalıyız. Vefa, bizi birbirimize bağlayan, bir zamanların güçlü değeri, modern dünyadan uzaklaşmış görünüyor. Vefa bilmeyen kişinin, bir başkası için ne önemi var ki? Vefa, kişileri birbiri için elzem kılan güçlü bir bağdır. Vefanın olmadığı bir hayat, tatsız yemek gibidir. Arapça kökenli bir sözcük olan ”vefa” 15. yüzyılda literatüre girmiş. Kelimenin sözlük anlamı, verilen sözü tutmak; yan anlamı ise arkadaşlıkta ve dostlukta kıymet bilmektir.
Kentimizin sosyal hayatına damgasını vuran Akça Koca Kültür Platformu çok güzel işler çıkarıyor. Üye ve gönüldaşları arasında tesis ettiği samimiyet ve güven iklimiyle programlar yapıyor, geziler düzenliyor. Ben de Platform’un daveti üzerine Kültür Eğitim Kurumları kurucusu Ali Aydemir için düzenlenen Vefa Gecesi’ne iştirak ettim.
BAHÇELİ, ÇAKICI, CÜBBELİ’DEN SES VAR, ERDOĞAN SUSKUN – Ruhittin SÖNMEZ
BAHÇELİ, ÇAKICI, CÜBBELİ’DEN SES VAR, ERDOĞAN SUSKUN - Ruhittin SÖNMEZ
Devlet Bahçeli’nin “Öcalan “Meclis’e gelsin, DEM grubunda konuşsun” çağrısı için herkes konuştu. Ama CB Erdoğan bir yorum yapmadı. Türkiye’yi çalkalayan, geleceğimizi ve bölge dengelerini değiştirebilecek bir konuda gazeteciler de Erdoğan’a soru sor(a)madılar.
Bu arada siyasetin dışında zannettiğimiz iki cenahta dikkatimi çeken çok ilginç gelişmeler oldu:
Yeraltı dünyasının önemli isimleri Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz'dan, cezaevinden çıkmalarını sağlayan, Bahçeli'nin açıklamalarına destek geldi.
Çakıcı, Bahçeli’yi makamında ziyaret etti.
Kürşat Yılmaz “Saygıdeğer Türkmen Beyimiz rastgele cümle kurmaz. O cümlede yer alan her harf, vatan, millet sevgisinden başka düsturu olamayan genel başkanımızın imbiğinden süzülür de kelimeye, kelimeler cümleye dönüşür. Bir gün bir saniye bile onu yalnız bırakmayacak, gerekirse can alıp can vereceğiz" ifadeleriyle tam bir mürit sadakati gösterdi.
Zaten Bahçeli’nin sadık taraftarları O’na “bilge lider” derler ve anlaşılamayan tavırları olduğunda da “Devlet Bey’in bir bildiği vardır” diye savunurlar. Bir de halkımız içinde “devlet aklı” diye kullanılan bir kavram vardır ki Kürşat Yılmaz gibi sadık taraftarları “Devlet Bey’in aklı” ile “Devlet aklını” eş anlamlı algılarlar.
Ama nedense bu aklın desteklediği zihniyetin ülkeyi ekonomik buhran, sosyal çözülme gibi sıkıntılı durumlara getirmiş olduğunu, bu aklın 10 milyondan fazla sığınmacı ve kaçağın ülkemizde kalmasını önleyemediğini; milli vasfını kaybeden Eğitim, okullara aç giden çocuklar, çocuk ve kadın cinayetleri gibi “beka sorunlarına” bu aklın destek olduğunu sorgulamazlar.
ANNE BABA ÖRNEK MODEL OLMALIDIR – Seyfettin KARAMIZRAK
ANNE BABA ÖRNEK MODEL OLMALIDIR - Seyfettin KARAMIZRAK
“Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zira onlar size benzeyeceklerdir! Kendinizi terbiye edin.”
Çocuk dikkatli bir gözlemleyicidir. Aile üyelerinin arasındaki iletişimi gözlemler ve değerlendirir.
Çocuk kendisini yönetebilmeyi, doğru davranışlar sergilemeyi, ana babasına sevgiyle bağlı olduğu için ve onların sevgisini sürdürebilme duygusuyla öğrenir. Bu öğrenmede, ana baba korkusu ya da cezadan kaçınma duygusu yoktur.
Sevdiği anne ve babasına benzemek, çocuk için en güçlü eğilimdir. Anne ve babasının sevdiği davranışları yineleyerek, o davranışları zamanla özümser. Önce çok yüzeyde olan bir taklit ile başlayan bu benimseme, giderek ana babanın özelliklerinin kendi kişiliğine sindirilmesi yoluyla gelişir.
ÇOK ŞEY DEĞİŞECEK İNŞALLAH TÜRKİYE DEĞİŞMEZ – Ruhittin SÖNMEZ
ÇOK ŞEY DEĞİŞECEK İNŞALLAH TÜRKİYE DEĞİŞMEZ -
Ruhittin SÖNMEZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan “Meclis’e gelsin, DEM grubunda silah bırakıldığını ilan etsin, biz de hapisten çıkmasını sağlayacak kanunu çıkaralım” anlamındaki sözleri şaşkınlık, hayal kırıklığı veya öfke yarattı. DEM ve PKK’ya sempati ile bakan kesimi ise mutlu etti.
Bu defa sürecin paydaşı olacağı anlaşılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben de el yükseltiyorum, Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum" dedi. Kastı ne olursa olsun dehşet bir cümle bu. Türk vatandaşları Anayasa önünde eşit ve zaten herkes bu devletin eşit sahibi değil midir?
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak da mutlulukla el yükseltti: “Belki 29 Ekim Cumhuriyet’in ilan edilişinin yıldönümü vesilesiyle sayın Öcalan’ın sesini duyabiliriz.”
Devletimizin kurulduğu mekanda veya Cumhuriyetimizin 101. Yıldönümünde tasavvur ettikleri ve söylemeye cüret ettikleri şeylere bakar mısınız?
Seçebilirsin Ama Seçilemezsin Saçmalığı – Alptekin CEVHERLİ
Seçebilirsin Ama Seçilemezsin Saçmalığı - Alptekin CEVHERLİ
Bir Halkın Sabrı Tükendi: Bulgaristan'daki Türklerin Seçim Boykotu başladı…
27 Ekim’de Bulgaristan’;da yapılacak seçimler öncesinde dikkat çeken bir gelişme yaşandı.
”Bul-Türk” Derneği, seçimleri boykot etme kararı aldı. Bu karar, sadece bir tepki değil, yıllardır biriken hayal kırıklıklarının ve adaletsizliklerin doruk noktasını temsil ediyor. Boykot çağrısı, Bulgaristan’daki Türklerin neden artık sabretmediğini anlamak adına önemli bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor.
Bulgaristan’daki Türk toplumu, yıllardır varlığını, kültürünü ve kimliğini koruma mücadelesi veriyor. Ancak bu mücadele sürecinde, kendilerini temsil etmesi gereken politikacılar
tarafından sıklıkla görmezden gelindiler. Oylarını almak için vaatlerde bulunan siyasetçiler, seçim sonrasında bu vaatleri unuttu. Halkın temel talepleri olan Türkçe eğitim, kültürel
hakların korunması ve siyasi temsilde eşitlik ve geçmişte yaşatılan zulümler nedeniyle resmen özür gibi konular sürekli olarak ertelendi veya yok sayıldı. İşte bu nedenlerle, “Bultürk” Derneği, bu seçimlerde artık sesini duyurmak için farklı bir yol izlemeye karar verdi:
Boykot!
ÇÖZÜM SÜRECİNDEN DE ÖTESİ – Ruhittin SÖNMEZ
ÇÖZÜM SÜRECİNDEN DE ÖTESİ - Ruhittin SÖNMEZ
“Bir Şeyler Pişiyor” başlıklı yazımda “PKK ile yeniden müzakere” veya “yeni bir Çözüm Süreci mi geliyor?” sorularına karşı düşüncemi açıklamıştım: “Bana göre mutfakta pişen şey yeni bir çözüm sürecinden de ötesi” demiştim.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis’te DEM milletvekillerinin elini sıkması, bu eyleminin sebebini “Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” diye açıklaması bir işaret fişeği idi. Bahçeli’nin açıklamasının CB Erdoğan’ın “tek yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmaktır” sözünden hemen sonra yapılması ortak bir planın
uygulamaya konulduğunu gösteriyor.
Cumhur İttifakının en küçük ortağı Hüdapar’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun
“Anayasa’nın 4. Maddesi kaldırılmalı” ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “Anayasa’nın 3. Maddesinin değişmesi gerekir” beyanı tesadüf değildi. Yoklanan nabızlardan sonra “anayasanın ilk dört maddesi değişmeyecek” mesajlarıyla kamuoyu tepkisinin büyümesi önlendi. Ama bu niyetlerini birilerine ulaştırmış oldular.
Bu arada “AKP ile ilişkileri normalleştirme politikası” uygulayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel de önce hapisteki Selahattin Demirtaş’ı ziyaret edeceğini ve sonrasında Diyarbakır’dan Van’a altı ilde program düzenlediğini açıkladı. Bunlar projenin unsurlarının sadece Cumhur İttifakı, DEM, Öcalan, PKK’dan ibaret olmadığının işareti.
Özgür Özel’in daha Diyarbakır’a gitmeden “Kürtler” ben eşit hissetmiyorum” diyorsa onlar hissedene kadar hep birlikte mücadele edeceğiz” mesajı vermesi de bu defa projenin
paydaşlarından birinin CHP olacağını gösteriyor.
CHP’nin ulusalcı/ milliyetçi kesimi de iyi bilir ki, Türkiye’de bütün vatandaşlar anayasal haklar yönünden eşittir. Uygulamadaki sorunlar her kesim için çeşitli boyutlarda vardır. Bunlar iktidarın siyasi tercihlerinin veya uygulamacıların hatalarının sonucudur. Ama görünen o ki Özgür Özel yeni süreçte iktidara destek verecek.
14.KOCAELİ KİTAP FUARI’NIN ARDINDAN – Seyfettin KARAMIZRAK
14.KOCAELİ KİTAP FUARI’NIN ARDINDAN - Seyfettin KARAMIZRAK
Kocaeli’nde yine bir Kitap Fuarı’nı ardımızda bıraktık. Yoğun ziyaretçileriyle hayli renkli geçen fuarda, geçen yıllardan farklı değişiklikler izledik.
Yayınevlerine, derneklere, şair ve yazarlara sunulan stantlar, geçen yılkinden daha geniş ve ferahtı. Dört tarafı açık stantlar, her yöne hitap etmenin avantajlarına sahiptiler doğrusu.
Kocaeli şair ve yazarlarına daha çok stant ayrılmıştı bu yıl. Konumları da güzeldi. Tanıtım afişleri birçok yerde ziyaretçilere güzel bir vitrinle sunulmuştu. Bu imkândan memnun olduklarını sanıyorum. Çünkü önceki fuarlarda daha kuytu yerlere sıkıştırılmıştılar. Kocaeli şair ve yazarları
grubunda biz de yerimizi almaktan mutlu olduk.
Gece 21.00 e kadar açık olan kitap fuarı, son dakikaya kadar dolu dolu geçti. Kitap severlerin yoğun ilgisi yüzünden, kapanma saatinin geldiği birkaç kez anons edilerek stantların kapatılması hatırlatıldı. Bu cıvıl cıvıl hava, ziyaretçileri de kitap imzalayanları da mutlu etti.
KAMALA HARRİS BANA MESAJ GÖNDERMİŞ – Ruhittin SÖNMEZ
KAMALA HARRİS BANA MESAJ GÖNDERMİŞ - Ruhittin SÖNMEZ
Kamala Harris ABD Başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı. Halen Başkan Biden’ın yardımcısı.
Seçim kampanyası için taraftarlarına gönderdiği, bağış ve destek talep eden iletilerinden biri de bana geldi.
Kamala Harris e-postasında “Bu seçim sadece hayatımızın en önemli seçimi değil. Aynı zamanda ulusumuzun hayatındaki en önemli seçimlerden biri” diyor.
“Sevdiğimiz bu ülke için savaşmak. Değer verdiğimiz idealler için savaşmak. Ve Dünya’daki en büyük ayrıcalıkla birlikte gelen muhteşem sorumluluğu, Amerikalı olmanın ayrıcalığı ve gururunu desteklemek için, hadi dışarı çıkalım ve bunun için savaşalım” sözleriyle gaz veriyor.
“Kampanyamıza ilk bağışınızı şu anda yapar mısınız? Geleceğimiz, her birimizin daha iyi bir yarın için bir araya gelmesine bağlı” diyerek altta 25$- 50$- 100$- 250$- 500$ ve diğer tuşlarına basarak bağış yapmamızı istiyor.
Kamala mesajını “Teşekkür ederim. Tanrı sizi korusun. Ve Tanrı Amerika Birleşik Devletleri’ni korusun” diyerek bitiriyor.
Bir Amerikan olsam gaza gelip Kamala’ya bağış yapar mıydım bilemiyorum. Muhtemelen Donald Trump’ın taraftarlarına gönderdiği mesajlar da buna yakın içeriktedir.
BİR ŞEYLER PİŞİYOR – Ruhittin SÖNMEZ
BİR ŞEYLER PİŞİYOR - Ruhittin SÖNMEZ
Bir ay önce Cumhur İttifakı’nın en küçük ortağı Hüdapar Genel Başkanı “Anayasa’nın 4. Maddesi kaldırılmalı” açıklaması yaptı. Yani “Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükmünün değiştirilmesini teklif etti. Yaptığı anayasaya karşı bir suçtu.
Toplumdan tepkiler geldi. Bu nabız yoklamasından sonra Cumhur İttifakından cılız açıklamalar geldi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “bizim için yok hükmündedir” diye geçiştirdi.
CB Tayyip Erdoğan “Anayasa’nın ilk dört maddesi ile ilgili tartışma yok.” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “İlk dört madde tartışması lüzumsuz yere vakit kaybetmektir.
Meclis’te temsil edilen partilerin çoğunluğu hatta tamamına yakını ilk dört maddeyle ilgili en ufak bir
problemleri olmadığını ısrarla söylüyor. Dolayısıyla ilk dört madde konusu gündeme gelmeyecektir” dedi. 27.09.2024
Numan Kurtulmuş, iki hafta içinde ne olduysa, bu defa “Anayasanın 3. Maddesinin değişmesi gerektiğini” söyledi. 12.10.2024
Erdal Güzel’in Anlatımıyla Zevkli Ve Heyecanlı Moğolistan Seyahati… / Oğuz ÇETİNOĞLU
Erdal Güzel’in Anlatımıyla Zevkli Ve Heyecanlı Moğolistan Seyahati… / Oğuz ÇETİNOĞLU
(Üçüncü (Son) Bölüm)
Oğuz Çetinoğlu: Oh Nihayet… Ben de sabırsızlanıyordum. Söyledikleriniz, gözümün önünde canlandı. Gitmiş, görmüş gibi oldum. Çok teşekkür ederim. En heyecanlı bölüm Orhun Kitâbeleri… Zevkle ve dikkatle dinleyeceğim. Buyurunuz Efendim…
Erdal Güzel: 09,30 da hareket ettik. Karakurum’dan geçip Bilge Kağan Karayoluna doğru yol almaya başladık.
Araçta, ‘Çırpınırdı Karadeniz’ ve ‘Ötüken Yolu Yokuştur’ nağmeleri yükseliyordu.
Bahtiyardık. ‘Ötüken’den başka yurt yok’ yazılı Kültigin Anıtı’yla, ‘Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe ilini töreni kim bozabilir?’ Mesajının olduğu Bilge Kağan Anıtı’na gidiyorduk.
Yaklaşık 50 km sonra üzerinde Bilge Kağan Karayolu yazılı kemeri görünce sevinçten uçtuk. Gençlerimiz, Cemal Enginyurt’u kıskandıracak şekilde heyecanlarını sergilediler.
CİHAT YAYCI, TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ VE İSRAİL TEHDİDİ – Ruhittin SÖNMEZ
CİHAT YAYCI, TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ VE İSRAİL TEHDİDİ - Ruhittin SÖNMEZ
Geçen hafta Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın, “İsrail yönetiminin vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket ettiği” tezine dayanarak, “İsrail’in hedefinde Türkiye olduğunu” açıklayan sözlerini yorumlamıştım.
8 Ekim Salı günü Kocaeli Kitap Fuarında Müstafi Amiral Cihat Yaycı’nın 50 dakikalık konferansını izledim. O da bu konularda görüşlerini açıkladı.
Cihat Yaycı “Müstafi Amiral” sıfatını kullanmayı kendisi tercih ediyor. Çünkü “emekli edilmedim, kendim istifa ettim” mesajını vermeye çalışıyor. Amirallikten istifa ettikten sonra üniversitede öğretim üyesi bir bilim adamı ve bir düşünce kulübünün başkanı olarak daha rahat konuşma imkanı bulmasından mutlu olduğu anlaşılıyor.
Bu konuşmada önemli değerlendirmede bulunan Cihat Yaycı’nın konuşmasından aklımda kalanları paylaşmak ve yorumlamak istiyorum.
SİYASETEN SÖYLENMİŞ SÖZLER – Ruhittin SÖNMEZ
SİYASETEN SÖYLENMİŞ SÖZLER - Ruhittin SÖNMEZ
Bizler siyasetçilerin hele de siyasi parti genel başkanlarının söylediği her sözü ciddiye alan vatandaşlarız. Hatta o kadar ki bu muhteremlerin sözleri yüzünden en yakın dostlarımız veya akrabalarımızla bile kırıcı tartışmalar yaşayabiliyoruz.
Fakat aralarında kavga olduğunu sandığımız “bilge lider”, “dünya lideri”, “usta politikacı” gibi sıfatlar yakıştırılan kişilerin arka plandaki ilişkilerinin göründüğünden farklı olduğu anlaşılıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu gerçeği bize apaçık gösterdi. Meclis’teki yeni yasama yılı resepsiyonunda Bahçeli CHP lideri ile Özgür Özel ile selamlaşarak Özel’in elini sıktı. Özel’e ”Birbirimizi kırmıyoruz inşallah, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor” dedi.
Bahçeli’nin bu beklenmedik sözlerine CHP Genel Başkanı Özel “Önemli olan saygıda, sevgide eksiklik göstermemek. Hürmet ederim” karşılığını verdi.
Oysaki bu konuşmadan kısa bir süre önce, Devlet Bahçeli Meclis Grubunda, CHP Genel Başkanı ve CHP’liler için ağır ifadeler kullanmıştı. Bu ifadelerden bazılarını Bahçeli’nin konuşma metninden alıntılayalım: “Devşirilmiş ve DEM’lenmiş fosiller / zillet / provokatör / iddiaların şahsın gibi çürük / tezvirat cambazlığı tutsağı…”
Hatta bunlar da yetmemiş Devlet Bahçeli sözlerini, “Halk TV ve CHP ayağınızı denk alın” diye tehdit ederek bitirmişti. Çünkü CHP ve Halk TV “Sinan Ateş davasında gerçek azmettiricilerin bulunmasını” isteyen açıklamalar yapıyorlardı.