Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
31Ağu/200

Covit 19 ile geçen günlerim – Dr. Osman POYRAZ

DSCN4898_thumbCovit 19 ile geçen günlerim - Dr. Osman POYRAZ

14.08.2020 Covit-19 Pozitif 28.08.2020 Covit-19 Negatif

-Değerli dostlarım pandeminin ilk günlerinde

“—Ne yaparsak yapalım virüs hepimize önünde sonunda bulaşacak, zayıf bünyeli ve yaşlılarda ağır seyredebilir bu süreci ne kadar geciktirebilirsek o kadar avantajlı duruma geçeriz.

— Yapmamız gereken genel kurallara azami derecede riayet edelim, günde 6-8 saat uyuyalım, bol su tüketelim 35ml/kg -şekerli yiyecek ve içecekleri terk edelim, ev içinde de olsa egzersizleri ailece yapalım,sağlıklı ve dengeli beslenmeye çok dikkat edelim, sabredelim, dua edelim, tevekkül edelim. “ 20.032020 diye bir not düşmüşüm, birkaç gün sonrada buna yakın kısa açıklamalar yapmışım...

“Bu gidişle Corona’dan kaçış yok tek çare beden cephemizi güçlendirmek...” 27.03.2020

“Hazırlıklı olan korkmaz, Mehmet Akif ERSOY” kardeşim... dediğiniz gibi bu virus hepimize bulaşacak bağışıklığı güçlü olanlar yola devam edecek, bağışıklğı zayıf olanlar ise hayata veda edecekler

4Haz/200

Ağız Kokusunun 8 Nedenine DİKKAT.. / Dr. Efe KAYA

agiz_kokusunun_8_nedenine_dikkat_h5537_f501e

Ağız Kokusunun 8 Nedenine DİKKAT.. / Estetik Diş Hekimi Dr. Efe KAYA

1. Uygun Olmayan Ağız Hijyeni

Dişlerimiz üzerinde biriken gıdalar temizlenmediğinde diş eti inflamasyonuna yol açar. Bu durum diş eti kanamalarına ve ağız kokusuna yol açacaktır. Günlük düzenli fırçalama ağız kokusunun önlenmesinde çok önemli bir yere sahiptir.

2. Diş Çürükleri

Tedavi edilmeyen çürükler dişler üzerinde kavite oluştururlar. Bu kaviteler üzerinde biriken besin artıkları şiddetli ağız kokusuna yol açacaktır.

11Nis/190

Alzheimer Hastalığı, Özellikleri ve hasta bakımı.. / Dr. Fatma AYKAN TÜZÜN

konak-hastanesi-izmit-670x330İzmit Özel Konak Hastanesi’nden Önemli Bilgilendirme

İzmit Özel Konak Hastanesi Uzm. Dr. Fatma AYKAN TÜZÜN Nörolog; Alzheimer Hastalığı, Özellikleri ve hasta bakımı konusunda bilgilendirmede bulundu.

Alzheimer; Genellikle ilerleyen yaşlarda, beyindeki sinir hücrelerinde dejenerasyon sonucu ortaya çıkar. Bilişsel işlevlerde ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme becerilerinde azalma, davranış değişiklikleri ve psikiyatrik belirtiler ile karekterizedir. Hastaların yaşam kalitelerinin büyük oranda azalmasına ve sonunda ölümlerine yol açabilen Alzheimer hastalığının sıklığı günümüzde giderek artmaktadır.

Çoğu kişide Alzheimer sadece aile üyelerinin fark edebileceği silik belirtiler ile başlar. Bu belirtiler başlarda hafif olduğundan çok sık gözden kaçabilir.

20Eyl/160

Çalışanlar Dikkat! Bunları Önemseyin – Dr. Esin H. ŞİRİNTAŞ

Uz.-Dr.-Esin-Heval-Şirintaş-300x165  Çalışanlar Dikkat! Bunları Önemseyin - Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Esin H. ŞİRİNTAŞ

Körfez Devlet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Esin Heval Şirintaş “Çalışanlarda Yaşanan Bel, Boyun, Sırt ve Diz Ağrıları” konusunda bilgilendirme ve uyarılarda bulundu.

22Tem/160

Kanseri Önlemek İçin – Dr. Ümit AKTAŞ

Kanseri Önlemek İçin – Dr. Ümit AKTAŞ

Sizinle henüz 31 yaşındayken kansere yakalanmış ve kanseri yenmiş bir doktorun hikayesini paylaşmak istiyorum. Dr. David Servan-Schreiber, kanseri yenmiş yenmesine ama tekrar nüksedebileceğini de farkındaymış.

Hastalığın tekrarlamasını önlemek için onkoloğuna beslenmesinde, yaşamında ne tür değişiklikler yapması gerektiğini sorduğunda aydınlatıcı olmaktan son derece uzak bir cevap almış: “Siz normal yaşamınıza devam edin, düzenli olarak kontrollerinize gelin, gereken tahlil ve taramaları yapalım yeterli.”

Ve doktorundan tatmin edici bir cevap alamayan Dr. David Servan-Schreiber,  kendisini kanserin tekrar nüksetmemesi için neler yapabileceğini öğrenmeye adıyor. İşte, Anti Cancer A New Way of Life kitabının da çıkış noktası bu arayış olmuş. Psikiyatr profesörü olan Schreiber bugün sağlıklı bir yaşam sürüyor. Ve büyük ihtimalle doktorunun önerisini dinlemiş olsa bu mümkün olmayacaktı. 

2Mar/160

10 Enerji Hırsızı – Dalai LAMA

dalailama

Hepimizin belli bir miktar enerjisi var, bunu olumlu biçimde kullanmayı öğrenmeli ve boşa harcamamalıyız. Enerjiniz motivasyonla çalışmanıza yardımcı olur, günlük durumlarla başa çıkarken olumlu düşünceler verir ve size verilen imkanlardan yararlanmanızı sağlar.

Sadece siz enerjinizi kontrol etme gücüne ve her gün onu kullanma hakkına sahipsiniz. Ancak bazı dahili ve harici faktörler enerji seviyenize etki edebilir, motivasyonunuz, ruh halinizi ve üretkenliğinizi azaltabilir.

Enerjimiz başarıya ulaşmak ve bu yoldaki engellerle başa çıkmak için anahtardır. Hepimiz her gün enerjimizi yenileyebiliriz ve gücümüzü, yeteneklerimizi ve bizi birey yapan her şeyi ortaya çıkarmak için ondan yarar sağlarız.

Her insanın enerjisi olması ve bunun kişisel ve profesyonel gelişim için anahtar olmasından dolayı büyük ruhani lider Dalai Lama 10 enerji hırsızından bahsediyor. Bunları herkesin bilmesi gerektiğini, böylece enerjimize hükmedebileceğimizi ve ondan yararlanmakta önümüze gelen engelleri aşabileceğimizi söylüyor.

13Şub/161

5 Dakikada Horlamadan Kurtulun – Dr. Ahmet ERDOĞAN

5 Dakikada Horlamadan Kurtulun – Dr. Ahmet ERDOĞAN

Kağıt üzerine yazıldığında basit bir kelime gibi görülen ancak birçok insanı etkileyen hatta evliliklerin çatırdamasına sebep olabilen horlamanın beş dakikalık bir Radyo frekans yöntemi ile tarih olduğunu biliyor muydunuz?

Medical Park Ordu Hastanesi KBB hastalıkları uzman doktor Ahmet Erdoğan, 5 dakikalık radyo frekans yöntemi ile horlamanın tatsız bir anı olarak kalacağını belirtti.

Burun ve özellikle ağız bölgesindeki darlıklara bağlı olarak uyku esnasında meydana gelen sesin oluşturduğu horlamanın tedavisinde 'mucize tedavi' diye bir kavram olmadığını, ancak Ağrısız, sızısız ve kansız, yan etkisiz bir tedavi yöntemi olan 'radyo frekans' ile hastanın en fazla iki Saat sonra günlük hayatına dönmesinin sağlanabildiğine dikkat çekti.

Hastanede bu uygulamaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, "Radyo frekans cihazının oluşturduğu yüksek frekanslı Elektrik akımı, bir prop yardımı ile dokulara verilerek isteğe göre, bu dokularda küçültme veya sertleşme sağlanır. Bu yöntemle, dokularda harabiyet veya fonksiyon kaybı oluşmaz. Tedavi belli aralıklarda tekrarlanabilir seanslar halinde planlar. Radyo frekans yöntemiyle yumuşak doku içine enerji verilerek, yumuşak damağın sertleşmesi ve uzamış küçük dilin kısaltılması sağlanabilmektedir.

Bu yöntem, hasta yarı oturur pozisyondayken lokal Anestezi altında ve poliklinik altında yaklaşık 5 Dakika süren bir işlemdir. Üç hafta ara ile 4-5 seans uygulanabilir. Böylelikle sosyal yaşamında ciddi sıkıntılar yaşayan hastalarımız ve yakınları kalitesi yüksek uykularına kavuşmuş olur' dedi.

23Ara/150

Unutkanlığı azaltmak için nelere dikkat etmeliyiz / Doç.Dr. Ali AKBEN

Unutkanlığı azaltmak için nelere dikkat etmeliyiz / Doç.Dr. Ali AKBEN -Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları) , Klinik Nörofizyoloji

- Zihni melekelerimizi zorlayarak çalıştırmayı deneyebiliriz.

- Dikkatimizi artırarak beynimizdeki hafıza merkezini uyandırır ve canlı tutabiliriz

- Dengeli ve düzenli beslenerek beyin hücrelerinin muhtaç olduğu vitamin ve mineralleri dengeli alalım

- Yapacağımız rutin işlerimizi önem sırasına göre planlayarak yapma alışkanlığı edinelim

- Öğrenmemiz gereken önemli şeyleri hafızaya işlerken kullanacağımız iğne ve iplik çok önemlidir. Senaryolarla bilgileri yerleştirelim.

- Stres gerilim sıkıntı huzursuzluk gibi hafızamızın sağlıklı kullanılmasını engelleyen durumlardan uzak olarak yaşamaya çalışalım.

- Grip nezle gibi basit hastalıklarda kullandığımız ilaçların bile hafıza kapasitemize etki ederek unutkanlığa sebep olabildiğini aklımızdan çıkarmayalım

- Unutkanlığa çare olabilecek tavsiye edilen bazı duaları ezberleyelim ve okuyalım.

- Havada hayali resim ve şekiller çizerek gerilimi ve stresi azaltma da hafızada bir canlılık oluşturabilir.

- Akşam yatağa yattığınızda günün kısa bir muhasebesini yapmak. Güzel anıları tekrar sakin bir kafa ile yeniden yaşamak yaptığımız yanlışlar varsa onlarla ilgili kendimize yapabileceğimiz olumlu telkinler ile sorumluluk bilincimizi geliştirebiliriz.

Bunları denediğinizde sizde istifade etmeye başladığınızı göreceksiniz.

20Ara/150

İstanbul Sultangazi’de “KANSERE NEDEN OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ” konusunda düzenlediği toplantıda Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL’un konuşması.

cicek-yagi-findik-yagi-misirozu-yagi-asla-kullamayin-neden

İstanbul Sultangazi’de “KANSERE NEDEN OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ” konusunda düzenlediği toplantıda Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL’UN konuşması.

“YAĞ” ve “ŞEKER”

Eğer hayvan merada %100 yeşillikle besleniyorsa, asla başka yabancı gıda almıyorsa, o tereyağı dünyanın en iyi yağıdır. Zeytinyağından da iyidir. Ama marketten satın aldığınız tereyağı ahırda beslenen, pancar küspesi, mısır silajı veya başka tahıllarla beslenen hayvanların yağıdır…

Sizin sağlığınızı korumak için ne yediğinize bakmanız lazım. İşte temel hatalardan biri yağ seçimi. 

Biz ayçiçek yağı, mısırözü yağı, margarin veya endüstriyel tereyağı yediğimiz sürece 
hasta olmaya mahkumuz.

22Ağu/150

Kanser en çok neyi sever? – Prof. Dr. Ahmet AYDIN

11836916_10200675029873406_1734026046059373351_n

Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg'un buluşunu öğrenir. 1930'lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur.

7Ağu/140

Unutkanlığı yenmek için neler yapmalıyız

624420110428105127443  Dr. Yavuz, beynimizin bilgileri depolama sürecinde yaşanan bellek kaybı ve unutkanlık konusunda merak edilenleri değerlendirdi

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, metropol hayatının yoğun temposu, iş stresi ve yetersiz beslenme, unutkanlık sorunu yaşayanların sayısını giderek artırdığını söyledi.

REEM Nöropsikyatri Merkezi uzmanlarından Dr. Mehmet Yavuz, 'Günümüzde gençler için de ciddi bir problem olan unutkanlık, beyindeki kesin hafıza ve geçici hafıza bölümlerindeki problemlerden kaynaklanıyor. Alzheimer hastalarında uzak geçmiş rahatça hatırlanırken yakın geçmişi hatırlamakta zorluklar yaşanır. Yakın geçmişle ilgili sorun yaşayanların mutlaka bir nörologa başvurması gerektiğinin altını çiziyor' dedi.
3Nis/140

Alkolün Yararları ve Zararları Nelerdir?

alkol_yasagi_bos_kadehler_serefe_220331012sAlkolün Yararları ve Zararları Nelerdir?

Arada sırada içilen içki milyonlarca insan için bir keyif kaynağıdır. Orta karar almak koşuluyla bira, şarap ve yüksek alkollü içkilerin sağlığa zararı yoktur. Ama yanlış zamanlarda ve çok miktarda içilirse zararın sonu yoktur.

Alkolün başlıca etkisi beynin ve sinirlerin tepkilerini kesmesidir. İnsanların içkiden hoşlanma nedeni de budur. Bir ya da iki içki bir trankilizan gibi etki yapar. Bazı insanların inandığının aksine az miktarda alkol uyarıcı değildir. Hatta zihinsel yasakları bir dereceye kadar ortadan kaldırdığı için insanların yaratıcı yanlarının ortaya çıkmasında da yardımcı olur denebilir.

Alkol aynı zamanda damarları açıcı etki yapar ve idrar söktürür. Alkol bol miktarda alındığında kandaki şeker süratle düşer (hipoglisemi). İçkici kendini zayıf, sinirli ve aç hisseder. Alkol karbonhidrat formunda kalori bulundurursa da başkaca besin değeri yoktur.

Alkolü ne kadar içmeli?

Kategori: Sağlık Yorum yok
1Nis/140

Ayran içmenin vücut için faydaları nelerdir? – Aysen Arıcan

ayrannAyran içmenin vücut için faydaları nelerdir? - Beslenme Uzmanı Aysen Arıcan

Ayranın yaz aylarında ferah ve serinletici bir içecek alternatifi olmasının yanı sıra, başta çocuklar olmak üzere her yaştan bireyin sağlığı için koruyucu bir kalkan olduğunu biliyor muydunuz?

Sağlıklı bir bedene sahip olmanın birincil koşulu, dengeli beslenme ve yeterli sıvı alımı olduğunu belirten Beslenme Uzmanı Aysen Arıcan, süt-yoğurt-ayran grubu ise her yaşta en çok gereksinim duyduğumuz ve her gün belli oranlarda tüketmemiz gereken besinlerdir.

Ayran, bu nedenle gelişim çağındaki çocuklarımız ve gençlerimiz için, en sağlıklı ve aynı zamanda lezzetli bir içecek alternatifi oluşturur. Yetişkinler ise yaşamlarının her aşamasında ayranı güvenle ve keyifle tüketebilirler.

31Mar/140

Gıda ve Süt Hakkında Hatalı Bilgiler ve Bilimsel Gerçekler – Prof. Dr. Nevzat Artık / Prof. Dr. Atila Yetişemiyen

Gıda ve Süt Hakkında Hatalı Bilgiler ve Bilimsel Gerçekler

Prof. Dr. Nevzat Artık - Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Prof. Dr. Atila Yetişemiyen - Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt 
Teknolojisi Bölümü

Tüketicilerin gıda ve gıda güvenliği konusunda aydınlatılması ve bilinçlendirilmesi açısından   gıda ile ilgili yayın ve programlar son derece yararlıdır. Ancak “Gıda ve Beslenme”konusunda “gıdaların güvenli üretimi” kadar“doğru bilgi” ile doğru bilgilendirme de, çok değerli ve önemlidir. Tüm kesimlerin, toplumun sağlıklı bireylerden oluşması için sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumlulukların başında da halkımızın “Uzman kişilerce doğru bilgilendirilmesi” gelmektedir.

Maalesef son yıllarda medyada 'tarım ve gıda sektörü' ile ilgili sağlıklı gıda konusu, çok yoğun olarak tartışılmaya başlandı. Artık insanlar gıdalara kuşku ile bakar hale geldiler. Bu noktada tam anlamıyla kavram karmaşasıyla kafaları karıştırma, deyim yerindeyse bir bilgi kirliliği başladı. Ne yazık ki bu bilgi kirliliği giderek de artmaktadır. Önce korkutuluyor, ardından endişeye sevk ediliyoruz, özellikle de hayvansal gıdalar konusunda.

İnsan düşünmeden edemiyor; “Acaba Türk toplumunun hayvansal gıdalarla beslenmesinin önüne geçilerek, geri zekalı bir toplum mu yaratılmaya çalışılıyor?” Çünkü özellikle zihinsel gelişim için hayvansal gıdaların önemi, dünya çapında çok sayıda araştırma ile ortaya konulmuş bulunmaktadır.

16Şub/140

Orta yaşı geçenler için zayıf kalma stratejileri – Diyetisyen Gizem TUTAR

1932279_10152261613198035_2076989473_n  Doğum gününüzde üflediğiniz mum sayısı 35’i geçti ise metabolizmanız daha önce tanıdığınız bir kimlik olmaktan çıkarak sizi şaşırtmaya başlayabilir. 35 yaş ve sonrası için kötü haber, metabolizmanın yavaşlamasına bağlı vücudun günlük yaktığı enerjinin azalmasıdır.

21Eyl/130

“Gerçekleri anlatırsam Türkiye sarsılır” – Prof. Dr. Erkan TOPUZ

1233614_511070028978313_1310461619_n'Gerçekleri anlatırsam Türkiye sarsılır'

Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı...

Esra Ceyhan'ın Kanal D'deki programına konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı.

Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.

7Nis/130

Gözünüze sahip çıkın – Uluslararası İnteraktif Medya

bilgisayar-karşısında-oturma-şekli-goz-hizasinin-onemi  Değerli okuyucularımız, yeryüzünde birçok insan göz sorunlarından şikâyetçidir. Modern teknolojinin bu rahatsızlıklarda azımsanmayacak oranda pay sahibi olduğu ise bilinen bir gerçektir.

12Mar/130

Sağlık çalışanlarına şiddet durdurulabilir mi? – Prof. Dr. Osman Celbiş

Sağlık çalışanlarına şiddet durdurulabilir mi? - Prof. Dr. Osman Celbiş

Sağlık çalışanlarına şiddetin durdurulması nasıl mümkün olabilir?

Hasta ve hekim arasındaki ilişkinin hukuktaki karşılığı vekâlet sözleşmesidir. Bu sözleşme ile her iki tarafa da haklar ve sorumluluklar yüklemektedir.  İnsanlar arasındaki ilişkinin zaman içerisinde değişimiyle birlikte hasta-hekim ilişkisi de değişti. Hastaların hekimden, hekimin hastalarından beklentileri değişti. Hastalar ve yakınları hastalık ve tedavi hakkında daha fazla bilgi almak istiyor ve sürece aktif katılım istiyor. Hukuksal süreçte gelişen hasta hakları ile bu büyük oranda sağlandı. Hatta bazen hastalar ya da hasta yakınları bu hakları abartıp sağlık çalışanlarına yönelik saldırı için bir gerekçe gibi kullanmaya başladılar. Hasta kendi hakkı olduğu kadar hekimin de hakları olduğunu bilmelidir. Hak aramak başkasının hakkını çiğnemeye varmamalıdır.

Tıp fakültelerinin eğitim müfredatlarında hasta ile iletişim konusuna yer verilmelidir. Acilde, poliklinikte ya da serviste olsun her hastanın farklı psikolojide olduğu ve onlarla iletişimin çok önemli olduğu hekim adaylarına anlatılmalı ve iletişim becerilerine sahip hekimler yetiştirilmelidir.

İyi iletişim becerisine sahip hekimlerin saldırıya daha az maruz kaldıkları ve aleyhlerinde daha az dava açıldığı bilinmektedir.

2Oca/130

Soğuk Hava En Çok Yaşlıları ve Çocukları Tehdit Ediyor

Soğuk Hava En Çok Yaşlıları ve Çocukları Tehdit Ediyor

Erdinç Aksoy - Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, kış aylarında havanın soğumasıyla bedenden kaybedilen ısı arttığından dikkatli olunması gerektiğini belirterek, "Soğuk havalardan yaşlılar, çocuklar, kalp ve damar ile şeker hastalarının sağlıkları daha çok etkilenir, bunlar donma açısından daha büyük bir risk altındadır" dedi.

Prof. Dr. Akdur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kışın uygun giyinildiği takdirde, havaların soğumasından fazla endişe etmeye gerek olmadığını ancak yine de dikkat edilmesinde fayda gördüklerini söyledi.

Çok soğuk havalarda mümkün olduğu kadar dışarı çıkılmaması uyarısında bulunan Akdur, şunları kaydetti:

"Özellikle yaşlılar ve çocuklar dışarı çıkmamalıdır, çünkü bu gruplar soğuktan daha çok etkilenirler. Yaşlıların ve bebeklerin çevre sıcaklığına uyum gösterme yetenekleri daha sınırlıdır. Bir yaşın altındaki bebekler kesinlikle soğuk odada uyutulmamalıdır. Soğuk havalardan yaşlılar, çocuklar, kalp ve damar ile şeker hastalarının sağlıkları daha çok etkilenir. Bunlar donma açısından daha büyük bir risk altındadır.

27Kas/120

Kanserden Nasıl Kaçılır? – Prof. Dr. Ahmet AYDIN İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı

Kanserden Nasıl Kaçılır?  
 

Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg'un buluşunu öğrenir.

1930'lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur. Bu, o kadar önemli bir buluştur ki, Otto Warburg'a Nobel Ödülü kazandırmıştır.

Otto Warburg'a göre kanserin bir temel sebebi vardır. Bu da, vücudun normal hücrelerinin oksijenli solunumunun, oksijensiz – anaerobik - hücre solunumuyla yer değiştirmesidir.

Warburg'un buluşu bize başka neleri anlatmaktadır?

Birincisi, kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır. Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar; kanser hücreleri oksijenden kaçınır.

Hiperbarik oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygulayan kliniklerde kullanılan bir yöntemdir.

Bu buluşun bize anlattığı başka bir şey de, kanserin bir mayalanma (fermantasyon) süreciyle metabolize olduğudur.

Kanserin metabolizması normal hücre metabolizmasından 8 kat daha büyüktür.