Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

12Mar/151

KANDIRA KİRLİYMİŞ DE HABERİMİZ YOKMUŞ! –Galip ATAMAN

‘HAVAMIZ ÇOK İYİ!’ - Galip ATAMAN

Ak Parti karşıtı siyasiler ve sivil toplum örgütleri her seçim öncesi olduğu gibi bu seçim öncesi de yine sahnedeler.

7 Haziran seçimine sayılı günler kala “kara propaganda” yapan bu gruplara, Ak Parti’nin koruyup kolladığı, ihaleler vererek sahiplendiği Macit Haldız’ın sahibi olduğu gazete de katıldı.

Neymiş efendim, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca iki yılda bir hazırlanan ve sonuncusu 2014 sonlarında yayınlanan“Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu”na göre kirlilik sıralamasında Kocaelisu kirliliğinde 32, hava kirliliğinde 27, katı atıklarda 19 il arasında imiş.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların kulaktan dolma yazdıkları, okuduğunu anlamayan siyasilerin ve STK’ların yaptıkları açıklamalar kamuoyunu yanıltıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporunu kafasına göre yorumlayanlar, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun 2012 yılında hazırladığı rapora görmezden gelenler, açıklamalarıyla Dilovası’nın Kanser Ovası olduğunu iddia eden Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun suskunluğunun nedenini sorgulamayanlar vatandaşın kafasını karıştırıyor.

Hükümetin, Kocaeli Valiliği’nin, Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı caydırıcı önlemleri bilen, yapılan yatırımları gören vatandaş önyargılı olanların açıklamalarına değil yaşadıklarına inanıyor.

Bunun sonucunda da medya güven yitiriyor, sivil toplum örgütleri inandırıcı olmuyor, CHP hep seçim kaybediyor.

Geçtiğimiz günlerde kamuyu zarara uğratmak ve ihaleye fesat karıştırmaktan 6.5 yıla mahkum olan Sefa Sirmen’in İzmit’e getirdiği, İbrahim Karaosmanoğlu’nun Kocaeli geneline dağıttığı doğalgaz sayesinde hava kirliliğinin yerleşim alanlarında en aza indirildiğini kimse inkar edemez.

Arıtma tesisleriyle temizlenen Körfezde denize girildiğine, balığının yenildiğine, sahilinde çay içildiğine kimse “hayır” diyemez.

Hala kömürle ısınan Değirmendere, İzaydaş’tan kaynaklanan Alikahya, fabrikaların kirlettiği Kartepe, Körfez, Dilovası, hatta Kandıra’da havanın çok temiz olduğunu iddia edemez.

Kocaeli; doğalgazla buluşmamış, arıtma tesislerine kavuşmamış, vahşi doğayı disipline edilmemiş, sanayinin yoğun olduğu bölgelerde caydırıcı önlemler alınmamış olsaydı hava, su, deniz, doğa kirliliğinin hangi boyutta olacağını düşünmek bile istemiyorum.

Zaman zaman tanık olduğumuz zevke keder veren kirlenmeye rağmen havamızı, suyumuzu, denizimizi, doğamızı temizleyen Sirmen, Karaosmanoğlu ve son 10 yıl Kocaeli’de görev yapan Valilere teşekkür ediyorum.

Üzüm, kiraz dahil tüm meyve bahçelerini üç kuruş gelir ve fabrikada çalışmak koşuluyla satanları, onları teşvik edenleri, o tarlalara önlem almadan yaptıkları yatırımlarla çevreyi kirleten sanayicileri kınıyorum.

WHO LİSTESİNDE KOCAELİ YOK

Kocaeli’nin en önemli sorunu olarak bilinen hava, su, doğa kirliliği yıllardır hep ilk sırada yer aldı.

Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun 2006 yılından sonra yaptığı zaman zaman abartılı açıklamalarıyla sivil toplum örgütleri, siyasiler bilgilendi.

Geçmişte, Kandıra’dan Gölcük’e, Kartepe’den Gebze’ye, Körfez’den Dilovası’na kadar Kocaeli’nin her tarafı kirli olmasına rağmen  “Dilovası” günah keçisi seçerek bu bölgede yaşayanlara haksızlık ettik.

Bilinçlenen kamuoyunun tepkisi sonucu Çevre Bakanlığı, Kocaeli Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı önlemlerle bugünlere geldik.

Son yıllarda hazırlanan raporlar, açıklanan araştırma sonuçları Kocaeli’nin nereden nereye geldiğini gösteriyor.

O raporlardan sonuncusunu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yayınladı. 2012 yılında hazırlanan o rapora göre, Kocaeli dışında Türkiye’nin neredeyse tamamında hava kirli, canlılar zehir soluyor.

Iğdır, Batman, Afyon, Osmaniye, Gaziantep, Siirt’te zehir oranı 20 eşik değerin 4-5 kat üstünde olup hava kirliliğinin en yüksek olduğu iller.

Aralarında İzmir, Adana, Kayseri, Antalya, Trabzon, Konya, Diyarbakır, Balıkesir, Denizli, Aydın, Edirne, Muğla, Zonguldak, Bolu, Balıkesir’in de bulunduğu ciddi hava kirliliği yaşanan 44 ilde PM10 değerleri 50-100 arasında.

Kirlenme sorunu yaşayan İstanbul, Sivas, Samsun, Eskişehir, Sinop, Yalova’nın da aralarında bulunduğu 17 ilin PM10değerleri ise 30-50 arasında değişiyor.

Kocaeli, zehir soluyan ve kirlenme sorunu yaşayan bu iller arasında yok. Kim söylüyor? Dünya Sağlık Örgütü (WHO).

RİSKLİ AMA KİRLİ DEĞİL

Kocaeli’nin kirli olmadığını belgeleyen bir diğer rapor da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2014 yılında yayınlanan “Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu”.

81 ilin hava, su, doğa, gürültü kirliliğinin değerlendirildiği raporda, Kocaeli’de havanın ve suyun kirli, arıtma tesislerinin yetersiz olduğunu söyleyenlerin bir kaşık suda fırtına koparmalarının nedeni ya okuduklarını anlamamaktan ya da yanlış yorumlamaktan kaynaklanıyor.

Bu beylere göre, Kocaeli suyu kirli 32, havası kirli 27, arıtma tesisleri yetersiz 19 il arasında yer alıyormuş!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporu yıllardır yapılan yatırımların, alınan caydırıcı önlemlerin, kesilen yüksek cezaların fayda etmediğini gösteriyormuş!

Allah’tan işini doğru yapan, çevreyi kirletenlerin gözünün yaşına bakmayan, kamuoyunu yanlış bilgilendirenlerin kulağını çekerek uyaran Vali Hasan Basri Güzeloğlu ve deneyimli ekibi var.

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Raporu bile Kocaeli’nin havası da, suyu da, doğası da kirli”diyerek kamuoyunu yanıltanların aksine geliniz, “Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu”nun ne anlama geldiğini yetkililerden dinleyelim.

Adından da anlaşılacağı gibi rapor, “Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu” olup çevre sorunlarının öncelik sıralamasının değerlendirilmesinden ibaretmiş.

Raporda yazılanlar ve verilen rakamlar Kocaeli’de havanın ve suyun kirli, arıtma tesislerinin yetersiz olduğu anlamına gelmiyormuş.

Havanın ve suyun kirli olduğunu söyleyenlerin aksine yapılan Hava Kalitesi İndeksi ve ölçüm sonuçlarına bakıldığında; Kocaeli, kükürt dioksit değerlendirmesinde hava kalitesi indeksine göre yaz ve kış sezonu için “ÇOK İYİ”, partikül madde 10 değerlendirmesinde ise hava kalitesi indeksine göre yaz ve kış sezonu için “İYİ” imiş.

Sizin anlayacağınız; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporlarına göre“Havamız Kaliteli ve Çok İyi”.

                            ***                       ***                       ***

KANDIRA KİRLİYMİŞ DE HABERİMİZ YOKMUŞ!

Dilovası’ndaki kanser ölümlerindeki fazlalık ve hava kirliliği ile Dilovası’nı günah keçisi gibi göstererek Türkiye’nin gündemine oturtan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun son raporunu paylaşmak istiyorum.

Onur hocanın araştırması ve sonrası hazırladığı rapor, Dilovası’ndan daha ciddi sonuçlar içermesine rağmen nedense kamuoyu ile fazla paylaşılmadı, yaygara koparılmadı.

Okuduğunuzda, “Bu kadar da olmaz” deyip, Dilovası ile ilgili açıklamaların abartılı olduğunu düşüneceksiniz.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun Kocaeli’nin havası en temiz olarak bilinen ve fabrikalar bulunmayan Kandıra’da yaptığı araştırmadan bahsediyorum.

Onur hoca, Kocaeli’nin havası en kirli olduğu iddia edilen Dilovası’nda yaptığı araştırmanın benzerini Kandıra’da yapmış.

Sonuç mu? Kandıra’nın havası Dilovası kadar olmasa bile yarısı kadar kirli, kanser ölümleri Dilovası’ndaki kadar olmasa bile ona yakın.

Ben söylemiyorum, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun yaptığı araştırma raporunda bakın ne yazıyor, “2009 yılından bu yana her ay iki ilçeden hem havadan hem de 105 kişiden oluşan anne ve çocuklardan numuneler alındı. Alınan numunelerin laboratuvarlarda alüminyum, arsenik, bakır, çinko, demir, kadmiyum ve kurşun oranları ölçüldü. Ölçümler daha sonra TUBİTAK’ta ölçüldü. Laboratuvar sonuçlarına göre Dilovası, dünya standartların 3.5 katı, Kandıra ise 1.7 katı daha kirli çıktı. Bununla beraber, bebeklerin kakasında ve annelerin sütünde de yüksek oranda ağır metaller tespit edildi.”

Biliyorum, Ahsen Okyar başta olmak üzere kandıralı dostlar hop oturup hop kalkacak. Dilovası raporuyla ünlenen Onur hocanın raporunu yazdığım için bana sitem edecekler.

Bana sitem etmek yerine Onur hocanın kapısını çalsınlar, Kandıra ile ilgili raporu istesinler, okusunlar, tartışsınlar, Kandıra’nın temiz olduğunu ispatlasınlar.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (1) Geri izlemeler (0)
  1. Böylesi önemli ve insan sağlığı için değerli bir araştırmanın paylaşılmasından, insanların tedbirlerini almasına yöneltilmesinden dolayı, Ahsen Beyin ve diğer Kandıra’ lıların neden rahatsız olacağını düşünüldüğünü anlayamadım. Bence bütün Kandıra’ lılar, en kısa sürede sayın hocamızla irtibata geçerek, bu kirliliğin sebeplerini ve nasıl ortadan kaldırılacağı yollarını arayacak veya o ekibi oluşturacaktır.


Cevabı iptal et

Geri izleme yok.