Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

4Kas/201

DEPREM VERGİLERİ – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sDEPREM VERGİLERİ - Ruhittin SÖNMEZ

İzmir’imizde yaşanan ve içimizi yakan deprem felaketi “deprem vergileri ne oldu?” sorusunun yeniden gündeme taşınmasına sebep oldu.

Keşke, “2002 yılından beri toplanan ve miktarı 70 milyar 895 milyon TL’ye varan deprem vergileri maksadına uygun kullanılsaydı.” Çünkü bu parayla İzmir’in depreme dayanıksız yapı stokunun tamamını, İstanbul’un yarısını yenileyebileceğimiz hesaplanıyor.

21 yıldır cep telefonu, internet, bankacılık işlemleri, Spor Toto, Milli Piyango, uçak biletleri, gümrük ve pasaport işlemleri gibi birçok ödemede vatandaşlardan bu vergiler alınıyor.

Ekonomist Özcan Kadıoğlu’nun hesabına göre, “1999 depreminden sonra kalıcı hale getirilen Özel İletişim Vergisi'nden bugüne kadar toplanan para 36,9 milyar doları buldu. Bu para ile her biri 100 metrekarelik 1 milyon 850 bin adet daire yapılabilirdi.”

Bu paraların nereye harcandığı bir türlü açığa çıkmadı.

Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 2003 yılında, “Deprem vergisinin bütçe açığını kapatmak için konulmuş olduğunu” söylemişti.

Van depreminden sonra dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, “toplanan deprem vergilerin sağlık, eğitim, duble yollar için kullanıldığını” açıklamıştı.

Elazığ depreminden sonra bu defa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bambaşka bir cevap tarzıyla tartışmayı bitirmişti: "Bunlar yatıyor kalkıyor 'o parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?' Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok.

“Cumhurbaşkanının hesap verecek zamanı olmadığından” biz oturduğu sarayın kaça mal olduğunu, hangi müteahhite ne kadar ödeme yapıldığını bilmiyoruz. Makam uçaklarının maliyetini bilmiyoruz. Yazlık ve kışlık saraycıkların maliyetini bilmiyoruz. Kendinden önceki Başbakan ve Cumhurbaşkanlarının hayal edemediği kadar artan örtülü ödenek harcamalarını zaten soramıyoruz.

Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yaptırılan büyük köprüler, tüneller, havalimanları ve şehir hastaneleri gibi gelir garantili dev projelerinin maliyetleri ise “ticari sır” kapsamında sayılıyor.

Oysaki devleti yönetenler kendi parasını değil, milletin parasını ve kaynaklarını kullanırlar. Demokrasi ve hukuk devleti olan ülkelerde yöneticiler milletin parasını nereye ve neden harcadığını açıklamak, kamuoyuna hesap vermek zorundadır.

Kamu kaynaklarını şahsı, yakınları veya partisi için harcamak zaten çok ağır bir suçtur. Bırakın usulsüzlük ve yasadışılıkları, devleti yönetenlerin kamu kaynaklarını doğru ve verimli alanlarda kullanmak gibi bir sorumlulukları vardır.

Devleti yönetenlerin, kamu kaynaklarını hukuka, etik kurallara ve kamu yararına kullandığına dair hesap vermekten kaçınabildiği bir rejimin adı demokrasi olamaz.

Deprem vergilerini nereye harcadığınızın hesabını veremiyorsanız, bakanlarınızın deprem mahallinde enkaz üstünde şov yapmaları bu hesabı kapatmaya yetmez.

****************************

CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANLARA VERİLEN HEDİYELER

Hürriyet Gazetesi Doğan Grubunda iken, Mehmet Y. Yılmaz 2008 yılından başlayarak, o zaman Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül'e ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüzlerce defa (2008-2016 yılları arasında her pazartesi) köşesinde aynı konuyu sordu:

“2007 yılı Kasım ayında ülkemize gelen Suudi Arabistan Kralı size ve eşlerinize hangi hediyeleri verdi, hediyelerin değeri nedir, bu hediyeler için kanun ve yönetmelik çerçevesinde bir işlem yapıldı mı?”

Bu soruya ve aynı konuda TBMM'de verilmiş çok sayıdaki soru önergelerine cevap verilmedi.

Fakat, Hürriyet Demirören Grubuna geçince, Mehmet Y. Yılmaz gazeteden kovuldu.

****

Eski Başbakan ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun Saygı Öztürk'e yaptığı açıklamalarda müthiş bir gerçek ortaya çıktı:

Davutoğlu “Başbakanlığı döneminde verilen m hediyelerin kaydını tutturmuş. Görevi devrederken bunların yine kayıtlı-belgeli bir biçimde devlete bırakılmasına karar vermiş. Yani yapılması gerekeni yapmış.”

1936 tarihli bir kanuna göre, “milyonlarca lira tutan hediyeyi” teslim işlemini yaparken, “kendisinden önce bu işlemi yapan başka Başbakan olmadığını” tespit etmiş.

Davutoğlu “Şimdi kimsenin günahına girmek istemem. Geçmiş başbakanlardan yaşayan, yaşamayan hepsi hürmete layıktır. Belki bir yerlerde arşivde vardır onu bilemem” diyor.

Ahmet Davutoğlu Başbakanlığı Recep Tayyip Erdoğan’dan devraldı. Yerine de Binali Yıldırım geldi.

Şimdi bu iki eski Başbakan’ın ve yaşayan diğer Başbakanların (Abdullah Gül, Tansu Çiller) kendilerine verilen hediyeleri devlete teslim edip etmediklerini açıklamaları zarureti ortaya çıkmıştır. Ahmet Necdet Sezer, Abdullah Gül’e; Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığını devrederken de böyle birer işlem yapmış olmalılar.

Elbette T.C. Başbakanları da Cumhurbaşkanları da “hürmete layıktır.” Ancak onların da millete ve “vatandaşının bilgi edinme hakkına” saygı duymak gibi bir borçları vardır.

********************* *******

DEVLET ADAMI HEDİYE ALMAZ

Ahmet Davutoğlu haklı olarak diyor ki, “Devlet adamı hediye almaz, alınan hediyelerin de hepsinin geri verilmesi lazım.”

Esasen bu devlet adamlarının takdirine bırakılmış bir konu değil, yasal bir mecburiyettir.

3628 Sayılı "Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa" göre (madde 2, 3);

Kamu görevlileri, yabancılardan aldıkları değeri asgari ücretin 10 katını aşan hediye niteliğindeki eşyayı, alındıkları tarihten itibaren bir ay içinde, kurumlarına teslim etmek zorundalar.

İlgili Yönetmelik ise, seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve eşlerine verilen hediye niteliğindeki eşyanın 10 gün içinde değer tespiti yapılmak üzere Defterdarlıklara gönderilmesini emrediyor.

Bunun aksine davrananlar hakkında 3 yıldan 5 yıla varan hapis cezası söz konusu.

Umalım ve dileyelim ki, kanunun bu açık hükmü milyarlık servetleri olduğu konuşulan eski/yeni Başbakanlar, Bakanlar, Belediye Başkanları ve diğer kamu görevlileri tarafından uygulanmış olsun.

Eski/yeni Cumhurbaşkanlarımızın, eski Başbakanlarımızın kendilerinin töhmet altında kalmasına izin vermeyeceklerini ve kamuoyuna çok açık birer bilgilendirme yapacaklarını ümit etmek istiyorum.

02 Kasım 2020

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (1) Geri izlemeler (0)
  1. Izmit’ten; Akca Koca Kultur Paltformu Baskan? Hasan Uzunhasanoglu, Kocaeli Ayd?nlar Ocag? Baskan? Av. Ruhittin Sonmez, eski Ocak Baskanlar? Dr. Halil Ibrahim Kahraman ve Ahsen Okyar, Bahcecik Belediye Baskan? Ibrahim Gencer, Makine Muhendisi Ismail Kaya, Istanbul U. Hukuk Fakultesi Ogrencisi Alperen Erdal da cenaze torenine kat?ld?.


Cevabı iptal et

Geri izleme yok.