Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

1Eyl/150

TÜRKİYE IŞİD’İ VURUYOR, PYD/PKK VE ESAD KAZANIYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmezTÜRKİYE IŞİD'İ VURUYOR, PYD/PKK VE ESAD KAZANIYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Türk kamuoyu, 28 Ağustos akşamı açıklanan geçici hükümetle ilgili gelişmeleri tartışırken, Türk ve ABD savaş uçakları da IŞİD hedeflerini vuruyordu.

Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakatın arkasından hazırlıklar tamamlandı ve IŞİD'in Suriye'deki hedeflerine yönelik ortak hava harekâtı başlatıldı.

ABD Türkiye ile anlaşmasında Irak sınırları içinde Kandil’de bazı hedeflerin vurulmasına karşı çıkmadı. Ancak Suriye’de PYD/PKK hedeflerinin vurulması konusunda “aklınızdan bile geçirmeyin. Onlar benim bölgedeki müttefikim” dedi.

***

ESAD’IN PYD KARTI

Esad yönetiminin bugüne kadar direnebilmesinin sebebi, İran, Rusya ve Çin’in tam ve kararlı desteği idi.

ABD ise Suudi Arabistan, Katar başta olmak üzere Körfez ülkeleri, AKP yönetimindeki Türkiye ve 'Suriye Dostu Grubu' adı altında toplanan yüz kadar ülkeyle bir koalisyon oluşturdu.

Meselenin “diktatör Esad’ın zulmü” ve “Suriye’ye demokrasi getirme” olmadığı açık. Çünkü ABD yanındaki ülkelerin arasında demokrasi ve özgürlüklerle zerre kadar ilişkisi olmayan çok sayıda Arap Kral, Emir ve Şeyhler var.

Türkiye Esad ile dostluğu bitirip, Esed’e dönüştürdüğünden beri, Suriye’de Esad yönetiminin yıkılması için elinden gelen her şeyi yaptı. Uluslararası hukuka uygun olsun olmasın her yolu denedi.

Esad ise Türkiye’nin kendisi ile uğraşmaması için Türkiye sınırlarındaki bazı bölgeleri PKK/PYD’ye bıraktı. Bu bölgede bağımsız kantonlar kurmasına izin verdi.

PYD/PKK de, Türkiye’nin bütün ısrarına rağmen, Esad ile yaptığı anlaşmayı bozmadı, Esad güçlerine karşı savaşmadı.

Türkiye’nin Esad’a karşı desteklediği ÖSO ve diğer toplama gruplar ise etkili olamadı.

***

IŞİD’İN UYUYAN HÜCRELERİ

Bu arada IŞİD denilen bela Irak’tan Suriye’ye alan hâkimiyetini genişletti. Suriye’nin yaklaşık yarısı IŞİD işgali altında. Türkiye ile IŞİD, aralarında 110 km’lik bir sınır olan, komşu haline geldi.

Bugüne kadar IŞİD Türkiye’de bir eylem yapmadı. Suruç’ta yaptığı söylenen intihar saldırılı eylemi IŞİD kabul etmedi.

Oysaki IŞİD’in Türkiye’de binlerce uyuyan hücresinin olduğu, IŞİD’e Türkiye’den katılımların çokluğu sebebiyle, IŞİD’in merkezi Rakka’da Türkçe’nin yaygın olarak kullanılır olduğu yazılıp, söylenmekte.

Buna karşılık IŞİD’in de, “çözüm sürecinde” PKK’nın yaptığı gibi, sınır zafiyetlerimizi ve Suriye’den kontrolsüz göçmen girişini değerlendirdiği sır değil. Şehirlerimizi patlayıcılarla doldurduğu ve silahlı, tam biat etmiş, robotlaştırılmış militanlarıyla saldırıya hazırlandığı uzmanlarca ifade edilmekte.

Devletimizin bu uyuyan hücreleri bulup yok etmeden IŞİD’e karşı bizzat bombalamaya katılması, bu uyuyan hücrelerin erken uyandırılmasına sebep olabilir. Bu ise ülkemiz için çok tehlikeli.

Nitekim Türkiye bombalamaya başlayınca IŞİD’den ilk tehdit geldi. “Türkiye’nin kendi eliyle işledikleri kendilerine döndürülecektir” açıklaması yapıldı.

***

NEREDEN NEREYE GELDİK

Türkiye ve ABD Esad’ın gitmesini istiyordu.

Türkiye PKK/PYD’nin Suriye’de devlet kurmasını istemiyordu.

Şimdi çok ilginç bir duruma geldik: Türkiye, Esad yönetiminden alınan izinle, ABD ile birlikte, Esad’ın düşmanı IŞİD’i bombalıyor.

Büyük ihtimalle bizim desteğimizle IŞİD’den açılacak alanda PYD/PKK devlet kuracak.

***

IŞİD KÜRT DEVLETİ KURULMASININ BİR ARACIDIR

ABD, IŞİD’i Irak’taki Barzani yönetimindeki Kürt Devleti’nin güçlenmesi için kullanmakta. Kerkük ve Telafer’de Türkmenlerin IŞİD sebebiyle Barzani himayesine mahkûm edilmesiyle bu operasyonun Irak ayağı gerçekleşti.

Şimdi de Irak petrol ve doğalgazının Akdeniz’e (Türkiye sınırları dışından) ulaştırılabilmesi için Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt koridoru oluşturulmakta.

Burada da Irak’taki yöntem kullanılmakta.

Kobani ve çevresi önce IŞİD tarafından işgal edildi. IŞİD, ABD başkanlığındaki koalisyon tarafından, bombalanarak çıkartıldı. Türkiye’nin de (kerhen de olsa) desteğiyle PYD/PKK “savaşçı kahramanlar” haline getirildi. Kobani PYD’ye hediye edildi.

PKK Türkiye için IŞİD’den daha yakın ve daha önemli bir tehlikedir. IŞİD Türkiye için, PKK ile kıyaslanamayacak kadar, daha sınırlı bir tehdittir.

Barzani - PKK/PYD Koridorunun tamamlanması Türkiye için çok zararlı. Hükümet bunun farkında. Ama ABD/AB planına karşı koyma gücü yok.

ABD/AB gölün kuşunu, gölün taşıyla vurmaya devam ediyor. Kendimize düşman PKK devletini, kendi elimizle bize kurduruyorlar. Tıpkı Irak’ta olduğu gibi.

Üstelik sıranın Türkiye’de bir Kürt Devleti kurulmasına geleceğini bile bile.

Özetle, Türkiye’nin bizzat kendi uçaklarıyla IŞİD’e karşı bombalamaya başlaması sonucu iki önemli gelişme olabilir.

1- IŞİD Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmakta olan “Kürt koridorunun” eksik kalan bölgesinden uzaklaştırılacak. Türkmenlerin yoğun olduğu bu bölge de PYD/PKK hâkimiyetine devredilecek. Türkmenler silah ve eğitim olarak savaşma yeterliliğine sahip olmadıkları için PYD bu alana hâkim olacak.

2- Türkiye’nin IŞİD’e karşı hava operasyonlarına bizzat katılması Türkiye’de uyuyan IŞİD’in uyandırılması riskini taşıdığı açık. PKK eylemleri yanında IŞİD eylemleriyle Türkiye kaosa itilebilir.

Görüldüğü gibi Türkiye içinde PKK ile mücadele yerine müzakere edildiği dönemi PKK çok iyi değerlendirirken, devletimizi yönetenler bir stratejik körlük içindeydi.

Bunun ağır bir bedeli olacaktı, oluyor.

Suriye politikası da ilk düğmenin yanlış iliklendiği başka bir alan.

Hem PKK ve hem de Suriye politikalarında AKP hükümetlerince yapılan yanlışlar Türkiye’yi daha maliyetli, daha riskli ve başarı şansı çok yüksek olmayan seçeneklere mahkûm etti.

Çok fazla karamsar olmayalım ama ödeyeceğimiz ağır bedeller olduğunu da bilmemiz lazım.

***********************************************

BABALAR VE OĞULLARI

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve kurucu lideri Başbuğ Alpaslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş ülkücüleri üzdü, Ak Partilileri çok mutlu etti.

Partisinin kesin kararına rağmen hükümete neden girdiği hakkında rivayetler muhtelif. Bir taraftan “Saray’ın bildiği bir zaafı” olmasından, “bakanlık uğruna davasını sattığına” kadar yorumlar var. Diğer taraftan AKP kanadı “ülke için kendini feda eden sorumlu devlet adamı” olduğuna dair propaganda yapmakta. Gerçek sebep zamanı gelince ortaya çıkar.

Tuğrul Türkeş MHP içinde soyadı sayesinde itibar gören bir isimdi. “Partiye şu özelliği veya hizmeti ile değer katıyordu” diyen yok.

Buna rağmen Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu, Tuğrul Türkeş sayesinde, MHP kalesine bir gol attı diyebiliriz.

Tuğrul Türkeş hükümete bakan olarak katılma davetini kabul etmeden, MHP yönetiminin izlediği politikaları eleştirebilir, hatta genel başkanlığa aday olabilirdi. Bu durumda saygı duyulurdu.

Ama Başbakan Yardımcısı olduktan sonra yapacağı hiçbir eleştiri dikkate alınmaz. Hatta en ağır Bahçeli muhaliflerince bile.

Bu bakımlardan Kutalmış Türkeş’in geçmişte AKP milletvekili olması nasıl MHP oylarını etkilemedi ise, Tuğrul Türkeş’in tavrı da etkilemez.

Yine de, oğlunda Alpaslan Türkeş’in özelliklerini görememek ülkücüleri üzdü.

Oysaki karizmatik liderlerin çok azının oğulları babalarının vasıflarını taşımıştır.

Bilal’den Tayyip Erdoğan olamayacağı gibi, Tuğrul’dan da Alpaslan Türkeş olmaz.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.