Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

17Ağu/150

Hepimiz suçluyuz – Halit YILMAZ

halit-yılmaz1 (1)  Hepimiz suçluyuz – Halit YILMAZ

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 16 yıl geçti. Dile kolay 16 yıl.

O gün doğan çocuklar, şimdinin gençlerin,dikilmişse dikilen ağaç fidanları şimdinin ormanı.

Benim açımdan ise meslek hayatımın dönüm noktası.

Hep başkalarının yaşam ve olaylarını haber yaparken, bir anda kendimi de içinde bulduğum, asrın felaketine tanık olup dünyaya aktardım.

Saat: 03:02 itibariyle an be an hatırlıyorum.

Çünkü gazeteciydim.

Deprem anında uyanıktım ve sonrasında yaşananları sadece öğrenmekle kalmadım aynı zamanda anlattım.

Tam 60 gün boyunca hemen her an ekranlardaydım olan biteni aktarmak için.

Yurt dışında birçok akrabamız sağ salim olduğumuzu beni ekranda görünce anlamıştı.

Fethiye Caddesi’ndeki büroya geldiğimde Fethiye Caddesi,Demiryolu Caddesi mahşeri kalabalık.Kaçışanlar.Bağıranlar.Secdeye kapananlar.Gün açmadan gördüğüm ilk enkaz Varol ailesinin Kuruçeşme’deki konutları ve Leyla Atakan Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’nin kesiştiği noktadaki Fuar Apartmanı.

Gün açmadan bugünkü Kocaeli Devlet Hastanesi’nde aldım soluğu.

O günkü teknoloji eski.

1 batarya ile maksimum 30 dakika görüntünün çekilebildiği günler.

Peki deprem Cenab-ı Allah’ın bir takdiri.Ancak Tedbirini al takdiri Allah’a bırak deriz her defasında.Ancak bu tedbirler alınır mı bilinmez.

Suçlusu kim peki depremler sonrası yaşananların.Gelecekte olması muhtemel depremler sonrasında yaşabileceklerin sorumlusu kim.

Günübirlik yaşayan, vebali düşünmeyen açgözlülerin.

Aldığı arsa veya arazinin etüdünü yaptırmayan alıcının.

Ufacık yere dünyaları sığdırıp deveyi amuduyla götürmeye çalışan ucuzcu müteaahidin.

Arsasını ucuzcu müteahhide veripte, doymazlık ve aymazlıkla dünyaları isteyen mal sahibinin.

Fay hattı,ray hattı,deprem bölgesi,dere yatağı  dinlemeyip,her yere ruhsat verdirten siyasilerin.

Olmayacak olan işe olur dedirtip “Vatandaşa zorluk çıkarttırmayın” diyen sorumluluğu memuruna yükleyen idarecinin.

Sorumluluğunu üstlendiği inşaata bir kez bile gitmeyen, mimarın, mühendisin. Proje imzacılarının ve proje müelliflerinin.

Ucuzcu,mantar gibi çoğalan,biri kapatılırsa yedeğini kenarda bekleten,denetimi üstlendiği inşaatın yerini bile zor bilen yapı denetim firmalarının.

Komşusunun yaptığı kaçak yapıyı ihbar etmeyen sözüm ona dürüst vatandaşın.

Bu işleri adam akıllı kamuoyuna duyurmayan bizlerin.

Yani kısacası hepimizin tepeden tırnağa suçu var,vebali var bu işlerde.

Bir daha aynı acıları yaşamamak için herkes kendi üzerine düşen görevi hakkı ile yapmalı.Vicdanen rahatsızlık duyacak tavır sergilememeli.Belki bu sefer canımızı veya yakınlarımızı kaybetmedik.Ama unutmayın ki kaybolan her can bizim canımız.

Şimdi Depremde bu kentin kahramanlarının kim olduğunu da paylaşacağım sizlerle.

Tabi bu bana göre. Ama eminim sizde hak verip helallik isteyeceksiniz  kendilerinden.

Kendi evi Sapanca’da olduğu halde “Ben başhekimim.Hastane de her an bana ihtiyaç olur düşüncesi ile hastane yakınlarından ev tutan İzmit Devlet Hastanesi Başhekimi Opr.Dr.Metin Çömlekçioğlu,

O gece acil de nöbetçi doktorları Dr. Aykut Çelik,Dr. Metehan Kılıç,Dr.Suat Yücel,Dr.Ünal Çakıcı,Dr.Bünyamin Akar.

Dilek Hemşire,Tülin Hemşire,Fatma Hemşire,

Görevliler Engin ÜNLÜ (Laboratuar Görevlisi),Bülent Akbulut (Laboratuar Görevlisi),Saim Akçan (Sağlık Memuru),Didem Övüç ,Züleyha Uzuner (Laboratuar Görevlisi),İsmail Baş (Laboratuar Görevlisi),Rıdvan Yaman (Laboratuar Görevlisi),Nihat Röntgen Teknisyeni Nihat ve Hülya,Cengizhan Göksu  (Sağlık Memuru),Mustafa Gezer …Ve daha isimlerini hatırlayamadığım onlarca görevli.

Herkes Tüpraş patladı patlayacak deyip kenti terk edip kaçarken bu saydığım ve sayamadığım isimler bu kentin aslan yürekli,mert,adam ve kadınlarıydı benim gözümde.

Madalyaları olmayan, ama üstün hizmet madalyası gibi bu kentin ve bu kentlinin borçlu olduğu insanlar.

Gerçi hepsi görevlerini yaptı.Ama sadece bu değildi.

Gece hastaneye koşup gelen Başhekim Metin Çömlekçioğlu’nun “Arkadaşlar üzerinizdeki önlükleri çıkarın.İnsanlar buraya akın ettiklerinde öncelik sırasını belirleyin ona göre müdahale edin dediğini ve bunun ne kadar doğru olduğunu asla unutmayacağım. Sanki acil durum ekibinin maestrosu.Sanki bütün depremlerde bu iş rutinmiş gibi özveri ve profesyonelce çalışan bir ekip.Aykut Hoca’nın,Metehan Hocanın Gürol Hoca’nın koşuşturması.Cesetlerin aralarında koşuşturup,tıklım tıklım koridorlardan sonra Turan Güneş Caddesi ve İmam Hatip Lisesi’nin bahçesi’nde dikiş atan,yara saran o ekip unutulmayacak bir ekip.

Hiçbir yerde ışık yanmıyordu. Bu ekibin başındaki isim Çömlekçioğlu Jeneratörün mazotunu hastane şöförü Vasfi abilerinin bir akaryakıt istasyonunda görevli  eşinden tedarik ettiler asrın yaralarını sarmak için.

Bu ekip sadece sağlıkla ilgili hizmet vermedi.1 hafta boyunca Kocaeli Devlet Hastanesi’nin bahçesinde  2000 kişiye Honda Fabrikası’nda görev yapan Köksal Aktürer ‘in oğlu Osman Aktürer vasıtasıyla 1.sınıf sıcak yemek verdi.

Kobe’den gelen ekip  İzmit Devlet Hastanesi’ni kardeş ilan etti.

ABD li bir gazeteci kadın “Seni izledim.Hastaların ve cesetler üzerinde nasıl atlayıpta koşturduğunu gördüm televizyondan “deyip steteskop hediye ettiler Metin Çömlekçioğlu’na.

Tüpraş sönene kadar herkes kaçtı.Ancak Şef Kebap’ta çalışan adının Kenan olduğunu öğrendiğim o iri cüsseli şef garson tabak değil kollarında yaralı taşıdı günlerce hem de ter dibinden çıkıncaya kadar.

17 Ağustos’ta doktoru,bürokratı,işçisi memuru,öğretmeni  meslektaşlarımda dahil,daha bir çok meslek sınıfı ve insan Tüpraş patlayacak diye kaçtı.Tüpraş sönünce dönenlerle Tüpraş patlarsa patlasın bir can bir candır diyen o günün İzmit Devlet Hastanesi’nin adını saydığım ve sayamadığım sonrasında çaylarımızı beraber yudumladığımız,simidini bölüştüğümüz o can düşkünü canları tebrik ediyorum.Benim yaşadığım kentin benden başkasının hatırlayıp hatırlamadığını bilmediğim ancak ömrümce unutmayacağım insanları yazmak istedim.

Allah’ ım bir daha ne onlara,ne de bana mesleğimizi böyle felaketlerde kullanacak olaylarla karşılaştırmasın.

Allah kaybettiğimiz canlarımıza rahmet,milletimize sabır versin.

http://www.demokratkocaeli.com/kose-yazarlari/halit-yilmaz/hepimiz-sucluyuz/

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.