Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

28Oca/150

Doruktakiler 2014’te “Yılın Sağlıkçısı” seçilen Prof. Dr. Nazım Mutlu,

37040

Gazetemiz tarafından düzenlenen Doruktakiler 2014 değerlendirmelerinde ‘Yılın Sağlıkçısı’ seçilen Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi eski Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, yaptığı görev ve çalışmaları hakkında gazetemize bilgilendirmede bulundu.

Özellikle 9 yıllık başhekimliği döneminde önemli başarılara imza atan, şu anda da Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Bölümü Öğretim Görevlisi olarak mesleğini icra eden Mutlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Mesleğin inceliklerini bizimle paylaşan Nazım Mutlu, hekimliğin sevgi işi olduğunu vurguladı.

“NÜKLEER TIPTA PET CT HİZMETİ”

Geçtiğimiz yıl KOÜ Araştırma Hastanesi’nde başhekim olarak ne gibi çalışmalar yaptınız?

Kalp Damar Cerrahisi ve Beyin Cerrahisi için iki yeni ameliyathane ve bir yoğun bakım yapıldı. Çocuk yoğun bakımı büyütüldü ve ruhsatlandırıldı. Çocuk ve erişkin acil düzenlemesi sıfırdan yapılarak kapasitesi artırıldı. Nükleer Tıpta PET CT hizmeti verilmeye başlandı. Endokrinoloji ve Podoloji Ünitesi yapılarak malzemeleri ihale edildi. Fizik tedavi ünitesine yürüme analiz ünitesi, ESWT, yürüme robotu alımı yapıldı. Tüp bebek ünitesi kurularak büyütüldü. Perinatoloji bölümü kurularak teçhizat sağlandı. Transplant bölümü kuruldu. Kemik iliği nakli merkezi yapıldı. Genel kullanım tuvaletleri yenilendi. Yangın hidrant hattı yeniden yaptırıldı. Poliklinik asansörünün ve yangın asansörünün ihalesi yapıldı. Ameliyathaneye anestezi cihazı alındı. KBB polikliniği yenilendi.

“BAŞHEKİMLİK 1 DÖNEM YAPILMALI”

Toplam 9 yıllık başhekimlik sürecinizi değerlendirir misiniz?

Helikopter pistimiz yoktu o alanı oluşturduk. Kan ışınlama cihazı bölgede bir tek bizde var. Başhekim olarak bu hastaneyi ayakta tutmaya çalıştım. 9 senede 2 bin 300 personelin sorunuyla uğraştım. Kimisi evleniyor, kimisi ayrılıyor, kimisinin çocuğu hastalanıyor... Bir talep devamlı geliyor. Hastaların sorunları yine ayrı. Bunları yapacak birileri gerekiyordu. Ben de üzerime düşeni yaptığımı düşünüyorum. Genç arkadaşlar devam etsin, artık yeter. Hatta bana göre bir dönemden fazla başhekimlik yapmamak lazım. 5 seneyi geçmemeli. Çünkü gerçekten yıpratıcı bir görev. Akademik kariyerde olan bir kişiye zarar veriyor.

“HEKİMLİK ANLAYIŞI DEĞİŞTİ”

Şu an üzerinde çalıştığınız bir proje var mı?

Yakın zamanda karaciğer ve böbrek nakline başlayacağız. Hemşirelerimizi kursa gönderdik. Hedefimiz yılda 10 böbrek nakli. Bir nakil gerçekleşti, hasta gayet sağlıklı. Bu ay da bir nakil yapılacak. Ürolojide işler bu şekilde devam ediyor. Ben de bölümümde çalışmalarımı sürdürüyorum. Taş kırmayla ağırlıklı olarak ilgileniyorum. Yeni projemiz şu anda olanları götürmek.

Yılın sağlıkçısı olarak seçilmek sizin için ne anlam ifade ediyor?

Aday olduğumu bilmiyordum. Sürpriz oldu. Bizim rektörler önermiş anladığım kadarıyla. Tüm arkadaşlarım bütün işlerini özveriyle yapıyor zaten. İşimiz sağlıkçı olmak. Ama çok hoş bir şey de değil artık. Maalesef yatan hastadan, yakınından dayak yiyorsunuz. Hastayla farklı diyaloglar oluşuyor. Bizim zamanımızdaki hekimlik anlayışı ile günümüz hekimlik anlayışı çok farklı.

“TÜM SAĞLIKÇILAR ÖDÜLLENDİRİLMELİ”

Hekimlik ciddi anlamda değer kaybetti. Hekimin hastaya, hastanın hekime olan saygısı farklı boyutlara taşındı. Maddiyat ön plana çıktı. Sağlık çalışanları artık kendisini korunmasız hissediyor. Hastaya yapılan en ufak bir laf yanlış anlaşılabiliyor. Tüm sağlıkçıların bu işi yaptıkları için ödüllendirilmesini düşünüyorum. Eskisi kadar cazip bir görev değil. Hekim ve hemşire arkadaşlara sataşılıyor. Umarım bundan sonra da böyle olmaz.

Hastanedeki bu çalışmaları gerçekleştirirken devletten maddi destek alabiliyor musunuz?

Toplum sağlığında yeni gelişmeler var. Her yere kolayca ulaşılabiliyor. Hastanelerin, özellikle de üniversite hastanelerinin maddi sıkıntıları var. Biz bunları yaptık, ama devletten beş kuruş para almadan yaptık. Hepsini kendi paramızla yapıyoruz. Hastaneler desteklenmeli. Biz de hastanemizde güzel hizmet verebilmek için çırpındık. Sağlık sektörü eski cazibesini kaybetti.

Aile hekimliği nöbet uygulaması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Ali hekimliği nöbet uygulamasında Bakan Bey’i haklı görüyorum. Aile hekimleri tabi ki nöbet tutmama konusunda ısrarcı olabilir. Şu anki sayıları yüzünden belki biraz sıkıntı var. Hafta sonu hastalanan bir hastanın aile hekimliğinden küçük bir ilaç alabilecekken acile gelmesi çok da doğru değil. Arkadaşlarımızın sorunlarını çözebilmek için yapılabilecek tek şey aile hekimlerinin sayısını artırmak.

Bakan Bey de en kısa sürede artıracağız diyor. Bizim asistan sayımız azaltıldı. Eskiden 2 bin 200 öğrenci tıp fakültesini bitirir asistan olurdu. Bu rakam 5 bine çıktı şimdi. Uzmanlık sayısı ise 2 bine düştü. Açık kapandığı zaman vardiya koyulacak. Çok zorlayıcı olmadan, farklı bir yöntemle nöbet uygulaması yapılabilirdi. Ama halk açısından bakarsan nöbet tutmak zor değil. Aciller bizim için de sıkıntılı. Biz de acilde adam bulamıyoruz. 1-2 senede bu sorun çözülecektir.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Bölümü deyince öncelikli olarak ne ön plana çıkıyor?

Üroloji alanında kanser üzerine spesifik olduk artık. Tüm kanser cerrahileri burada yapılıyor. Böbrek kanseri, prostat kanseri, mesane kanseri ameliyatları gibi. Bu ameliyatları yapan da sayılıdır. Bu ameliyatlar için hep buraya geliniyor. Boğazı ağrıyan, idrar yolu enfeksiyonu olan hasta ile artık bizim uğraşmamamız lazım. Vatandaş da buraya güvendiği için geliyor. Çok sayıda hastamız var.

Tıp fakültesi öğrencilerine, bölümlerini seçerken önerileriniz nelerdir?

Tüm öğrencilere bölümlerine ayrılırken önce neyi sevdiklerini soruyoruz. İnsanlar çeşitli sebeplerden ötürü cerrahi dallardan çekinmeye başladı. Önce bunu kafalarında oturtmalılar. Cerrahi mi, aile hekimliği mi, çocuk mu, dahiliye mi gibi. Çoğu arkadaşlarımız acili, nöbeti ve komplikasyonu olmayan işlerle uğraşıyor. Bu bir sevgi meselesi. Hekimlik sevgisiz olmaz. Bu mesleği sevmezsen zaten hekim olamazsın. Gecenin bir yarısı kim ister uykusundan kalkmak. Sevmiyorsan yapamazsın. Önce mesleğini sevmeli öğrenciler. Sonra da sevdiği branşı sevmeliler.

Mesleğinizle uğraşmak yanı sıra sosyal aktivitelere katılabiliyor musunuz?

9 senedir bu hastanede her gün mesaimiz 8’de başlıyor. Bu hastanenin tavanlarında çok dolandım. Bundan sonra kendime zaman ayırabilirsem dolaşırız. Yazın tatilimizi yaparız. Ama özel bir sosyal aktivitemiz yok. Kongrelere gideriz.

Röportaj: Seda DEMİRAL / KOCAELİ GAZETESİ

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Kategori: Mesaj Yorum gönder.
Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.