Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

23Tem/140

Cumhurbaşkanı’nı Kim Seçiyor? – Mustafa KÜPÇÜ

MUSTAFA KÜPCÜCumhurbaşkanı’nı Kim Seçiyor? - Mustafa Küpçü

Başbakan’ın ifadesiyle; “Millet, Cumhurbaşkanını seçecek!”

Milletin karşısına 3 aday çıkıyor.

Üçü de “siyasi partilerin” adayları!

AKP lideri R. Tayyip Erdoğan karar verdi; “R. Tayyip Erdoğan” aday oldu!

Milletin Adayı” mı oldu?

AKP’ye gönül ve oy verenler için yanıt “evet” olmalı.

Peki, AKP’ye oy vermeyenler “milletin bir parçası” değil mi?

CHP ve MHP başta olmak üzere, 7 partinin liderleri de Ekremettin İhsanoğlu’nu aday gösterdiler.

Ekremettin Bey “kimin adayı?

R.T.Erdoğan’a göre “Devlet’in Adayı!.”

Selahattin Demirtaş da bir başka siyasi parti lideri.

76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı arasından “ben de adayım” diyebilecek, o makama layık başka insanlar yok muydu?

Olmaz mı?

Ama, “seçilme olanakları” yok!

Bu seçim için büyük maddi destek gerekli. Kaç kişi bu desteği bulabilir?

Yani; “Paranız yoksa, aday da olamazsınız!”

Peki, bu üç aday, “Demokratik Hukuk Devleti” ilkelerine uygun olarak, “eşit koşullarda” mı yarışıyorlar?

Bu soruya “evet” diyebilecek var mı?

Başbakanlık görevini bırakmadan, Başbakanlığın tüm olanaklarını kullanan, Başbakan olmanın “baskı gücünden” yararlanan R. Tayyip Erdoğan nasıl “eşit koşullarda” yarışıyor olabilir?

Üstelik Erdoğan; “Anayasal Yetkilerin Tümünü kullanacağım” diyerek, açıkça ve Anayasa’da yer almayan “Devlet Başkanı” olmak hedefini de saklamıyor!

Yani, “Hükümet’i de yönetmek” niyetinde!

“Milletim Adayı” olduğunu iddia eden sayın Erdoğan, nasıl “Devlet’in Başkanı” olabilir?

Kafa karıştırıcı değil mi?

“Akıl ve vicdan terazisinde” tartabilirseniz, sorunun yanıtını bulacaksınız!..

Yalçıntaş’ın Sözleri

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, bu ülkenin saygın bilim ve siyaset adamlarından biridir. Siyasal kimliği, çizgisi de nettir.

AKP’nin kurucularından ve önceki dönem milletvekillerinden biridir.

Geçenlerde ilginç bir açıklama yaptı; “Davos’taki ‘One Minute’ olayı kurgudur!” dedi.

- Bugüne kadar Başbakan’ın bu iddiayı yalanlayan bir açıklaması oldu mu?

- Bu olaydan sonra İsrail ile ticari ilişkilerin hızla artması nasıl izah edilebilir?

- “Kürecik Üssü ile İsrail’in bir ilintisi yok mu?

Demokratik bir ülkede bu soruların net yanıtları olmalı!

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.