Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

5Haz/140

NESİLDEN, NESİLE AKTARILMASI, BİLİNMESİ VE HATIRLANMASI -HATIRLATILMASI GEREKEN BİR BÜYÜK ŞAHSİYET. KOCAMAN YÜREKLİ BİR DAVA İNSANI MEHMET EMİN ALPKAN – İbrahim METİN

MEHMET EMİN ALPKAN (1)NESİLDEN, NESİLE AKTARILMASI, BİLİNMESİ VE HATIRLANMASI -HATIRLATILMASI GEREKEN BİR BÜYÜK ŞAHSİYET. KOCAMAN YÜREKLİ BİR DAVA İNSANI MEHMET EMİN ALPKAN – İbrahim METİN

MEHMET EMİN ALPKAN AĞABEY’im bendenizi çok severdi. Ama iyi hamal olduğum için severdi Hadımköy’de yedeksubaylık yapmış olduğum 1965’de Necip Fazıl’ın REİS BEY piyesi, kırmızı bir kapakla yayınlanmıştı. Bir bayram arefesi günü kitaptaki adresi bulup, yayımcılarını -veya Amca Matbaasını- tebrik için Cağaloğlu’ndan Nuruosmaniye Camii’ne dünüşünün solunda, (Kitaptaki adresi bulup Hürriyet Gazetesi’nin yanında bulunan iki katlı çok küçük bir binanın 2. Katına çıktım. Masada oturan zatı, tebrik ettim. Ama, tıknaz şişmanca bir görüntüde olan ve adının MEHMET EMİN ALPKAN olduğunu öğrendiğim zat çok sinirli idi ve birilerine kızıyordu. Bunun sebebini sordum.

Büyük bir elma sandığına kitap doldurmuşlar; bayram öncesi, Ambara verilip kitapçıya gönderilmesi gerekiyormuş. Ambarlar açık, ancak hamallar memleketlerine bayram tatiline gittiklerinden, sandık ulaştırılamamış. Kızgınlığın sebebi buymuş. Ortalığı yatıştırmak için: “Yükleyin sırtıma, ben götüreyim;” demem üzerine, suratıma biraz müstehzi, hayretle baktı. Üzerimdeki, asteğmen rütbeli ceketini çıkardım; haki gömlek ve pantolonla Sirkeci’de Anbarlar Caddesi’ne bırakıp döndüm. O davranışım üzerine Alpkan amca, âdeta bana âşık oldu. Dostluğumuz hep devam etti. BİZİM ANADOLU Gazetesi’ni çıkarmış olduğu dönemde, masasının hemen arkasında: ”TÜRKÜ SEÖYLEMEYEN TÜRK’Ü BİLMEZ” yazılı bir levha asılı idi.

Bu gece DÜŞKUR’un TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BÜYÜK HİZMETİ GEÇMİŞ olan 5 değerli kişiye verilen ödül törenini sizlere erken ulaştırabilmek için bilgisayar başına geçtim. YÜMNİ SEZEN’in konuşması son idi. O’nu feys’e yüklemek uzun süre aldığından, saat 3’te bilgisayarı açık bırakıp yatmıştım. Saat 5,30 gibi kapatmaya geldiğimde, Kürşat Şendal arkadaşımın ALPKAN AMCA’yı anlatmasını, yorumları ve bendenizi ikazını okuyunca gözyaşlarımı tutamadım. Yalnız tutamadım değil hıçkırıklarla sabah namazını kılmaya çalıştım. (Sakın yanlış anlaşılmasın; ibadetin reklam edilmesi en çok kızdığım husustur.

Affınıza sığınarak, konu ile ilgili bendenizin ve ALPKAN AMCA’nın memleketi olan bir Konya hatıramı paylaşayım: Genel İdare Kurulu Üyesi olduğum 1969’lu yıllarda, Türkeş Bey’in de katılmış olduğu bir toplantıyı, Kazım Karabekir Kasabası’nda yapmıştık. Gece dönüşte, bir vasıtanın kaza yapmış olduğunu görünce, çarpmamak için âni feren yaptım. Merkez İlçe Başkanlığı için yeni yetki belgesi vermiş olduğumuz zatın içinde bulunduğu otomobil, bir at arabasına çarpmıştı. O’nu alıp yola koyulduk. Konya’ya varıncaya kadar, olayın nasıl meydana geldiğini anlatırken “tam namaza durmuştum ki” benzeri, cümleler kurmaya devam etti. Kazayı değil namazı vurguluyordu. Konya’ya geldiğimizde O’nu, tarif ettiği kırık-çıkıkçıya bırakıp, bir ülküdaşımızın evinde verdiği ve Türkeş Bey’in de katıldığı akşam yemeğine gittim. Ankara’ya dönünce, bu zata verilen yetki belgesini iptal ettirdim.)

ALPKAN AMCA’m Konya Taşkentli, imanlı bir YÖRÜK ve katıksız bir TÜRK MİLLİYETÇİSİYDİ. TÜRKEŞ BEY’in YAKIN ARKADAŞIYDI. Çok büyük hizmetleri olmuştur; Oğulları Latif (Dr.), Kürşat ve kızı, babasının yolundadırlar; İnşallah torunları da öyledir. Türk milletini sonsuza dek yaşatma dâvâsına hizmet etmiş olan bütün ağabey ve arkadaşlarımın ruhu şad mekânları Cennet olsun. Hayattakilere de ALPKAN AMCA ve diğerleri örnek ve rehber olsun. 

“KADRİNİ SENG-İ MUSALLADA BİLİP EY BAKİ /
DURUP EL BAĞLAYALAR KARŞINA YARAN SAF SAF “a

Uymadıkları ve değerlerimizi sağlıklarında hatırladıkları için DÜŞKUR’u kutluyorum.

Unutulan bir Türkçü: MEHMET EMİN ALPKAN. ( “ Millî Bakkal ” )
“ Babıâli’nin kabarık saçlı kızgın adamı ”, '' Her şeyin menfaat ve hırs tarafını teperek; his ve ideal tarafını benimseyen gönül eri ''

Kanaatim odur ki; Türk Milliyetçisi Ülkücü Hareketin her bir mensubu bu ismi ve O'nun yaşamını en az ATSIZ HOCA kadar belleklerine kazımalı.

NESİLDEN, NESİLE AKTARILMASI, BİLİNMESİ VE HATIRLANMASI -HATIRLATILMASI GEREKEN BİR BÜYÜK ŞAHSİYET. KOCAMAN YÜREKLİ BİR DAVA İNSANI. 
Mekanın cennet ola...

MEHMET EMİN ALPKAN (1)Mehmet Emin Alpkan

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.