Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

9May/140

Sınav Kaygısı ile Baş Etme Yolları – DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü

10268569_678847195510465_5596506855652561545_n  Sınav kaygısı ne demektir? Bir öğrencinin eğitim-öğretim hayatı boyunca biriktirdiği bilgiyi, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarısının düşmesine yol açan yoğun kaygıdır.

Buradaki önemli nokta, kaygının performans üzerinde olumsuz bir etki yaratmasıdır. Yoksa, sınava girecek bütün herkes kaygı yaşar ki belli bir seviyeye kadar olan kaygı yararlıdır, uyanıklık sağlar, koruyucudur, dikkati toplamaya yardımcı olur ve öğrencinin motivasyonunu arttırır.

Kaygının hiçbir zaman “0” düzeyine inmesini istemeyiz, çünkü uyanıklığı ve motivasyonu yok eder. “Amaaaaan boşver, alt tarafı bir sınav” diyen birçok gencin tutumlarının altında yatan ve bu boşvermişliği pekiştiren kaygı düzeyinin düşüklüğüdür.

Çocuğumuzun sınav kaygısı yaşadığını nasıl anlayabiliriz?

Çocuğunuzun sınav kaygısı ile başa çıkamadığını anlama konusunda yapacağınız bazı gözlemler size yardımcı olacaktır. Sınav kaygısı yaşayan gençlerin gösterebileceği belirtileri 4 ana grupta inceleyebiliriz:

Zihinsel belirtiler: Dikkat dağınıklığı, konsantre olamama, sınavın sonucu ile ilgili olumsuz öngörülerde bulunma (Olmayacak, kazanamayacağım, .... gibi).

Duygusal belirtiler: Gözlemlenebilir düzeyde huzursuzluk, endişe, sinirli bir birey haline gelme, kolaylıkla ağlama, korku, çaresizlik, panik.

Davranışsal belirtiler: Sınavlardan kaçınma, sınav sırasında dona kalma.

Fiziksel belirtiler: Baş ağrısı, sabahları kendini yorgun ve halsiz hissetme, uyumakta zorlanma, mide ve bağırsak sistemine ait sıkıntılar, iştahsızlık, kalbin hızlı çapması, ellerin soğuk ve terli olması.

Tüm bunlara ek olarak öğrencinin başarı düzeyindeki dalgalanma ya da ani düşüşler sınav kaygısı ile ilişkilendirilebilir.

Yukarıda bahsi geçen belirtilerden birçoğu ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Fakat, hatırlatmalıyım ki; bu belirtilerden sadece birkaçına sahip olmak, sınav kaygısının varlığına işaret değildir. Dozunun, sıklığının ve kişiye verdiği rahatsızlığın bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu tür bir değerlendirme yapılmadan bazı varsayımlarda bulunmak yanlış olabilir.

Sınav kaygısının sebepleri nelerdir?

Sınav kaygısının en genel sebebi, sınava gencin ya da ailesinin farklı anlamlar yüklemesinden ileri gelmektedir. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktığımızda sınavın şu şekilde tanımlandığını görürüz: “Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test.” Sınav kaygısı yaşayan bireylerin ise, sınava aileye bir borç ödeme, nasıl bir insan olduğunu ölçme, kendini ispat etme, iyi bir evlat olduğunu kanıtlama gibi birçok farklı anlam yükleyerek kaygılandıklarını gözlemleriz.

Oysa sınav, kişiliğin bir değerlendirilmesi değil, sınava giren bireyin bilgi birikiminin değerlendirilmesidir. Sınavdan düşük puan almak o kişinin gerekli bilgiyi biriktiremediğine, yüksek puan almak bilgi birikiminin yeterli olduğuna işaret eder, iyi veya kötü evlat olduğuna değil.

Sınav kaygısının en çok karşılaşılan sebebi ise, sınava yeteri kadar hazırlanmamış olmaktır. Bireyin kaygısının, sınav tarihi yaklaştıkça arttığını, konuları yetiştiremediğinden sürekli hayıflandığını gözlemleriz. Aslında bu durumda çözüm çok açıktır: Paniklemeden, elinden geldiği kadar bilgi birikimini arttırmak ve hissettiği kaygıyı azaltmasında kişiye yardımcı olacak çalışma stratejileri kullanmaktır. Sınav kaygısının bu tipi oldukça yaygındır ve çoğunlukla kısa sürede üstesinden gelinebilir.

Fakat, bu sebeplerden daha yerleşik ve aslında hayatın bütününe yayılmış, kişinin duyguları, deneyimleri ve inançları ile ilişkili olan başarısızlık korkusu, çaresizlik hissi ve sınavı kendilik değerine karşı bir tehdit olarak görme daha uzun süreler üzerinde çalışma gerektirebilir.

Bunlara ek olarak, eğer birey başarısızlıkların abartıldığı, başarıların küçümsendiği, sürekli başka yaşıtları ile karşılaştırıldığı, belirli bir düzeyin altındaki başarısının başarısızlık olarak görüldüğü bir ortamda yaşıyor ise sınav kaygısı geliştirme riski oldukça fazladır. Kısacası, sınav kaygısının ortaya çıkması hem bireyin kendisine hem de çevresine bağlı olan bir dizi faktöre bağlıdır. Aynı koşullarda olan iki bireyden birinin sınav kaygısı yaşarken diğerinin yaşamadığını da gözlemleriz. Bu durumu da kaygıya olan biyolojik yatkınlık ile açıklayabiliriz.

Peki ne yapmalıyız?

Sınav kaygısının oluşumu düşüncelerimizle, aklımızdan o sınav ile ilgili olarak geçirdiklerimizle ilişkilidir. Dolayısıyla sınav kaygısı ile başa çıkmanın ilk bölümü sınava zihinsel bir hazırlık yapmaktır. Bu hazırlığı basamaklara ayırabiliriz:

Ailece sınava yüklediğiniz anlamı gözden geçirmek.

Gerçekçi hedef oluşturmak

Kendi öğrenme modelini tanımak ve çalışma planlarını bu doğrultuda oluşturmak

Uygulanabilir çalışma planları yapmak

Henüz hiç kimsenin bilemeyeceği sınav sonucu ile ilgili olumsuz senaryolar yazmak yerine sınav hazırlığına konsantre olmak Olumsuzu bir kenara bırakıp olumluya odaklanmak Öğrencilerin kendi kendilerine içlerinden söylediği cümleleri gözden geçirmesi ve bunların yerlerine olumlularını koymaları (“Kazanamayacağım”, “Sınavdaki herkes benden daha iyi”, “Ne kadar çalışsam da olmuyor”, “İstediğim okula giremeyeceğim”, “Ailemin bunca emeğini boşa çıkarmış olacağım” yerine “Kazanacağım”, “Başarabilirim, elimden geleni yaptım”, “Çalıştığım zaman puanlarım yükseliyor” gibi cümleler)

Biraz önce belirttiğimiz gibi, sınav kaygısında olumsuz düşüncelere eşlik eden bir takım fiziksel belirtiler vardır. Buna sınav kaygısının fizyolojik tarafı diyebiliriz. Sınav kaygısının fizyolojik yüzü ile başa çıkmada en önemli materyal gevşeme egzersizleridir. Bu egzersizleri öğrenmenin ve sistematik olarak uygulamanın kaygıyı azaltmada etkili olduğu araştırmalar tarafından da desteklenmektedir.

Zihin ve beden bir bütündür ve birindeki değişiklik diğerini etkiler. Bu egzersizlerin amacı, zihnin beden üzerindeki denetimini arttırmak, gerginlik ve gevşeme durumları arasındaki farkı göstermek ve kaygı nedeni ile oluşan gerginlik esnasında nasıl gevşeyebileceğinizi öğretmektir.

Sınav kaygısı ile başa çıkmada etkili olan bireysel önerilerimizi uygulamanıza rağmen henüz istediğiniz gibi bir gelişme gözlemleyemiyorsanız; profesyonel yardım almak doğru olacaktır. Okuldaki ve/veya dershanedeki rehber öğretmenlerin sınav kaygısı konusunda yürüttüğü bireysel ya da grup çalışmalarına katılması için çocuğunuzu teşvik edebilirsiniz.

Bizim ülkemizde, öğrencilerin genel olarak rehberlik servisleri ile ilgili olumsuz inançları vardır. Birçok öğrenci rehberlik servisine “sorunlu ve/veya yaramaz çocukların” gönderildiklerini düşündüklerinden rehber öğretmenlerden yardım almayı reddedebilirler.

Siz ailelere düşen görev, rehber öğretmenler ile işbirliği yaparak sınav kaygısı yaşayan çocuğunuzu çalışmalara katılması için cesaretlendirmektir. Zaman zaman rehberlik çalışmaları ile istenen gelişmenin sağlanamadığı ne yazık ki bir gerçek. Bu durumda sınav kaygısı konusunda uzmanlaşmış psikolog veya psikolojik danışmanlardan yardım isteyebilirsiniz. Böyle bir yardım almaya karar verdiğinizde sizi aşağı yukarı nelerin beklediğini merak ediyor olduğunuzu düşünüyorum.

Genellikle bu süreç şu şekilde işler: Genç ve ailesi ile yapılan, hedeflerin belirlendiği bir öngörüşmenin ardından, öğrenci değerlendirme sürecine alınır. Bu değerlendirme aşamasında, çeşitli test ve mesleki yönelim envanterleri uygulandıktan sonra gencin ihtiyacına uygun bir plan hazırlanarak çalışmalara başlanır ve çalışmaların ne zaman sonlandırılacağına psikolog, genç ve ailesi hep beraber karar verirler.

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Davut Çizer üstad paylaşmış..

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.