Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

16Oca/140

İnanabilmek…/ Mecit ÜNAL

mecit41İnanabilmek…/ Mecit ÜNAL

Aslında seçim dizisini sürdürmek istiyordum. Başbakan böyle konuşunca dayanadım.

Başbakanın grup konuşmasını dinledim.

Başbakan yavaş yavaş kendini bulmaya başlamış.

Konuşurken kendinden emin, ne söylediğini bilen bir havası vardı.

Grup konuşmasında Başbakan Erdoğan, “Demokrasimize yönelik en büyük, en ağır ve en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildi. 17 Aralık Türkiye’nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir” dedi.

Burada itirazım var. O gün darbe yada benzeri bir gariplik olmadı. Sadece “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonu yapıldı. Ancak ilerleyen süreçte bu ülkede bir darbe oldu, hükümetin yargıya bir darbesi oldu. Şark kurnazlığı içinde yaptığınız yönetmeliğin anayasaya aykırı olduğunu bile bile değişiklik yaptınız. Size yeterli olacak süre içinde gerekli hamlelerinizi yaptınız. Şimdide ağlamaya devam ediyorsunuz.

Yanlış hatırlamadığımdan eminim, Dolmabahçe’de gazeteciler, yazarlar ve STK temsilcileri ile yaptığı toplantıda Başbakan, Hatay’daki şüpheli TIR konusunda, “Aynı çetenin komplosu” dememişmiydi?

Şimdi ne diyor dinleyelim: “Milli istihbarat teşkilatı kime çalışır, ülkeye çalışır, millete çalışır. Bir savcı Adana’dan kalkıyor geliyor bu TIR’ı durdurmak için, bu insani yardımı engellemek için yasaları çiğneyerek operasyon yapıyor. MİT bu ülkenin çıkarları için çalışan bir kurumken sen kim için çalışıyorsun. MİT’in yasasında 26. madde de çok açık biçimde ortadadır. Çalışma şekli belirlenmiştir. MİT’i yasadışı şekilde engelliyorsun. Reyhanlı katliamında ey savcı sen neredeydin. 7 gün sen oraya gitmedin neredeydin sen. Ben buradan suç duyurusu yapıyorum aynı zamanda. HSYK’ya suç duyurusu yapıyorum. Bir inceleyin bakalım 7 gün Reyhanlı’ya bu savcı niye gitmedi. 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerleyecek. Şunu herkes bilsin ki; Türkiye’de artık milli irade hâkim olacak, millet ne derse o olacak. Medya, sermaye, çeteler, örgütler ne derse değil, millet ne derse o olacak. Yargı millete rağmen karar vermez. Yargı millet adına karar verir, millet için karar verir. Millete rağmen vermez, veremez. Yargı milletin seçtiği hükümete, siyasete, meclise, milli iradeye, istikamet çizemez, dayatma yapamaz, müdahale edemez. Biz yargının bağımsızlığına saygı duyarız. Ancak yargının bağımsızlığından daha önemli olan yargının tarafsızlığıdır. Eğer siz yargı bağımsız olsun diyor ama yargıyı alıp bir örgütün sınırsız hırslarına teslim ediyorsanız orada yargı tarafsızlığı olmaz. Biz bunu kabul etmeyiz. Sorumluluk üstlenmeden yetki kullanmanın adı diktatörlüktür. Biz her zaman millete hesap vermeye hazırız. Biz sadece herkesin kendi işini yapmasını, bunu da en iyi şekilde yapmasını istiyoruz.”

Bu güne kadar bu adamlarla siz çalışmadınızmı? Ucu size dokununcamı “çete” oldular.

Ben daha çok konuşmanın içindeki şu satırlarla ilgilenmek istiyorum.

“Yargı millete rağmen karar vermez. Yargı millet adına karar verir, millet için karar verir. Millete rağmen vermez, veremez. Yargı milletin seçtiği hükümete, siyasete, meclise, milli iradeye, istikamet çizemez, dayatma yapamaz, müdahale edemez.”

Evet “YARGI” tamda sizin yapamaz dediklerinizi yapmak için vardır. Üstelik yargının hareket alanını ve yetkilerini belirleyen, milletin iradesi ve yüce meclistir.

Anayasaya aykırı olduğunu bile bile HSYK yapısını değiştirmek için anayasa komisyonunda yasa teklifini görüştüren siz değimlisiniz? Yargıya tamamen kontrol altına alabilecek yasa tasarısı senin olunca güzel, senin olmayınca “çete” oluyor.

Şimdi ben buna inanırsam çevremde herkes bana “salak” der, onun için ben inanmıyorum.

Yaşama dair var olanların farkında olmanız dileğiyle…

Kocaeli Pusula Gazetesi 16 Ocak 2014

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.