Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

22Kas/130

AYDINLAR OCAĞI DERNEKLERİ 39. BÜYÜK ŞURASI SONUÇ BİLDİRİSİ -23

 DSC_0275_thumb  AYDINLAR OCAĞI DERNEKLERİ 39. BÜYÜK ŞURASI SONUÇ BİLDİRİSİ

Aydınlar Ocağı Dernekleri 39. Büyük Şurası 01-03 Kasım 2013 tarihleri arasında şehitler diyarı Çanakkale’de Çanakkale Aydınlar Ocağı Başkanı Abdullah Sarıca’nın ev sahipliğinde 28 Ocağımızın katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Şuramıza Azerbaycan ve Kosova Aydınlar Ocaklarının yöneticileri de katılmışlardır.

Şuramız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerek içte, gerekse dışta milli varlığını, milli kimliğini, birlik ve bütünlüğünü tehdit eden birçok tehlikenin gündemde olduğu bir dönemde gerçekleşmiştir. Devletimizin kuruluş felsefesi ve üniter yapıda milli bir devlet olma özelliği yok edilmek istenmektedir. Yüzyıllardır Türk Milletini tarih sahnesinden silmek ve Türk vatanını bölerek çeşitli etnisitelere peşkeş çekmek isteyen devletlerin de desteklediği etnik bölücü terör örgütleri, akil adamların tavsiyesi ile oluşturulan “Demokratikleşme Paketi”nde verilen tavizlerle adeta ödüllendirilmektedir.

“T.C.” ibaresinin resmi kurum ve kuruluşlardan kaldırılmak istenmesi, mahalli dil ve lehçelerde savunma ve siyaset yapma hakkının tanınması, mahalli dillerin seçmeli ders olarak okutulmasından sonra bu dillerin özel eğitim kurumlarında eğitim dili olarak okutulmasına izin verilmesi, yerleşim birimlerinin adlarının eski adlarına dönülmesi, “Andımız’ın” okunmasının yasaklanması, milli alfabemizde bulunmayan bazı harflerin kullanılmasının serbest bırakılması, mili bayramlara gereken önemin verilmemesi, Devletimizin egemenlik haklarını ihlal etmektedir. “Sıfır sorun” söylemi ile başlatılan dış politika, en yakın komşu ve dostumuz olan Irak, Iran, Suriye ve Mısır gibi ülkelerle bile bizi karşı karşıya getirerek uluslar arası alanda yalnızlığa itmiştir. Bu durum bizi ekonomik ve siyasi yönden uzun dönemde olumsuz yönde etkileyecektir.

39. Şuramız ülke meseleleri üzerinde yapılan tartışma ve değerlendirmeler neticesinde aşağıdaki tespit ve değerlendirmelerin kamuoyu ile paylaşılmasına karar vermiştir:

1. Devletimizin Kuruluş Felsefesinin temelini ve milli kimliğimizi oluşturan Anayasamızın ilk 3 maddesinde ifade edilen hususların değişmezliğini kabul ediyoruz. Türk Milletine ait olan Egemenlik hakkına ortak aranmasını reddediyoruz.

2. Ülkemizde yıllardır uygulanan parlamenter sistemin yerine sonu totaliter rejime götürecek bir başkanlık sisteminin ikame edilmeye çalışılmasını da doğru bulmuyoruz.

3. Cumhurbaşkanlığınca verilen bazı ödüllerin hiç hak etmeyen kişilere verildiğini düşünüyor ve bu ödüllendirmelerin siyasal ayrımcılığı ödüllendirme olarak algılandığını belirtmek istiyoruz.

4. Vatandaşlarımızı birbirine yabancılaştırıcı, ötekileştirici ve ayrıştırıcı açılım maceraları terk edilmeli ve bunun yerine Türk Milletine mensubiyet şuuru geliştirilmelidir. Etnisitelere dayalı azınlık milliyetçiliğini öne çıkaracak uygulamalar, demokrasi ve demokratikleşme ile bağdaşmaz.

5. Sözde dost ve müttefikimiz olan ülkelerin tam desteğini alan demokratikleşme paketi, bu ülkelere kendi ülkelerinde uygulanmak üzere verilmeli, olumlu sonuçlar alındığı taktirde ülkemizde uygulanmalıdır.

6. Finans sektörü ile reel sektör arasındaki denge halen bozuktur. Bunun neticesinde cari açık ülke ekonomisini tehdit eder özelliğini artarak sürdürmektedir. Bunun için acilen tedbirler alınarak uygulanmalıdır.

7. Aradan geçen yıllar içerisinde ülkemiz aleyhine işleyen Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği anlaşması yeniden değerlendirilmeli, bunun yerine karşılıklılık esasına uygun serbest ticaret anlaşmaları yapılmalıdır.

8. Yurtdışında Türk olmayan ve yurt içinde kendini Türk hissetmeyenlerin dayatmaları ile 1933 yılından bu yana okullarımızda okutulmakta olan Andımızın yasaklanması, devletimizin kuruluş felsefesinin yok sayılmasıdır. Bu aynı zamanda bu konuda verilen kesinleşmiş yargı kararlarının yürütme eliyle ortadan kaldırılmasıdır. Bu yanlıştır ve bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.

9. Hiçbir ciddi devletin tanımadığı, bir devletin egemenliğinin göstergesi olan eğitim diline farklı dil ve lehçelerin ortak edilmesi bölünmeye götüren süreci hızlandıracaktır. Onun için bu yanlıştan, uygulanmadan vazgeçilmelidir.

10. Başta Vali, Yargı, Emniyet ve Diyanet mensupları olmak üzere tüm kamu görevlileri devletin görevlisi gibi davranmalı, siyası tutum, davranış ve söylemlerden kaçınmalıdır.

11.Türk Dünyası ile ilişkiler geliştirilmeli, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları ülkelerde siyasi etkinliklerini azaltan ve onları bölen partileştirme gayretlerine son verilmelidir.

12. Türkiye’nin Irak ve Suriye politikaları, öncelikle oralarda yaşayan Türkmen varlığının yaşatılmasını ve haklarının korunmasını esas almalıdır.

13. 100. Yılına yaklaştığımız sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili yalan ve iftiralara karşı gerekli tedbirler, bu günden alınmalıdır. Bu yalanları uluslar arası alanda seslendiren Ermeni Diasporasına karşı, başta Azerbaycan olmak üzere, bütün Türk Dünyası ile ortak Türk Diasporası oluşturularak hareket edilmelidir. Bu konuda ilk adım olarak Ermenilerin yaptığı Hocalı Soykırımı TBMM’nce kabul edilmelidir.

Aydınlar Ocağı Dernekleri 39. Şurası olarak; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun ön sözü olan ve verilen mücadele ile “Çanakkale geçilmez” sözünü tüm dünyaya kabul ettiren, Türk Milletinin bağımsızlığını ortadan kaldıran Sevr Paçavrasını yırtıp atarak, bütün mandacı zihniyetleri reddederek Milli Mücadeleyi başlatıp başarı ile sonuçlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.

AYDINLAR OCAĞI DERNEKLERİ 39. BÜYÜK ŞURASI SONUÇ BİLDİRİSİ

Aydınlar Ocağı Dernekleri 39. Büyük Şurası 01-03 Kasım 2013 tarihleri arasında şehitler diyarı Çanakkale’de Çanakkale Aydınlar Ocağı Başkanı Abdullah Sarıca’nın ev sahipliğinde 28 Ocağımızın katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Şuramıza Azerbaycan ve Kosova Aydınlar Ocaklarının yöneticileri de katılmışlardır.

Şuramız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerek içte, gerekse dışta milli varlığını, milli kimliğini, birlik ve bütünlüğünü tehdit eden birçok tehlikenin gündemde olduğu bir dönemde gerçekleşmiştir. Devletimizin kuruluş felsefesi ve üniter yapıda milli bir devlet olma özelliği yok edilmek istenmektedir. Yüzyıllardır Türk Milletini tarih sahnesinden silmek ve Türk vatanını bölerek çeşitli etnisitelere peşkeş çekmek isteyen devletlerin de desteklediği etnik bölücü terör örgütleri, akil adamların tavsiyesi ile oluşturulan “Demokratikleşme Paketi”nde verilen tavizlerle adeta ödüllendirilmektedir.

“T.C.” ibaresinin resmi kurum ve kuruluşlardan kaldırılmak istenmesi, mahalli dil ve lehçelerde savunma ve siyaset yapma hakkının tanınması, mahalli dillerin seçmeli ders olarak okutulmasından sonra bu dillerin özel eğitim kurumlarında eğitim dili olarak okutulmasına izin verilmesi, yerleşim birimlerinin adlarının eski adlarına dönülmesi, “Andımız’ın” okunmasının yasaklanması, milli alfabemizde bulunmayan bazı harflerin kullanılmasının serbest bırakılması, mili bayramlara gereken önemin verilmemesi, Devletimizin egemenlik haklarını ihlal etmektedir. “Sıfır sorun” söylemi ile başlatılan dış politika, en yakın komşu ve dostumuz olan Irak, Iran, Suriye ve Mısır gibi ülkelerle bile bizi karşı karşıya getirerek uluslar arası alanda yalnızlığa itmiştir. Bu durum bizi ekonomik ve siyasi yönden uzun dönemde olumsuz yönde etkileyecektir.

39. Şuramız ülke meseleleri üzerinde yapılan tartışma ve değerlendirmeler neticesinde aşağıdaki tespit ve değerlendirmelerin kamuoyu ile paylaşılmasına karar vermiştir:

1. Devletimizin Kuruluş Felsefesinin temelini ve milli kimliğimizi oluşturan Anayasamızın ilk 3 maddesinde ifade edilen hususların değişmezliğini kabul ediyoruz. Türk Milletine ait olan Egemenlik hakkına ortak aranmasını reddediyoruz.

2. Ülkemizde yıllardır uygulanan parlamenter sistemin yerine sonu totaliter rejime götürecek bir başkanlık sisteminin ikame edilmeye çalışılmasını da doğru bulmuyoruz.

3. Cumhurbaşkanlığınca verilen bazı ödüllerin hiç hak etmeyen kişilere verildiğini düşünüyor ve bu ödüllendirmelerin siyasal ayrımcılığı ödüllendirme olarak algılandığını belirtmek istiyoruz.

4. Vatandaşlarımızı birbirine yabancılaştırıcı, ötekileştirici ve ayrıştırıcı açılım maceraları terk edilmeli ve bunun yerine Türk Milletine mensubiyet şuuru geliştirilmelidir. Etnisitelere dayalı azınlık milliyetçiliğini öne çıkaracak uygulamalar, demokrasi ve demokratikleşme ile bağdaşmaz.

5. Sözde dost ve müttefikimiz olan ülkelerin tam desteğini alan demokratikleşme paketi, bu ülkelere kendi ülkelerinde uygulanmak üzere verilmeli, olumlu sonuçlar alındığı taktirde ülkemizde uygulanmalıdır.

6. Finans sektörü ile reel sektör arasındaki denge halen bozuktur. Bunun neticesinde cari açık ülke ekonomisini tehdit eder özelliğini artarak sürdürmektedir. Bunun için acilen tedbirler alınarak uygulanmalıdır.

7. Aradan geçen yıllar içerisinde ülkemiz aleyhine işleyen Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği anlaşması yeniden değerlendirilmeli, bunun yerine karşılıklılık esasına uygun serbest ticaret anlaşmaları yapılmalıdır.

8. Yurtdışında Türk olmayan ve yurt içinde kendini Türk hissetmeyenlerin dayatmaları ile 1933 yılından bu yana okullarımızda okutulmakta olan Andımızın yasaklanması, devletimizin kuruluş felsefesinin yok sayılmasıdır. Bu aynı zamanda bu konuda verilen kesinleşmiş yargı kararlarının yürütme eliyle ortadan kaldırılmasıdır. Bu yanlıştır ve bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.

9. Hiçbir ciddi devletin tanımadığı, bir devletin egemenliğinin göstergesi olan eğitim diline farklı dil ve lehçelerin ortak edilmesi bölünmeye götüren süreci hızlandıracaktır. Onun için bu yanlıştan, uygulanmadan vazgeçilmelidir.

10. Başta Vali, Yargı, Emniyet ve Diyanet mensupları olmak üzere tüm kamu görevlileri devletin görevlisi gibi davranmalı, siyası tutum, davranış ve söylemlerden kaçınmalıdır.

11.Türk Dünyası ile ilişkiler geliştirilmeli, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları ülkelerde siyasi etkinliklerini azaltan ve onları bölen partileştirme gayretlerine son verilmelidir.

12. Türkiye’nin Irak ve Suriye politikaları, öncelikle oralarda yaşayan Türkmen varlığının yaşatılmasını ve haklarının korunmasını esas almalıdır.

13. 100. Yılına yaklaştığımız sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili yalan ve iftiralara karşı gerekli tedbirler, bu günden alınmalıdır. Bu yalanları uluslar arası alanda seslendiren Ermeni Diasporasına karşı, başta Azerbaycan olmak üzere, bütün Türk Dünyası ile ortak Türk Diasporası oluşturularak hareket edilmelidir. Bu konuda ilk adım olarak Ermenilerin yaptığı Hocalı Soykırımı TBMM’nce kabul edilmelidir.

Aydınlar Ocağı Dernekleri 39. Şurası olarak; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun ön sözü olan ve verilen mücadele ile “Çanakkale geçilmez” sözünü tüm dünyaya kabul ettiren, Türk Milletinin bağımsızlığını ortadan kaldıran Sevr Paçavrasını yırtıp atarak, bütün mandacı zihniyetleri reddederek Milli Mücadeleyi başlatıp başarı ile sonuçlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.

Aydınlar Ocağı Derneği Başkanları

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.