Ege adaları üzerine bir daha yazmayacağım!!!- Uğraş ÇİFTÇİ

14Ara/180

Ege adaları üzerine bir daha yazmayacağım!!!- Uğraş ÇİFTÇİ

Geçtiğimiz Cuma akşamı...
Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği...
‘Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler’ konulu konferansın...
Konuşmacısı...
Emekli Albay Ümit Yalım’dı...
* * *
Sayın Yalım...
Özellikle...
Uluslararası hukuk nezdinde...
Ege’de Türkiye’ye tescilli olan adaların...
2004 yılından beri...
Yunan ordusunun işgali altında olduğu konusunu...
Türkiye’nin gündemine taşımaya çalışan çabalayan bir isim olduğundan...
Özellikle ve merakla...
Konferansa katıldım...

* * *
Aynı zamanda...
Yemekli bir toplantı şeklinde tasarlanmış olan konferansın başında...
Sunucu...
Sayın Yalım’ın özgeçmişini okuyarak etkinliği başlattı...
* * *
Özgeçmişte...
Sayın Yalım’ın Harp Okulu’ndan itibaren...
Meslek hayatı kısaca anlatıldıktan sonra...
2010 yılında...
(İKİBİN ON)...
Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği görevinden...
EMEKLİ OLDUĞU ifade ediliyordu...
* * *
İnternet teknolojisinin nimetlerinden yararlanarak...
Konferans esnasında...
Kısa bir araştırma yaptığımda...
Sayın Yalım’ın...
2002 ila 2011 yılları arasında...
Yani AK Parti iktidarının en başından beri...
Kesintisiz bir şekilde görev yapan...
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün...
Genel Sekreterliği’ni...
2010 yılında emekli olduğu tarihe kadar yaptığını gördüm...
* * *
Bu arada...
Ege’deki adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edildiğinin iddia edildiği tarihin...
2004 yılı olduğunu...
Bir kere daha hatırlatayım...
* * *
Bir yandan konferansı can kulağıyla dinlemeye çalışırken...
Bir yandan da...
Kafamda beliren çelişkilere...
Can sıkıcı sorulara cevap bulmak için...
İnternetteki araştırmalara devam ettim...
* * *
2004 yılında genel kurmay başkanı kimdi diye bir araştırdığımda...
Karşıma şu tablo çıktı:
2002-2006: Hilmi Özkök...
2006-2008: Yaşar Büyükanıt...
2008-2010: İlker Başbuğ...
* * *
Yani Ege’deki adalarımız Yunanistan tarafından işgal edildiğinde...
(İki yıl öncesinde ve iki yıl sonrasında)...
Hilmi Bey genel kurmay başkanı...
Yaşar Bey daha sonraki genel kurmay başkanı...
İlker Bey iki dönem sonraki genel kurmay başkanı...
* * *
2004 yılının başka ne özellikleri var?...
* * *
Birincisi:
Balyoz ve Ergenekon davaları henüz başlamamış...
Yani...
Kimse vatansever subaylar içerideyken...
Yunanistan bizi gafil avladı...
DİYEMEZ...
* * *
İkincisi:
AK Parti henüz birbuçuk ila ikibuçuk yıllık iktidar...
Ve kendi deyimleriyle...
İktidar olmuşlar...
Ama muktedir olamamışlar...
Hala Türkiye’de Ordu muktedir...
Ve AK Parti’nin üzerinde...
Ordu’nun baskısı görünür ve etkili...
O kadar ki...
2007 yılında...
AK Parti’ye kapatma davası açılabiliyor...
* * *
Üçüncüsü:
TSK’nın İç Hizmetler Kanunu...
Hala yürürlükte...
Yani...
Hükümet pasif, gafil (veya her ne derseniz deyin)...
Bir tutum içindeyse bile...
TSK’nın...
Durumdan vazife çıkarıp Yunan işgal girişimine karşı mukavemet etme...
YETKİ...
Ve...
SORUMLULUĞU var...
* * *
Konferans bitip de...
Soru cevap sırası geldiğinde...
Kafamdaki tüm bu çılgın soruları...
Çelişkileri...
Sayın Yalım’la paylaştım...
Ve cevaplarını aldım...
* * *
Cevaplar ne diye merak mı ediyorsunuz?
* * *
Sadece şunu söyleyeyim ki...
Dehşete kapıldım...
Kanım dondu...
Gözlerim doldu...
İçimde ülkemin geleceğine dair kalan son umut kırıntıları da yok oldu...
* * *
Gözlerimin önüne...
Boynuna ilmek geçirilmiş...
Beyaz önlük giydirilmiş...
Önüne ölüm fermanı asılmış...
Elleri arkadan bağlanmış...
Sehpanın üzerine çıkarılmış...
Bir ülke geldi...
En güvenilmesi gerekenler...
Yani bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içenler...
Cellat olarak sehpaya tekme atmak üzere...
En güvenilmemesi gereken yerlerde gelecek infaz emrini bekliyor...
Emri verecekler de...
Kendileri açısından en uygun olan zamanı...
* * *
Bu yazı...
Belirli bir IQ ve vatan sevgisi seviyesi olan okuyucular için yazılmıştır...
Ve tam olarak anlaşılması için...
Güven duygusunun yerine şüphe ve merak duygularıyla...
En az birkaç kere...
Geri dönüşlerle okunması gerekir...
* * *
Ben mi?
* * *
Benim için Ege’de işgal altındaki adalar meselesi...
Artık üzerine yeni bir yazı yazılmayacak denli nettir...
Ve kapanmıştır!!!
* * *
Çünkü tuzun koktuğu...
Şüpheye yer bırakmayacak kadar açıktır!!-