Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

15Tem/180

Affet bizi Ayşa…! – Ahmet AKÇAALAN

safe_imageAffet bizi Ayşa…! – Ahmet AKÇAALAN

İşte bu hale geldik.

Nasıl anlatılır?

Ne söylenir?

Bilemedim.

Kızgınım.

Bizi, bu milleti bu hale getirenlere öfkem var.

Biz medya da olmak üzere hatalar içerisindeyiz.

Nasıl bu kadar hoşgörümüzü kaybettik?

Ne mi oldu?

Ayşa isimli Kazakistan uyruklu bir öğrenci İzmit’te özel halk otobüsüne bindi.

Yabancı uyruklu öğrenci giydiği kıyafetten dolayı bir vatandaş tarafından sözlü tacize maruz kaldı. Hatta bu zat, şoföre böyle kızlar varken kaza yaparsın diyerek, onca insanın içerisinde o üniversite öğrencisini rencide ederek gözyaşlarına boğulmasına sebep oldu.

Öğrencinin giyiminde her şey normal, askılı bir tshirt var.

Mini etek olsa ne olur?

Tam bir rezillik.

Bizi bu hale kim getirdi?

Hoşgörüyü nasıl bu kadar unuttuk?

Bu kadar kendimizi önce polis, sonra savcı, sonra hakim yapıp üstüne nasıl insanların yaşamına müdahale eder olduk?

Ey amca, kırk yıl namaz kılsan o genç kızın gözyaşlarının hakkını veremezsin.

İnsanların kalbini açıp içine mi baktın?

Biz bu hale nasıl geldik?

Geçmişi hatırlayın;

Onca insanın içerisinde o kızı rencide etmeyi İslam kuralı gibi bazıları gösterecek ya ona yanarım.

Hz. Peygamber bir hadisinde şöyle buyurur:

"Ey iman edenler! Sizden bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki kendilerinden daha iyidirler."

Bir ayet;

"Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorluyor musun?"

Nedir bu kendimizi ak pak sanıp insanlara zulüm etmek…

Biraz tarihimizi bilseler, bütün milletlere, bütün inanışlara huzur, barış ve güvenliğin sembolü olmuşuz.

Tarihimizde binlerce örneği vardır.

Türkiye’de muhafazakârlık yıllarca iktidar olmamasına rağmen görmediği zararı ne yazık ki iktidar olunca görmüştür.

Kavramlar değerini kaybetmiştir.

İhale kokan sakallar, moda kokan baş örtüler değerlerimizin içini boşalttı.

İşte tam bu noktada 2018 yılında İzmit’in merkezinde bir mahalle baskısına şahit olduk.

<INS style="FONT-SIZE: 15px; MAX-WIDTH: 100%; FONT-FAMILY: -apple-system-font; WHITE-SPACE: normal; WORD-SPACING: 0px; TEXT-TRANSFORM: none; FONT-WEIGHT: 400; COLOR: rgb(34,34,34); FONT-STYLE: normal; ORPHANS: 2; WIDOWS: 2; LETTER-SPACING: normal; BACKGROUND-COLOR: rgb(255,255,255); TEXT-INDENT: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-caps: normal; -webkit-text-stroke-width: 0px"></INS>

Çok üzgünüm.

O Ayşa isimli Kazakistan uyruklu öğrencimizle tanışmak istiyorum.

Biz aslında böyle değiliz demek istiyorum.

Bizim kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, kadına ilk seçme ve seçilme hakkını veren liderdir demek istiyorum.

Bizim geçmişimiz, İspanyol zulmünden kaçan Yahudilere kucak atmıştır demek istiyorum.

Bizim geçmişimiz, İstanbul fethinden sonra Yahudi ve Hristiyanlara özgürce yaşam hakkı vermiştir demek istiyorum.

Anadolu’da hoşgörü ve farklılıkların merkezidir demek istiyorum.

Tasavvuf felsefesemiz, hoşgörü ve ahenge dayanır demek istiyorum.

O yüzden affet bizi Ayşa demek istiyorum.

ttps://www.bugunkocaeli.com.tr/makale/1655765/ahmet-akcaalan/affet-bizi-aysa

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.