Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

26Haz/180

TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ – Prof.Dr. İbrahim ÖZTEK

TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ - Prof.Dr. İbrahim ÖZTEK

24 Haziran 2018 günü Türkiye önemli bir seçim gerçekleştirdi. İkisi bir arada olan bu seçimde Millet hem Cumhurbaşkanını, hem de Parlamento üyelerini seçti.

Erken seçim veya baskın seçim olarak isimlendirilen bu seçimde iki ayrı önemli ittifak oluşturuldu.

Birincisi Cumhur İttifakı adı altında; AK Parti (Başkanlığını Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Adalet ve Kalkınma Partisi), MHP (başkanlığını Devlet Bahçelinin yaptığı Milliyetçi Hareket Partisi) ve BBP (başkanlığını Mustafa Destici’nin yaptığı Büyük Birlik Partisi)

İkincisi Millet İttifakı adı altında; Kemal Kılıçteroğlu’nun Cumhuriyetçi Halk Partisi (CHP), Meral Akşener’in İYİ partisi, Temel Karamollaoğlu’nun Saadet Partisi (SP) ve Gültekin Uysal’ın Demokrat Partisi (DP) idi.

Eş Başkanlıklarını Pervin Buldan ve Sezai Temelli’nin yürüttüğü Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçimlere bağımsız girdi.

CHP’den Muharrem İnce ile HDP’den Selahattin Demirtaş parti başkanı olmayıp, partilerince Cumhurbaşkanlığı için aday gösterildi.

Seçimlerde iki önemli olay yaşandı. Birincisi; Meral Akşener’in MHP’yi ileri derecede oy kaybına uğratacağı düşünülürken, böyle olmadı. MHP eski oylarını muhafaza ile kilit bir parti olarak, hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü açtı. Hem de ittifakı devam ettirecek bir parti olarak AK Partinin önünü açtı. Böylece bu ikili yeni kurulacak mecliste % 53’lük bir oran sağladı.

İkinci önemli olay; Partisinin aday olarak gösterdiği ve tutuklu olan Selahattin Demirtaş, tutuklu olmakla beraber, beklenenin üstünde bir performansla barajı aşarak % 11.5 oranla partisini meclise taşıdı.

Meral Akşener’in İYİ Partisi, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili açısından Muharrem İnce’ye verdiği destekle beklenen rakamlara ulaşamadı. Fakat birkaç ay içinde tek kişilik ordu gibi verdiği savaşla partisini barajın üzerine taşıdı.

Partisinin başkanı olmayan Muharrem İnce, son derece yoğun ve tempolu mitingler düzenleme fırsatı buldu ve denilebilir ki, tek başına kazandığı % 30.8’ lik oy, kendisi ve partisinin geleceği için büyük önem taşımaktadır. Partisi ise beklenenin altında % 22.8’lik bir orana ulaştı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı için kazandığı % 52.4 ve partisinin kazandığı % 42’yi geçen oy oranları 16 yıllık iktidarlarının kazanımları sonucudur.

Sonunda bir sistem değişikliği düşünüldüğünden seçimlere katılım her zamankinden fazla oldu. Halk bilinçli hareket etti.

Bu seçimlerde AK Parti oy kaybına rağmen, MHP desteği ile çoğunluğu sağlayarak, program ve projelerini sürdürecektir.

Cumhurbaşkanını, yeni meclisimizi, partilerimizi ve demokratik bir sistem içinde hareket eden milletimizi, Türkiye’mizin aydınları olarak candan kutluyorum. Tabi bundan sonra Türkiye’yi içeride ve dışarıda bekleyen pek çok sorunlar vardır.

Bunlar; İç huzur ve emniyetin tesisi, ekonominin süratle düzeltilerek, halkın refahının sağlanması, iş ve işçi sorunları, Borçlarımız ve borçlanarak zararlarımız, üniversite mezunu milyonla gencin istikbalinin temini, uluslararası siyasette özellikle stratejik ortaklarımızın akıl almaz plan ve projelerine karşı çok daha hareketli ve çok yönlü projeler üretilmesi, sınırlarımızdaki terörden, göçmenlere ekonomimizi altüst eden olayların sonlandırılması, sürekli aldatan AB ve ABD’ ye ciddi yaklaşımlarla vaatlerini yerine getirmelerinin temini, Ege’de gözümüzün içine bakarak işgal edilen adalarımız, uyutulan Kıbrıs meselemiz, Azerbaycan ile birlikte yürüttüğümüz enerji arterlerinin gözü olanlara karşı korunması, Ortadoğu ve Hazar Havzası petro-gazının emperyal güçlere karşı korunması gibi çok önemli sorunlarımız vardır. Her şeyden önemlisi artık fabrika yapan fabrikaları kuralım. Uydurma giyecek, yiyecek içecek ithal etmeyelim. Çocuklarımıza İleri teknoloji, Ağır sanayii, yüksek fizik, müsbet ilimler, atom kuantum ve uzay teknolojisi eğitimleri verelim. Füzemizin, Tankımızın, uçağımızın ve denizaltımızın motorlarını kendimiz üretelim. Lüksten sakınalım. Din eğitimini FETO gibi organizasyonlara değil devletin eline teslim edelim.

Yeni Cumhurbaşkanımız, parti liderlerimiz ve parlamenterlerimizin yeni dönemde ve gelecekte tüm sorunların üstesinden geleceği temennisi ile sonsuz başarılar diliyorum.

Saygılarımla.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.