Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

29Ağu/170

SEVGİ EKEN SEVGİ BİÇER – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezSEVGİ EKEN SEVGİ BİÇER - Ruhittin SÖNMEZ
(Dr. Şefik Postalcıoğlu Anısına)

Dr. Şefik Postalcıoğlu’nu kaybedeli 6 sene oldu. Sevenlerinden bir grup, her sene olduğu gibi vefat yıldönümü olan 26 Ağustos’ta, bu yıl da kabri başında andı.

Kocaeli’nin yerlisi olmayan, Afyon’da doğmuş, Ankara’da büyümüş bir hekim Kocaeli’nde neden bu kadar çok sevildi? Neden O’nun ismi geçtiğinde herkes saygı ve sevgiyle rahmet dilemekte? Neden hala dostları her yıl mezarı başında O’nu özlemle anmakta?

Bu sorunun cevabı ve O’nun hayatını özetleyebilmek için bir kelime bulmamız gerekse bu “SEVGİ” olurdu.

O’nun hayatının merkezinde ve diğer her yerinde sevgi hakimdi.

Şefik Bey eşini çok sevdi. Sıkça söylediği “Efem” (Kordon boyu seyrine düştü) şarkısının içinde geçen “Ayşe” ismi yerine, sevgili eşinin adı olan “Zeynep” ismini koyarak söylerdi. Tabii bunun için şarkının bestekârı Erol Sayan’dan izin almıştı. (Büyük Bestekâr Erol Sayan, Şefik Bey’in cenazesine gelmiş ve “Şefik benim oğlum gibiydi” demişti.)

Şarkıyı okurken “Zeynep senin gönlüne düştü” kısmında eşine olan sevgisi gözlerinin ışıltısından yansır, "bekler durur bir sözün üste” mısraında O’nun tarafından sevilmenin mutluluğu ve gururu vücut diline aksederdi.

O çocuklarını çok sevdi… Onları helal lokma ile büyüttü. Evlatlarının iyi yetişmesi için fedakâr bir baba oldu.

Arkadaşlarını, dostlarını çok sevdi… Sosyal bir insandı. Çok yoğun mesleki ve sosyal hayatına rağmen ilişkilerini hep sıkı tutmaya gayret etti. İşinden gece 22-23 civarında döndüğünde bile, o saatten sonra dahi dost ziyaretlerini yapmaya çalıştı.

Mesleğini çok sevdi. İyi bir Kulak Burun Boğaz uzmanı hekim idi. İzmit’te on binlerce insana şifa dağıttı. Hastalarını çok sevdi. Mesleğini para için yapmayan, haksız kazanca tevessül etmeyen bir hekim oldu. İdari görevler de aldı. Kocaeli Devlet Hastanesi Başhekimi olarak önemli hizmetler yaptı. Tabip Odası üst kurul delegesi oldu.

Hemşerilerini sevdi. Afyonkarahisarlılar Derneği’nin kurucu başkanı oldu.

Kocaelililerin hepsini birer hemşeri gibi gördü.

Türk Milletini çok sevdi. Katıksız bir Türk Milliyetçisi idi. Oğuzhan’dan Atatürk’e kadar bütün Türk büyüklerini sevdi.

Kutsallarımızı sevdi. Milletimizin yarattığı bütün değerleri sevdi. Derviş gönüllü Dr. Şefik Bey kutsallarımıza, değerlerimize bir saldırı olduğunda adeta “kadife eldiven içinde bir çelik yumruk gibi” olurdu.

Kültürümüzü çok sevdi. Dilimizi, tarihimizi, sanatımızı, en çok da müziğimizi sevdi. O’nun bulunduğu sohbet meclislerinde şarkı veya ilahi okumadan ayrıldığımız nadirdi. Uzun yıllar Kocaeli Valiliği Kültür Müdürlüğü Türk Müziği Korosu yöneticiliğini, korist ve solistliğini yaptı.

Dinimizi çok sevdi. Şanlı Peygamberimizden günümüze kadar dinimizin doğru anlaşılmasına ve yaşanmasına katkı sağlayan herkesi sevdi. İslam ahlak ve faziletinin bir örneği idi.

Yüce Yaratanımızı sevdi. Allah inancında korku değil sevgi öncelikliydi.

Bu duygularını ve özelliklerini paylaştığı arkadaşlarıyla Kocaeli Aydınlar Ocağı bünyesinde hizmet etmeye çalıştı. Vefatı sırasında Ocağımızın Yönetim Kurulu üyesi idi. İnancını, ilkelerini ve arkadaşlarını satması mümkün olmayan; satın alınamaz, sırtınızı dayayabileceğiniz güvenilir bir dost idi.

O kadar çok sevgi ekti ki, mezar taşında yazdığı gibi, “bu dünyadan gider olduğunda” ektiklerini de biçtiğini gördük. Sevgi ekmişti, sevgi biçti. Çok sevildi.
Eşi, çocukları, arkadaşları, meslektaşları, hastaları, hemşerileri, Aydınlar Ocaklılar, Kocaelililer, hayatı bir şekilde Onunla kesişen hemen herkes tarafından sevildi. İnanıyorum ki, O’nu Allah da çok sevmiştir.

Ebediyete uğurlanışında Cami içini ve avlusunu dolduran kalabalığın sayısı ve çeşitliliği bunun bir göstergesiydi. Halen sevgi ve saygı ile anılmaya devam etmesi de.

Ben “bu dünyada nasıl yaşamalıyım?” sorusuna, “Şefik Postalcıoğlu gibi” cevabını veriyorum.

O’nun gibi eşimi, çocuklarımı, akrabalarımı, arkadaşlarımı, hemşerilerimi, Türk Milletini, kutsallarımızı, kültürümüzü ve değerlerimizi severek mutlu oluyorum. “Yaratılan her şeyi Yaratandan ötürü sevdiğimde” huzur buluyorum.

Bu sevginin sadece duygudan ibaret kalmamasını, O’nun gibi, sevdiğim kişilere, kurumlara, topluma ve inandığım değerlere faydalı olmayı ve hizmet edebilmeyi diliyorum. Güvenen ve güvenilen bir birey olabilmek istiyorum.

28.08.2017

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.