Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

17Ağu/170

DİNİ İNANÇLAR VE FAALİYETLER BEYNİN YAPISINI DEĞİŞTİREBİLİR Mİ? – Yrd.Doç.Dr. Zülfikar ÖZKAN

DİNİ İNANÇLAR VE FAALİYETLER BEYNİN YAPISINI DEĞİŞTİREBİLİR Mİ? – Yrd.Doç.Dr. Zülfikar ÖZKAN

California Üniversitesi sosyal psikoloji profesörü LyLyubomirsky, mutluluğun her insanın elinde olan % 40' lık bölümünü pozitif olarak yükseltmek ve daha mutlu bir insan olmak için 12 maddelik bir "yapılacaklar listesi" öneriyor.

Daha önce de sıraladığımız bu 12 maddeden biri manevi değerleri önemsemektir.
Acaba dini ve manevi inaçlarımız beyin yapımızı değiştirebilir mi?

Herhangi bir dini gruba ait olmak, bir şeye ait olma duygusu verir. Bu duygu kişiyi topluma bağlar. O dine mensup diğer insanlarla sağlam bir bağ kurmasını sağlar. Böylece dindar kişi kendini başkalarıyla sağlam ilişkiler kurabileceği bir ortamda bulur. Bu ortam kabullenme duygusu verir. Güçlü bir inanç kişinin hayatına anlam katabilir ve ona amaç verebilir. Bu amaca sahip kişinin bakış açısı genişler ve hayatın günlük zorluklarını daha kolay tolore edici duruma gelmiş olur ( Dalai Lama- Howard c. Cutler, Mutluluk Sanatı, İstanbul 2000, s. 258).

Böyle bir ortam kişinin beynindeki devreleri etkileyebilir mi?

Acaba dini inancı güçlü kişilerle, dini inancı olmayan insanlar aynı beyin yapısına mı sahiptirler?

Yapılan araştırmalar, dini inancı güçlü olan kişilerin, dini inancı olmayanlara oranla daha sık olarak kendilerini mutlu hissettikleri ve yaşadıkları hayattan tatmin olduklarını göstermektedir. Ayrıca araştırmalar, güçlü dini inancın canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanmaları (travmatik olayları) atlatmada yardımcı olduğunu göstermektedir ( Lama, s. 257).

Beyin dalgalarını ve beyin faaliyetlerini kaydeden EEG ve fMRI gibi tekniklerle meditatif zihin ve güçlü dinsel inanca dayalı deneyimler esnasında beyinde neler olduğunu incelemek mümkündür.

Bu konuda yapılan çalışmalara göre, meditasyon ve aşkın deneyimler halindeki beyinde şu değişiklikler gözlenmiştir (Sinan Canan- Pelin Çift, Beynin Sırları, İstanbul,2017 s. 238-244):

Meditasyon durumunda, beynin yanal kısımlarında yer alan şakak loblarında (Temporal loblar), belirgin bir faaliyet artışı olmuştur.

Meditasyon anında, beynin ön kısmında (frontal) belirgin faaliyet artışı olmuştur. Beynin bu bölgesi, dikkat, yoğunlaşma, irade, planlama, akıl yürütme, öz denetim gibi faaliyetleri yönetmektedir.

Meditasyon sırasında, beynin üst ve yan kısımlarındaki Parietal lobların faaliyeti azalmıştır. Bu loblar, duyuların algılanması ve bedenimizin farkındalığı ile ilgilidir.

Meditasyon halinde olan ikşiler. Meditasyon sırasında bedenleri ile çevrelerindeki nesnelerin sınırlarını ayırt edemez hale gelmişlerdir.

Beynin “gizli lobu” olarak da bilinen “insula” bölgesiyle, ön taraftaki prefrontal korteks alanlarında da değişimler olmaktadır. İnsula, dışarıdan bakıldığında pek görünmeyen bir beyin kabuğu bölümüdür.

Piyano dersleri almaya başlayan insanların parmaklarını kontrol eden beyin alanlarının genişlemektedir. Dolayısıyla meditatif ve aşkın deneyim yaşamaya yönelik bu tip pratiklerde, beynin özellikle insula ve prefrontal korteksinin faaliyete geçtiğini söyleyebiliriz.

Özetle, derin meditatif haller ve aşkın deneyimler beynimizdeki devreleri harekete geçirmekte ve beyindeki faaliyetleri etkilemektedir.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.