Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

24Oca/170

NİHAT GÜRER’İ DE EBEDİYETE UĞURLADIK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezNİHAT GÜRER’İ DE EBEDİYETE UĞURLADIK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Kocaeli bir ulu çınarını, Türk milliyetçileri bir bilge büyüğünü kaybetti. Ben de 36 yıldan bu yana ailecek çok yakın görüştüğüm, kendisi ile sohbetlerimden ve istişarelerimden çok şey öğrendiğim bir ağabeyimi kaybettim.

Nihat Gürer içinde bulunduğu imkân ve şartlardan daha büyük etki alanı yaratan bir insandı. Doğuştan lider vasıfları olan karizmatik, baskın karakterli bir kanaat önderiydi.

İçinde bulunduğu şartlar sebebiyle üniversiteden ayrılmak zorunda kalmıştı. Mühendislik, hukuk, tıp gibi bir konuda uzmanlık bilgilerine sahip değildi. Ancak çeşitli kaynaklardan okumak, tecrübeleri ışığında okuduklarından analiz ve sentezler yapmak suretiyle kendi kendisini yetiştirerek “aydın” sıfatını hak eden, “otodidakt” tabir edilen kişilerdendi.

Kendisi ile sohbet eden nice profesörün, önemli devlet adamlarının, tecrübeli bürokratların O’nun konuşmalarını saygıyla dinlediklerini, fikirlerini takdirle karşıladıklarına şahit oldum.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, TBMM Başkanlığı, Bakanlık, milletvekilliği, Valilik vd görevlerde bulunmuş çok önemli zatların kendisine “abi” diye hitap ettiği isimdi. Bulunduğu her mecliste sohbetin seyrini etkileyen, yönlendiren kişi olurdu.

Türkiye’nin ve Türk Dünyasının meselelerini kendine dert edinmiş bir dava ve gönül adamıydı. Hastanede kötü hastalıkla pençeleşirken, ağrılar içinde iken bile sohbetleri daima memleket meseleleri ile alakalıydı.

Stratejik düşünen, büyük meselelerin arka planını ve detaylarını görebilen bir bakış açısı vardı.

Tarihe meraklıydı. Siyasi analizlerini tarihi perspektif içinde yapardı. Belki de bunda kız kardeşi Meral Akşener ve bir kızının tarihçi olmasının bir payı vardı.

Analizlerinde yaptığı tespitleri bıkmadan usanmadan, açık ve berrak bir üslupla anlatmayı severdi. Yazma alışkanlığı edinmemişti. Ama uzun süre sohbet etme imkânına sahip olan dostlarının O’nun anlattıklarından kitap dolusu bilgiler edindiğini, yepyeni bakış açılarına yelken açtığını söyleyebilirim.

İyi bir eş, iyi bir babaydı. Üç kızını çok iyi yetiştirdi. Banu ilahiyatçı, Nihal tarihçi ve Hilal işletmeci olmuştu. Kızlarıyla hep gurur duyardı. Kardeşi Meral Akşener’in yetişmesinde ve siyasetteki başarısında payı çok büyüktü.

Nihat Gürer Kocaeli’de her siyasi görüşteki insanlarla diyalog kurmuş, her kanattan insanların sevgi ve saygısını kazanmış bir müstesna insandı. Cenaze namazına iştirak eden müthiş kalabalık içinde elbette ülkücüler çoğunluktaydı. Çünkü O ülkücü hareketin önemli isimlerindendi. 1980 öncesinin MHP Kocaeli İl Başkanlığını yapmıştı. Ama diğer partilere mensup dostlarının sayısı da hayli fazlaydı.

Arkasında yeri doldurulması güç büyük bir boşluk bırakarak gitti.

Hayatını çok verimli yaşadı. Çok önemli sosyal işler yaptı. Hepsinden önemlisi gönüller kazandı, dostlar biriktirdi.

Arif Nihat Asya’nın deyimiyle O’nun ömrünün “boyu” pek uzun olan olmasa da, “eni” çok fazla oldu.

O’nu kaybedince içimde hissettiğim sadece yoğun bir acıdan ibaret değildi. Asıl hissettiğim her daim güvendiğim, dayandığım, danıştığım, sevdiğim, saydığım bir büyüğümün bıraktığı derin boşluk duygusudur.

****************************************

NİHAT GÜRER VE KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI

Nihat Gürer 1980 öncesi MHP Kocaeli İl Başkanı ve Petkim’de çalıştığı yıllarda etkili bir işçi lideriydi. 1980 İhtilali olunca siyasi partiler kapanmış, siyaset kanalları tıkanmıştı. Siyasi yasaklar gelmişti. MHP yöneticileri ve Ülkücü camia yargılamalar, mahkûmiyetler, işkencelerle ağır bedeller ödemekteydi.

Nihat Gürer ve çevresindeki bir avuç idealist insan "her dönemde vatan için, millet için yapacak bir şey vardır" düşüncesiyle arayışa girdiler.

Kocaeli’nin sosyal ve fikir hayatında etkili olabilecek bir sivil organizasyon oluşturmaya çalıştılar. Özü itibariyle Türk milliyetçisi olan dört eğilimden seçkin insanları bir araya getirdiler. Başından beri benim de içinde bulunduğum bu çalışma sonucu 1985 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı kuruldu. Ocağın kuruluşunda emeği geçenlerin öncüsü Nihat Gürer’di.

Kocaeli Aydınlar Ocağı bugüne kadar yaptığı hizmetlerle, sadece Kocaeli'nin en önemli STK'larından biri olmakla kalmadı, Türkiye'deki Aydınlar Ocakları arasında çok itibarlı bir yer edindi. Ocağımız O’nun ve diğer başkanlarımızın yönetiminde geniş ufuklu düşünen, stratejik hedeflere uygun faaliyetlerin yapıldığı bir STK oldu.

Ben de çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra yaklaşık 6 yıldır Başkanlık görevini yapmanın hazzını ve gururunu yaşıyorum.

Nihat Gürer görev yaptığım dönemde de İlim İstişare Kurulu Başkanımız oldu. Her zaman bana ve arkadaşlarıma moral ve tecrübe desteği verdi. Sağlığının elverdiği bütün toplantılarımıza katıldı.

O’nu bir Aydınlar Ocağı mensubu olarak da hep şükranla anacağım.

**********************************************

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN

Nihat Gürer’in cenaze törenine katılanların Fevziye Camisinin üç katı ile avlusuna sığmayacak kadar çokluğu, çeşitliliği, farklı kesimlerden insanların sevgi ve saygı yoğunluğunu görünce bu atasözünü hatırladım.

Bir ömür nasıl yaşadığınızın özeti cenaze töreninizdeki görünümde gizlidir.

Cami ve mezarlıkta ülkücü camia, uzun yıllar çalıştığı Petkim’den arkadaşları, İzmit Ticaret Odası Başkanı olarak, Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı ve üyesi olarak, siyasetçi ve sendikacı olarak bir şekilde temasta bulunduğu çok renkli bir çevrenin yansımasını gördüm.

Hayatının bir döneminde münasebette bulunduğu kişilerle teması kesmemeye özen gösterirdi. Sigortacılık bürosu adeta bir ziyaret mekânı idi. Dostlarının bazılarını her hafta, bazılarını ayda bir telefonla aramış olması muhteşem bir özelliğiydi.

Bu yüzden sadece yakın illerden değil, çok uzak illerden bile cenazeye katılmak için gelen dostlarıyla karşılaştım.

İyi ki, bu dünyaya bir Nihat Gürer gelmişti ve iyi ki ben O’nun dostu olma şerefine nail olabildim.

************************************************

AVUKAT SELİM SELAMİ ÇAKICI

Hayatımda çok önemli yeri olan iki değerli ağabeyimi iki hafta içinde kaybettim. Önceki hafta, yanında Avukatlık stajını da yaptığım, Kocaeli’nin en tanınmış avukatlarından S. Selami Çakıcı ağabeyi ebediyete uğurladık.

Yanında 50 stajyer avukat yetiştirmişti. Kültürlü, fevkalade insani özellikleri, derin hukuk bilgisini meslektaşları ile paylaşmadaki cömertliği ile sevdiğim, saydığım, kendisine çok şey borçlu olduğum bir beyefendi insandı.

O da 1980 öncesi memleketinde MHP ilçe başkanlığı yapmıştı. Aldığı ölüm tehditleri sebebiyle İzmit’e gelmişti. Geldiğinde Nihat Gürer’in kendisine yaptığı yardımları ve dostluklarını unutamazdı. “Nihat Bey çok akıllı ve stratejik düşünen bir adamdır” diye takdirle bahsederdi. Bir dönem ANAP’ta siyaset yaptı.

Sık sık ziyaret ederek sohbet etmekten zevk aldığım ve hem de çok faydalandığım Selami Ağabey de Kocaeli Aydınlar Ocağımızın İlim İstişare Kurulu üyesi idi.

Nihat Ağabey gibi Selami Ağabey de sigara tiryakiliğinin bedelini sağlıklarından olarak ödediler. Onların bu kusurunun zararına, Onları kaybetmek suretiyle, daha çok biz sevenleri katlanmak zorunda kaldık.

Her ikisinin de cenaze törenlerindeki bereket bu dünyada boşa yaşamadıklarının, “Baki kalan kubbede bir hoş seda” bıraktıklarının göstergesiydi.

Her iki ağabeyime de Allah rahmet eylesin. Mekânları Cennet olsun. Aydınlar Ocağı camiasına ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

23.01.2017

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.