Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

13Kas/160

SEÇİMLE GELEN… – Halil ALTIPARMAK

halil altıparmakSEÇİMLE GELEN… – Halil ALTIPARMAK

TBMM’deki pkk uzantılarının tutuklanması son derece yerindedir, hatta geç kalınmıştır.

Diyebilirim ki, eğer sorgulanacak ve yadırganacak bir durum var ise, o da, bu kişilerin bugüne kadar neden tutuklanmadıklarıdır.

Devletin olmadığı, devletin teröre teslim olduğu durumlarda, başka herhangi bir konunun öne çıkması hem doğru değildir, hem de anlamsızdır.

Eğer, sorgulanacak ise, bunların daha önceleri nasıl olup da, devlet adına muhatap alınarak pkk pazarlığı ve pkk anlaşması yapıldığı sorgulanmalıdır.

Şimdi bakın, bir tarafta devlet adına hareket eden ve devlet adına imza atan kişiler vardı. Diğer tarafta kimler vardı? Pkk adına hareket eden ve imza atan kişiler vardı. O halde, bu kişilerin pkk ile iç içe olduğu veya pkk’yı temsil edip etmediği konusunda herhangi bir tereddüde yer var mıdır?

Önemli olan, böyle bir masanın her iki tarafının da ve sorumlularının da hesap vermesidir.

Bu nedenle, bu kişilerin pkk temsilcisi olarak gururla gezmelerinin ve ülkede yaşamalarının elbette bir bedeli olmalıdır.

Ne dediler?

“pkk, öyle bir güç ki, sizi kendi kanınızda boğacak”

“pkk’nın silah bırakmasını istemeyiz, yoksa biz yaşayamayız”

Bunun gibi daha birçok sözler.

Pkk’ya doğrudan silah verirken görüntüye girmeler vs.vs.

Bu durumda, memleketin sevdalıları ekmek parasının hesabını yaparken, pkk terör temsilcileri mecliste bir etek dolusu para alacak. Hangi vicdan bunu kabul eder? 

Devletin temeli adalettir. Adalet bozuk olursa her şey bozuk olur.

Bu nedenle, adaleti bozulmuş devletler her şeyden önce, adaleti yeniden kurmanın ve dolayısıyla toplumda güven sağlamanın yoluna bakmalıdırlar.

İşte, bu kişilerin tutuklanması bu adaletin hiç olmazsa bir tarafını, bir parçasını sağlayarak, toplumda güven kazanmanın bir yolunu oluşturabilir.

Bu kişilerin ve belediye görevlilerinin tutuklanması, tek başına bir kurumun işi değildir. Yani, siyasî iktidar, bu konuyu kendisine dönük olarak değerlendirmemelidir. Çünkü, bu konu istismar edilecek bir konu değildir.

Bu konunun önemi nedeni ile, tutuklananların öyle seçim falan gibi konularla değerlendirilmesi de doğru değildir. Yani, “seçimle gelen seçimle gider” diyerek bu konuda yorum yapmak, hele hele ATATÜRK’ün kurumuna yakışmaz.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.