Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

26May/160

CUMHUR’UN BAŞKANI YOK!.. / Mustafa KÜPÇÜ

mustafa kupcuCUMHUR’UN BAŞKANI YOK!.. / Mustafa KÜPÇÜ

Yazının başlığını yanlış okumadınız! Bu ülkede CUMHUR’un BAŞKANI yani, Cumhurbaşkanı yok!

Cumhurbaşkanı, yürürlükte olan Anayasa’ya göre seçilir. Bu Anayasa üzerine Meclis’te AND içer!

Cumhurbaşkanı seçilmek için “Yüksek Öğrenim yapmış olmak” temel bir koşuldur! Şu anda “Cumhurbaşkanı” sıfatını taşıyan Erdoğan’ın “Yüksek Öğrenim diploması olmadığı” iddia ediliyor!? İlginçtir ki, kendisine yönelik en küçük siteme bile en sert üslupla yanıt veren Erdoğan, bu konuda tek söz etmiyor!?

İkincisi; Cumhurbaşkanı, üzerine yemin ettiği “Anayasa’ya uymak” la yükümlüdür! Ama o, “Ben fiilen Başkanım, Anayasa’yı bana uydurun” diyor! Böyle bir ifade; “Ben açıkça Anayasa’yı çiğniyorum.” Demektir ve bu durumda, Cumhurbaşkanı’nın “Meşruiyeti” tartışılır hale gelir!

Üçüncüsü; Anayasa Madde 104’de; “ Cumhurbaşkanı Devlet’in başıdır. Bu sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve TÜRK MİLLETİNİN BİRLİĞİNİ temsil eder.” Diyor!

Bir “Millet” içinde farklı etnik, dinsel, mezhepsel kökenden, farklı çıkar grupları vardır. Cumhurbaşkanı özellikle bu nedenle “YANSIZ” olmalıdır. Farklı çıkar ve inanç grupları arasında “BİRLİĞİ” başka nasıl sağlayabilirsiniz?

Oysa Erdoğan, açıkça; “BEN TARAFSIZ OLAMAM” diyor!

Son AKP Kurultay Müsameresi’nde, Divan Başkanı açıkça ve yüksek sesle; “Bu parti Tayyib’in Partisidir” dedi! Cumhurbaşkanı da; “Hayır, öyle şey olur mu? Bu Anayasa’ya aykırıdır.” Demedi!

Çünkü, ne AKP ne de Erdoğan, Cumhurbaşkanı’nın TARAFSIZ-YANSIZ olmasının önemini umursamıyor!

Cumhurbaşkanı; farklı inanç gruplarına, farklı mezheplere, farklı etnik kökenlere mensup vatandaşlarına, farklı ekonomik ve siyasal çıkar gruplarına “EŞİT MESAFEDE” ve “ADALETLİ” olmakla yükümlüdür!

Siyasi partiler arasında çatışma yükselirse, bu nedenle ülkede toplumsal çatışma ortamı oluşursa, bunun önüne KİM geçecektir?

Elbette ki; “Tarafsız ve yansız Cumhurbaşkanı.”

İşte, bu yüzden, özellikle henüz “Demokrasi ve hoşgörü” kültürü yeterince gelişememiş ülkelerde, Cumhurbaşkanı’nın her vatandaşına, her siyasi oluşuma karşı “TARAFSIZ, YANSIZ ve HOŞGÖRÜLÜ” olması şarttır! Aksi halde, yangına körükle gitmiş olur!

“Demokrasi kültürü” gelişmiş hiçbir ülkede Cumhurbaşkanı’nın muhalefet partilerine laf yetiştirdiği görülmemiştir, görülemez!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her gün konuşuyor ve her gün muhalefet partileri liderlerine ağır sözlerle saldırıyor!

Çünkü, “fıtratında var!”

Çünkü, onun anladığı demokrasi tanımına göre; eğer başbakan ve hele Cumhurbaşkanı isen, “İster asar ister kesersin!”

Birbirimizi aldatmayalım;

Bugün bu ülkede gerçek anlamıyla demokrasi ve Sosyal bir HUKUK Devleti yaşamıyor!

Bu ülkede YARGI’da, YÜRÜTME’de, YASAMA’da ve hatta Medya’nın büyük kesiminde “TEK ADAM HEGEMONYASI” var!

Siyaset sahnesinde ise, o tek adama boyun eğen “zincirsiz siyaset köleleri var!”

“CUMHUR’UN BAŞKANI” yok ama “AKP’NİN BAŞKANI” var!..

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.