“Cimbom” nereye? – CENGİZ ÖZDEMİR
“Cimbom” nereye? – CENGİZ ÖZDEMİR
Fenerbahçeli olmam ezeli rakibimizin yaşadıklarına kayıtsız kalmamı gerektirmiyor.
Daha bir hafta önce “Çubuklu Forma nereye” diye yazmıştım.
Şimdi ise, aynı soruyu bütün spor camiası soruyor: “Cimbom nereye?”
Bakıyorum da, sadece bu son olay da değil, kolektif oynanması gereken her oyunda sınıfta kalıyoruz.
İşimiz “teke tek” olduğunda, inanılmaz güzel örnekler ortaya koyabiliyoruz.
Ancak...
Farklılıkları zenginlik olarak görüp, birlikte iş üretilmesi gereken bir platformda sorumluluk almışsak...
İş, bir takım oyununa gelmişse...
Derede boğuluyoruz. Şöyle bakmıyorum ve bence bakmamalıyız.
Fenerbahçeli olarak, daha kötü olsunlar asla demem.
Rekabeti, ezeli ve güzel kılan, iyilerin, iyi bir mücadelesidir.
Çok çok eski arkadaşım/kardeşim A. Ahmet Güneş ile..
23 Eylül 2013 Pazartesi / A. Ahmet Güneş Makine Mühendisi. Kandıra’da Belediye karşısındaki işyerinde ticari faaliyette bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde bir akşam yemeğinde biraraya gelelim dedi.
Aydınlar Ocağı’ndan Hacca Uğurlama Toplantısı
Kocaeli Aydınlar Ocağı üye ve gönül dostları için geleneksel hale getirdiği hacı uğurlama toplantısına TBMM Meclis Başkan Vekili Dr. Meral Akşener’de katıldı.
Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Av. Ruhittin Sönmez yaptığı açılış konuşmasında Türkiye ve Dünyada ki gelişmelerle ilgili bilgi verirken mukaddes beldeleri ziyaret edecekler için hayırlı ve kolay bir hac yolculuğu diledi. Selam gönderdi.
BİR KEZ DE SPORLA İLGİLİ İKİ LAF EDELİM – Av. Tevfik KARABULUT
BİR KEZ DE SPORLA İLGİLİ İKİ LAF EDELİM – Av. Tevfik KARABULUT
Fatih Terim'in görevden alınması ile ilgili bir şeyler söylemekte yarar var.
1- Halka yukarıdan bakan ve buralar bizden sorulur,biz ne dersek o olur diyen SEÇKİNCİLERİ SEVMEM. Onun için GS taraftarı olmama rağmen GS’daki Lisecilik asabımı bozuyor.
2- İnsanların yüzüne konuşmayıp arkadan dümen çeviren insanlar makbul insan tipi değildir. Onun için Fatih Terim Florya'da futbolculara antrenman yaptırırken onu görevden aldıklarını TV’lere açıklayan GS yönetimini kınıyorum. Bu en azından saygısızlık ve ahlaksızlıktır.
3- Canını sıkma Fatih Hoca önemli olan koltuklarda değil gönüllerde yer bulmaktır. Sen bırakalım GS’yı Türk Milletinin büyük çoğunluğunun gönlünde çoktan yer buldun. Seni görevden alan Belçikalı ve arkadaşları bir müddet sonra unutulur gider.
TAKMA KAFANA HOCA
İşini Severek Yapmak – Yunus ÖZEN
İşini Severek Yapmak – Yunus ÖZEN
Bir otobüs muavininden öğrendiklerim
Vakit gece yarısına varmak üzereydi. İstanbul’dan İzmit’e doğru, otobüsün ön koltuklarından birinde seyahat ediyordum. Genç, kıpır kıpır bir muavinimiz vardı.
Genç adam, otobüs hareket eder etmez mikrofonu eline aldı, kaşla göz arasında bir anons yaptı:
-Herkese iyi yolculuklar dilerim.
Ekrem Patan’a, “Eşkiyalıktan Devlet Adamlığına KANDIRALI MEHMET PAŞA” kitabı
Kudret Turizmin sahibi Ekrem Patan’a, “Eşkiyalıktan Devlet Adamlığına KANDIRALI MEHMET PAŞA” kitabı takdim edildi.
Türk Dil Bayramı’nın 81’inci yıldönümünü kutluyoruz
Türk Dil Kurultayı’nın 81’inci yılında, Türk dilinin korunması, geliştirilmesi, gelecek nesillere aktarılmasında herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Geleceğimiz olan Türkçenin hak ettiği saygınlığı kazanması için başta ülkeyi idare edenler olmak üzere herkesin seferber olması gerekmektedir.
Gönül dostlarımın Türk Dil Bayramı’nın 81’inci yıldönümünü kutluyorum.
Ağıt – Doç. Dr. Tarık Özcan
Ağıt - Doç. Dr. Tarık Özcan
Baskilli kadınlara
Belki de son çaylarını yudumlar demlenmiş acıdan,
Hüznün soluduğu havayı teneffüs eden kadınlar.
Bir Almanya gurbetini bırakmış ardında.
Avluda öleni ölümden geri istemekle meşgul.
Ey hüznün ovadan kopardığı rüzgâr.
Elinde gürgen ağacından yapılmış sabrın doksan dokuz yüzlü tesbihi,
Ölüm, kalbimizdeki acıyı kanaviçe gibi durmaksızın işler,
Korkuyorum, acının yürüdüğü yollar çetindir.
Korkuyorum, hayatın şarkısı hep eksiktir.
Ağzında sükûtun duvarını yıkan kanlı isyan,
Ve bir çığlık gibi ovanın nabzına serpilen nar şerbeti.
Tahta atın göğsüne inen bu yumruk kimin ?
Hangi dil anlatır böylesine bir acıyı ?
Hüznün hıncını saçlarından çıkaran kadınlar,
Acının göğsünden kırmızı gül derlerken,
Sokağın sıkıntısını yakaladığımız bu akşam vakti,
Anladım, çaresi yok; bu oyun, ölümün şah oyunu.
“ALLAH’IN HER GÜNÜ HAYIRLIDIR. Çarşambanız gönlünce geçsin. Huzur ve güzellikler dolu bir gün dilerim DOSTLAR.”
Manisa’dan Mehmed Veysi Dörtbudak kardeşimiz bu sabahki mesajında;
“ALLAH'IN HER GÜNÜ HAYIRLIDIR. Çarşambanız gönlünce geçsin. Huzur ve güzelliklerle dolu bir gün dilerim DOSTLAR.” demiş..
Amin.. Hepimiz için amin sevgili Mehmet başkanım..
BİR İNSANIN ANAVATANI ÇOCUKLUĞUDUR – Doğan Cüceloğlu
BİR İNSANIN ANAVATANI ÇOCUKLUĞUDUR - Doğan Cüceloğlu
Bir gün seminere başlamadan önce kısa boylu güler yüzlü birisi geldi, "Hocam elinizi öpmek istiyorum" dedi. Ben el öptürmekten pek hoşlanmadığım için, yanaktan öpüştük. Aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- Hayrola, neden elimi öpmek istedin?
- Hocam, üç yıl önce sizin bir seminerinize katıldım. Hayatım değişti. O seminerden sonra daha mutlu bir ailem var ve size teşekkür etmek istiyorum; onun için elinizi öpmek istedim.
- Ne oldu, nasıl oldu?
- Üç yıl önce şirketimizin organize ettiği iki günlük bir seminerde bizimle beraberdiniz. O seminerin bitişine doğru dediniz ki, “Bir insanın anavatanı çocukluğudur. Çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur. Bir annenin, bir babanın en önemli görevi, çocuklarının çocukluğunu doya doya yaşamasına imkan sağlamaktır.”
Bir süre sustu, bir şey hatırlamak ister gibi düşündü, sonra konuşmaya devam etti:
- Hatta daha da ilerisini söylediniz; dediniz ki, “Bir ulusun en önemli görevi çocuklarının çocukluğunu doya doya yaşamasına olanaklar yaratmaktır.” Ben bir baba olarak sizi duyduğum zaman kendi kendime düşündüm: Ben bir baba olarak çocuğumun çocukluğunu doya doya yaşamasına fırsatlar yaratıyor muyum? Böyle bir sorunun o zamana kadar hiç aklıma gelmediğini fark ettim. "Ben ne yapıyorum" diye düşündüm. Benim yaptığım sanırım birçok babanın yaptığının aynısıydı. Dokuz yaşındaki oğlum ben işten eve gelince beni görmemeye, benden kaçmaya çalışıyordu. Neden kaçmaya çalışıyordu, biliyor musunuz, Hocam?
Ortakların şirketten olan alacaklarını sermayeye eklemeleri mümkün müdür ve mümkün ise işlem nasıl yapılacaktır? – Ekrem ÖNCÜ
Ortakların şirketten olan alacaklarını sermayeye eklemeleri mümkün müdür ve mümkün ise işlem nasıl yapılacaktır? – Ekrem ÖNCÜ
Bilindiği üzere Yeni TTK’nın 127’nci maddesi sermaye koyma borcunu düzenlemektedir. Sermaye koymaktan kasıt ise, yeni kurulan şirketlere sermaye konulması ile mevcut şirketlerin sermaye artırımı suretiyle sermayelerini yükseltmeleridir. Yeni kurulmayan yani mevcut şirketlerde ise sermaye artırımı iç kaynaklardan sermaye artırımı şeklinde olabileceği gibi taahhüt yoluyla sermaye artırımı şeklinde de olabilecektir. Bu yazımızda ortakların şirketten olan alacaklarını almayıp sermaye olarak şirkete koymak istemeleri halinde nasıl işlem yapılması gerekeceği konusu tartışılacaktır.
TTK’nın 127’nci maddesine göre; (1) Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak;
a) Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,
b) Fikrî mülkiyet hakları,
c) Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz,
d) Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları,
e) Kişisel emek,
f) Ticari itibar,
g) Ticari işletmeler,
h) Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler,
i) Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar,
j) Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer, konabilir.
Kandıra Selimköy Çavuşlar Camii
15 Eylül 2013 Pazar / Beraber çalıştığımız Ahmet Acar’ın ailesi Kandıra Selimköy’de yaşıyor.
Yahudi Kürdistan Devleti (!) – YAŞAR KİRAZ
Yahudi Kürdistan Devleti (!) - YAŞAR KİRAZ
Sevr Antlaşması’nın 62.ve 64.maddelerine göre ise İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak, bir yıl sonra Kürtler dilerse Birleşmiş Milletler’e başvurup bağımsız bir devlet olma talebinde bulunabileceklerdi. 1912 yılında ABD başkanı Wilson, Wilson ilkelerinde Türkiye sınırları içerisinde Ermenistan ve Kürdistan kurulmasını salık veriyordu. Sevr hortlatılmak isteniyor…!
Lozan’da Lord Curzon, “Şimdi bu masada verdiklerimizi yakında ekonomik zorluklar içine düştüğünüzde bir bir geri alacağız” diyordu. Ülkemizin düştüğü borç batağı, yaşadığımız ekonomik kriz, milletimizin düştüğü psikolojik buhranlar ve oluşturulan sanal gündemlerle milletimiz daha zor günlerin kendisini beklediğini maalesef algılayamamaktadır.
***
Aile büyüğümüz Ersin Baykara’nın bahçesinde
22 Eylül 2013 Pazar / Pazar günü akşam üzeri önce Kuruçeşme’ye uğrayıp Ersin abimin kasabından mangallık etlerimizi aldık. Çenesuyundaki fırından özel Trabzon ekmeği ve herzamanki marketten kavun alındı. Hesapları ailenin en küçüğü Çelikord emeklisi Sabahattin kardeşimiz ödedi.
Ersin ağabeyin eşi sevgili yengemiz Ayşe hanım suratsızlık yapmadan güler yüzle bizi karşıladı. Güzel hazırlanan sofrada afiyetle karnımızı doyurduk.
Ersin ağabeyin tedarik ettiği bir cuval taze mısırı paylaştık. Közde hazırlananları da yemeği ihmal etmedik.
Verdiği niğmetler, kardeşler, eş ve akrabalar için Rabbime nihayetsiz şükürler olsun..
Ana dilde eğitimin demokratikleşmeyle ilgisi yoktur – HASAN CELAL GÜZEL
Ana dilde eğitimin demokratikleşmeyle ilgisi yoktur - HASAN CELAL GÜZEL
Ana dilde eğitimin demokratikleşmeyle ilgisi yoktur-HASAN CELAL GÜZEL-Sabah - 22 Eylül 2013 http://www.sabah.com.tr/Yazarlar...
Sevgili okuyucular, biliyorum siz de bu 'ana dilde eğitim' tartışmalarından sıkıldınız. Belki de içinizden 'Yahu buna neden karşı çıkıyorsunuz, yapalım gitsin!...' diyenleriniz vardır.
Evvelâ, şu hususun altını çizerek belirtelim ki, ana dilde eğitimin demokratikleşmeyle hiçbir ilgisi yoktur. Eğitim dili olmayan ve çok çeşitli lehçelerin bulunduğu demokratik ülkelerde ana dilde eğitim yapılmamıştır.
Bunun en tipik misâli, demokratik rejimle idare edilen Hindistan'dır.
***
Efendim, bugün sizlere ayniyle vâkî bir olay anlatacağım.
2010 yılında Kuzey Irak Kürt Yönetimi'nden üst seviyede bir heyet, ABD'de yaşayan dünyanın en ünlü dilbilimcisine giderler ve üniversitede eğitim dili olarak kullanabilmek üzere Kürtçe'nin (Soranice) geliştirilmesi için 20 milyon dolar teklif ederler. Dilbilimci, heyetten iki gün izin ister. Süre dolduğunda, konuyu incelediğini, ancak dört edebî eserin bile verilmediği bir dilin eğitim dili olarak kullanılamayacağını söyleyerek heyetin bu çok câzip teklifini reddeder.
Hâlen Kuzey Irak'taki üniversitelerde ana dil kullanılamamakta ve İngilizce eğitim yapılmaktadır.
Türkan Ersoy’a, “BİR ZAMANLAR KANDIRA Anılar – Anlatılar” kitabı
Kocaeli SMMMO Kandıra Temsilcisi Türkan Ersoy’a, “BİR ZAMANLAR KANDIRA Anılar – Anlatılar” kitabı takdim edildi.