Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
7Oca/210

Yeni Yıla Girerken “2021” – Ali COŞKUN

ali coşkunYeni Yıla Girerken “2021” - Ali COŞKUN 58. ve 59. Hükümetler Sanayi ve Ticaret Bakanı

2020 hüzünlü yıl geride kaldı. Aslında değişen sadece takvim yaprakları. İnsan toplulukları ise yaşama biçimlerine bağlı olarak (COVID-19) Koronavirüsle zor bir imtihan vermekte. Salgın küresel ve ulusal ekonomileri, sosyal ve kültürel değerleri tehdit ve tahrip etmekte.

2020 yılı Koronavirüs salgınının verdiği sıkıntılar başta olmak üzere; depremler, ölümler, sınırlarımızda süregelen sıcak çatışmalar, şehitlerimizin acıları, Ege ve Akdeniz’de karşılaştığımız uluslararası haksızlıkların oluşturduğu dış politikada beliren olumsuzluklar, eğitim hayatımızda yaşanan zorluklar, iş dünyamızın ve ekonomimizin karşılaştığı dar boğazlar velhasıl halkımızı bezdiren bunalımlarla anılacak 2020 zorlu bir yıl oldu.

Gerçek şu ki yarınki Dünya düzenimiz yaşadığımızdan farklı olacak; adeta yeni bir çağ açılıyor. Hayatımızın her safhasında dijital dönüşüm gerçeği ile karşı karşıyayız.

İnsanlar adeta sanallaşıyor, başta aile kavramları olmak üzere sosyal hayat zayıflıyor, selamlaşmayı, sevgiyi, sevmeyi unuttuk; bizi millet yapan öz değerlerimiz, kültürümüz her yönüyle yozlaşmasıyla karşı karşıya.

21Şub/190

GÜNÜMÜZ VE GELECEĞİMİZ . . ! – Ali COŞKUN

94770051GÜNÜMÜZ VE GELECEĞİMİZ . . ! – Ali COŞKUN (58. VE 59. HÜKÜMETLER SANAYİ VE TİCARET BAKANI)

2018 yılında oldukça hareketli günler yaşadık. Bugünkü yazımda ekonomimizi yakından ilgilendiren üç konuyu paylaşmak istiyorum.

Birincisi; Ekonomimizin son aylarda sürüklendiği darboğazlar; Cumhurbaşkanımızın belirttikleri doğrultuda gelişmelerin arka planında ülkemizi siyasi ve bölgesel sorunlar karşısında zora sokmak için bir üst aklın, dış güçlerin olduğu ayan beyan ortada.

Ne var ki; Birçok ünlü ekonomist yeni bir Global krizin olabileceği görüşlerini ileri sürerek ülkemizin bu krizden en fazla etkilenecek ülkeler arasında olduğunu belirtmektedirler.

Bu görüşe kaynak olarak; Borç yükümüz: ( Kamu: 140.9 , Özel sektör: 325.1 Toplam 466 Milyar $) Bütçe açığı, Cari açık, Döviz Rezervimiz, İşsizlik ( Ağustos 2018: Açıklanan %11.1 Gerçek işsizlik : 16.6) Büyüme, Yüksek faiz ( % 28 - % 37 ), Yüksek enflasyon ( % 25,24), Tasarruf oranındaki gerileme, piyasalardaki durgunluk ve darboğazlar vb. ekonomik göstergeler üzerinde durulmaktadır.

Gerçek olan, güven ortamının sarsılmasıyla parasal politikaların öne çıktığı ekonomimiz; faiz-döviz-borsa üçgenine sürüklenme eğilimindedir.

Bu tablo karşısında kırılgan durumda olan ekonomimiz üzerine kurgulanan oyunların önlenmesi doğrultusunda tuzağa düşmeden, kötü niyetli girişimlere fırsat vermeden hükümetçe gerekli önlemlerin zamanında alınması ve ilgili kuruluşlarca da milli bir anlayışla desteklemesi yerinde olmuştur.

Yıllardır uygulanan ancak sonuçları tutturulamayan üç yılık OVP Orta Vadeli Programın yerine yeni bir anlayışla “Büyümede Denge Tasarrufta Seferberlik” başlığı ile ve sunulan aşağıda özeti verilen YEP Yeni Ekonomik Programın gerçeklere yakın kabul edile bilinir değerlerle uygulanmaya konulması, inandırıcı olmakla birlikte unutmayalım ki sonuç uygulamamızdaki başarıya bağlıdır.