Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
8Şub/190

Gidenlerin Ardından – İdris TÜRKTEN

Gidenlerin Ardından – İdris TÜRKTEN

(Bana İbrahim Gencer'i tek bir cümleyle anlat deseler, söyleyeceklerim şunlar olurdu: "Nereye adam gibi adam arıyorsanız, İbrahim Gencer gibi birisini bulun.")

Bir söz vardır çok beğenirim: "Ulu çamlar, fırtınalı vadilerde yetişirler." Sözü söyleyen güzel söylemiş ama son yıllarda sevdiğimiz güzel insanları da nedense, fırtınalı kış aylarında birer birer ahrete yolcu ediyoruz.

İki yıl evvel 21 Ocak 2017 günü yitirdiğimiz Nihat Ağabey'i(Nihat Gürer) vefat yıldönümünde anmak için hazırlık yapıyorduk ki, iki yıl sonra aynı gün internet'e Eski Bahçecik Belediye Başkanı İbrahim Gencer'in ölüm haberi düştü.

2Oca/190

Kandıra–Kandıralı / İdris TÜRKTEN

Kandıra - Kandıralı – İdris TÜRKTEN

Türkiye de bu kadar az nüfusa sahip hiçbir ilçe yoktur ki, içinden çıkardığı tarihi ve değerli şahsiyetleriyle tanınıp bilinsin. Üstelik bu ilçe öyle anayol güzergâhında veya merkezi bir mevkide de değil. Bağlı bulunduğu şehre giden tek yolu, tabir caizse adeta yılan eğrisi olmasına rağmen ilçenin yaşayan insanları ne yollarının bakımsızlığından, bozukluğundan ne de şehre uzaklığından asla şikâyetçi değil, aksine ilçeleriyle gurur duyan sakin, çalışkan ve kanaatkâr insanlar.

30Oca/170

Bu Diyardan Bir Nihat Gürer Geçti! – İdris TÜRKTEN

Bu Diyardan Bir Nihat Gürer Geçti! – İdris TÜRKTEN

Şu bir gerçek ki, her ölüm erken ve zamansız bir göçüştür. Göçen insanlar yaş itibariyle ne kadar yaşlı olurlarsa olsunlar, çevresindekilerin hala onlardan beklentileri varsa, bu daha da bariz şekilde göze çarpar. Artık dünyanın sizler için ne kadar beyhude olduğunu düşünmeğe başlar, ne tarafa baksanız etrafınızda bir boşluk hissedersiniz, kolunuz kanadınız kırılır, kendinizi manevi bir boşluğun içinde sanırsınız.

İşte Nihat ağabey'in aramızdan zamansız ayrılışı kendisini sevenlerin dünyasında böyle bir boşluk uyandırdı.

Kendisini ve ailesini ne zaman hatırlayacak olsam, gençlik yıllarımda okuduğum ve bana ülkücülüğe ilk adımımı attıran Emine Işınsu Öksüz Hanımefendinin yazdığı "Azap Toprakları" adlı kitap aklıma gelir. Dedelerinin Rumeli'den hazin göç hikâyesini anlatırken, sanki Azap Toprakları'ndaki olayları bire bir onlar yaşamışlardı.

Aramızdaki 42 yıllık ağabey-kardeşlik hukuku, 1975 yılının sıcak temmuz ayında başlar. Petkim Kauçuk Fabrikasına iş başı yaptığımda siyasi görüşümü öğrenen arkadaşlardan birisi: "Komando Nihat'ı tanıyor musun" diye sordu. Çok merak ettim kendisini kauçuk fabrikasının BDX ünitesinde çalışıyormuş. En kısa zamanda tanışmamız gerçekleşti. Anadolu'nun küçük bir şehrinden gelip Kocaeli gibi bir yerde Nihat ağabeyle karşılaşmak, benim için büyük bir moral ve güven kaynağı olmuştu. O unutturmuştu bana gurbetteki yalnızlığımı.