Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
12Tem/200

13 – 18 Temmuz 1995 Srebrenitza Katliamı – Oğuz ÇETİNOĞLU

oğuz çetinoğlu 2

13 – 18 Temmuz 1995 Srebrenitza Katliamı - Oğuz ÇETİNOĞLU

Temmuz 1995’de Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusu, Krivaya 95 Harekatı’nın bir parçası olarak Srebrenitsa’yı işgal etmiştir. Yaşanan bu olay bir işgal olarak kalmamış bir katliama dönüşmüş, Bosna – Hersek’in Srebrenitsa şehrinde genç yaşlı demeden on bine yakın insan vahşiyâne bir şekilde katledilmiştir. Bunlardan ancak 8372 kişinin cesedi parçalanmış vaziyette bulunabilmiştir. Srebrenitsa olayı, İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa’da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırımdır.

1992 yılında Sırplar Yugoslav halklarına katliam uygulamaya başladı. Olaya müdahil olmak isteyen Birleşmiş Milletler 6 bölgeyi güvenli sahâ ilân etti. Bu bölgelerden biri de Srebrenitsa’dır. Savaştan önce 24.000 nüfusu olan bu şehir mülteciler ve dışarıdan şehre sığınan insanlarla birlikte 60.000 nüfusa ulaşmıştı. Nüfusun artmasıyla şehir, hastalıklarla, açlıkla mücadele etmeye çalışan bir toplama kampı hâline gelmişti. Şehirdekilerin, kendilerini korumak için edindikleri silahlar da Birleşmiş Milletler güçleri tarafından güvenlik gerekçesiyle toplanmıştı.

Sırp devlet Başkanı Radovan Karadziç’in emriyle, Ratko Mladiç komutasındaki Sırp askerlerinin şehre saldırıları dayanılmaz hâl alınca, kamptaki insanlar silahlarının geri verilmesini istedi. Kampın Hollandalı komutanı bu isteği kabul etmedi. Bununla da yetinilmedi, Hollandalı askerler Bosna’daki BM Barış Gücü Komutanı Fransız generalden aldıkları emirle bir gece yarısı şehirden ayrıldı ve kamptaki 25.000 mülteci ile birlikte şehir, Sırplara teslim edildi.

Şehirdeki katliam 5 gün boyunca gece-gündüz devam etti. Katledilenlerin kimliklerinin belli olmaması için cesetler yakıldı ve toplu mezarlara gömüldü. İnsanlığın yüz karası olan bu katliama, Avrupa ülkeleri gizli destek verdi.

31Ara/170

“Yeni Yıl” – Oğuz ÇETİNOĞLU

“Yeni Yıl” - Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar Oğuz ÇETİNOĞLU ağabey 31.12.2016 tarihli  ve “Yeni Yıl” başlıklı http://www.akcakocakulturplatformu.org/yazi/167/yeni-yil  yazısının son bölümünde aşağıdaki duada bulundu. Birkaç kelimesinde değişiklik yaparak “Amin” demeniz ricası ile bilgilerinize tekrar sunulmuştur.

Anadolu’da insanlarımız gerektiğinde topluca yağmur duasına çıkarlar. Bâzıları şemsiyesini de yanında götürür. Dualarının kabul edileceğinden emindirler.

Bizler de dualarımızın kabul edileceğinden emin olarak başlayalım:

Bizleri terör belâsından kurtar Allah’ım.

Asırlar boyunca İ’lâ-yi Kelime-t’ullah için kanlarını sebil gibi akıtan, canlarını seve seve veren bu aziz milletin insanlarını mahallî ve beynelmilel terörün zâlim pençesinden kurtar Ya Rabb’im!

Allah’ım, bizlere her şeyi Senin emirlerine, Peygamber Efendimizin tavsiyelerine uygun olarak usulünce yapan ve adaletle hükmeden yöneticiler ihsan eyle.

Ya Rabbi! Sen sâhipsizlerin sâhibisin., bizlere sâhip ol Ya Rabbi!

18Mar/170

AV. YAŞAR TOPCU İLE ANAYASA REFERANDUMUNU KONUŞTUK

AV. YAŞAR TOPCU İLE ANAYASA REFERANDUMUNU KONUŞTUK

Oğuz Çetinoğlu: ‘Anayasa’ kavramı hakkındaki genel değerlendirmenizle röportaja başlayabilir miyiz?

Av. Yaşar Topcu: Anayasalar, esas itibâriyle devletin temel yapısını, bu yapının işleyişini (yönetim biçimini), devlet yapısındaki birimlerin biri birleriyle ilişkilerini ve vatandaşların doğuştan sâhip oldukları, vazgeçilmez, devredilmez hak ve hürriyetlerini teminat altına alan millî mutabakat belgeleridir. 

İnsanlığın bilinen binlerce yıllık târihi dikkate alındığında, anayasalar; bu târifteki nitelikleriyle yakın dönemde ortaya çıkmıştır. Bir devletin demokratik niteliklerinin varlığı, seviyesi ve ağırlığı bu belgelerle ve uygulamalarla tâyin edilir.

31Ağu/160

KÜLTÜR EMPERYALİZMİ – OĞUZ ÇETİNOĞLU

   KÜLTÜR EMPERYALİZMİ - OĞUZ ÇETİNOĞLU oguzcetinoglu@gmail.com

Dünya ve insanoğlu yaratıldığından beri, güçlü olan herkes ve her millet, kendisinden daha az  güçlü olanları kontrol altında tutmak istemiştir. Bu isteğe eskiden kaba kuvvetle, silah gücüyle  ulaşılıyordu. Günümüzde zekâsını kullanarak gizlice yapanlar olduğu gibi, eski metodu tercih  edenlere de rastlanmaktadır.

27May/150

İNSAN HAYATI – Oğuz ÇETİNOĞLU

İNSAN HAYATI - Oğuz ÇETİNOĞLU ocetinoglu1@gmail.com

SOHBET

Fazlaca bir değeri olmayan mumun ömrü kısadır. Bir müddet yanar, sonra da söner.

İnsan ömrü de kısadır. Bir müddet yaşar, sonra Emr-i Hakk vâki olur, ebedî âleme intikal eder.

Evet! Üzerinde yaşadığımız dünyanın yaşı göz önünde bulundurulursa, insan ömrü çok kısadır. Ezanla namaz arasındaki zaman dilimi kadardır.

Sorulabilir: O kadar da kısa olabilir mi?

Evet! O kadar kısa.

Bakınız nasıl: Örfünüzde, âdetimizde, çocuk doğunca kulağına ezan okunur. Bu ezanın namazı yoktur. Ömrünü tamamlayınca cenaze namazı kılınır. Bu namazın da, ezanı yoktur. Cenâze namazından önce okunan, adı üstünde: Salâ’dır.

Ezan ile namaz arasındaki ömrünü, değer yaratarak yaşayabilen insanlar değerlidir.

3May/150

OĞUZ ÇETİNOĞLU ağabeyin 3 Mayıs TÜRKÇÜLER GÜNÜ TEBRİĞİ

OĞUZ ÇETİNOĞLU ağabeyin 3 Mayıs ‘Türk Milliyetçileri Günü’ mesajı

Yanlış bir isimlendirme ile ‘Irkçılık – Turancılık Dâvâsı’ olarak anılan duruşmaların ikincisi, 3 Mayıs 1944 tarihinde yapılmıştı. Dâvâ, aslında, ‘Türk Milliyetçilerini sindirme – ezme maksadı’ ile açılmıştı. Fakat duruşmadan sonra Türk Milliyetçilerinin sindirilemeyeceği, asla ezilemeyeceği muhteşem bir şahlanışla cihana ilan edildi.

Bu şahlanışı kutlamak maksadıyla 1945 yılından sonra 3 Mayıs günleri, ‘Türkçülük Günü’ olarak değerlendirildi.

1992 yılında, Cennetmekân Başbuğ Alparslan Türkeş, ‘Türkçülük’ kelimesinin ‘ırkçılık’ kavramını çağrıştırdığı gerekçesiyle, ‘Milliyetçiler Günü’ isimlendirmesinin daha doğru olacağını belirttiler.

Değerli dostlarımızın bir kısmı, her milletin milliyetçisi olduğunu ileri sürerek bu tavsiyeye sıcak bakmıyorlar. Haklıdırlar.

23Tem/142

KADİR GECESİ – Oğuz ÇETİNOĞLU

KADİR GECESİ – Oğuz ÇETİNOĞLU

23 Temmuz 2014 Çarşamba gününü, 24 Temmuz Perşembe gününe bağlayan gece Kadir Gecesi’dir.

Kadir; lügatte, hüküm ve kaza; şeref ve azamet; güç yetirmek anlamını taşır. Kur’an-ı Kerim’de 7 âyette ‘kaadir’, 5 âyette de çoğul şekli olan ‘kadirûn / kadirîn’, 45 âyette ‘kadir’, 3 âyette ‘muktedir’, 1 âyette de çoğul şekli olan ‘muktedirûn’ kelimeleri, Cenab-ı Allah’ın sıfatları olarak kullanılmıştır.

Leyle-i Kadir / Kadir Gecesi, halk arasında kandil denilen mukaddes gecelerdendir. İslâm’da, Kadir Gecesi'nin mânâ ve önemi büyüktür. Bu durum Kur'ân'da şöyle belirtilmektedir: ‘Şüphesiz ki, Biz O'nu (Kur'an'ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gece, melekler ve Rûh, Rablarının izniyle ile inerler. O gece, fecir doğuncaya kadar bir selâmdır.’

22Tem/140

ESİR MİLLETLER HAFTASI. (17 – 24 TEMMUZ) / Oğuz ÇETİNOĞLU

ESİR MİLLETLER HAFTASI. (17 - 24 TEMMUZ) – Oğuz Çetinoğlu

17 Temmuz 1959 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nin Başkanı Dvvight D. Eisenhovver, yaptığı açıklamada. Esir Milletlerin dramını dile getirmiş ve Esir Milletler Haftası ihdas edilmek suretiyle, problemlerine çözüm aranması gerektiğini belirtmişti. Sonraki yıllarda, 17 - 24 Temmuz günleri, Esir Milletler Haftası olarak değerlendirildi.

Dünya üzerinde, tarih boyunca ve bugün bile Türkler; en çok ferdi esir olan milletlerin başında gelir. Çarlık Rusya’sı dönemi dâhil edilirse, 150 yıldır Moskova zulmü altında inleyen soydaşlarımız, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB)'nin dağılmasının ardından, az da olsa rahat bir nefes alma imkânı bulabildiler. SSCB yönetimi, sırf Türk ve Müslüman olduğu için insanlara baskı, zulüm ve işkence uyguladı, zindanlara attı, sürgünlere gönderdi. Gayri insanî şartlardaki çalışma kamplarında öldüresiye çalıştırdı. SSCB'nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetleri'nde yaşayan soydaşlarımızın çilesi henüz dolmamıştır. Moskova, kendi hesabına, sağlam zeminlere oturttuğu sömürü düzenini hâlâ devam ettiriyor.

14Tem/140

Beyoğlu Müftüsü AYDIN YIĞMAN ile Ramazan ve Oruç Sohbeti – Oğuz ÇETİNOĞLU

Beyoğlu Müftüsü AYDIN YIĞMAN ile Ramazan ve Oruç Sohbeti - Oğuz ÇETİNOĞLU

Oğuz Çetinoğlu: Ramazan ayını idrak ediyoruz. Ramazan ve Oruç hakkında genel bir değerlendirmenizle sohbetimize başlayabilir miyiz?

Aydın Yığman: Yüce dinimizin beş şartından biri olan orucun vakti Ramazan ayıdır. Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri ve müstesna özellikleri vardır. Bu özellikler kısaca şunlardır:

1- İnsanlığı karanlıklardan çıkarıp aydınlığa kavuşturan Rabbimizin son mesajı Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim, bu ayda yeryüzüne inmeye başlamış ve böylece insanlık için yepyeni ve mutlu bir dönem başlamıştır.

Bu gerçek, Kur'an-ı Kerim'de şöyle bildirilmiştir: ‘Ramazan ayı ki onda Kur'an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.’

Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında inmeye başladığı için bu ay, bir anlamda Kur'an ayıdır. Kur'an-ı Kerim’i Peygamberimiz (sav) Efendimiz’e getiren büyük melek Cebrail, her yıl Ramazan ayında Peygamberimize gelir ve o güne kadar nazil olan Kur'an ayetlerini karşılıklı olarak birbirlerine okurlardı.

19Haz/140

Prof. Dr. EKMELEDDİN İHSANOĞLU – Oğuz ÇETİNOĞLU

Prof. Dr. EKMELEDDİN İHSANOĞLU – Oğuz ÇETİNOĞLU

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin mutabakatı ve de TBMM’de temsilcisi bulunmayan siyasî partilerin desteği ile Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi kararlaştırıldı.

Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun.

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun şahsı için ileri sürülecek herhangi bir olumsuzluk bulamayanlar; ‘Tanınmayan, bilinmeyen bir isim’ olduğunu ileri sürüyorlar.

Evet! Günlük politika ile meşgul olmaktan, memleketimizin yetiştirdiği değerli insanlar hakkında bilgi edinme fırsatı bulamayanlar O’nu tanımazlar.

O’nun geniş kütleler tarafından tanınmamış olması; İhsanoğlu’nun kaybı değil, O’nu tanımayanların ayıbıdır.